Hukukun Üstünlüğü Hareketi Başkanı Avukat Barış Mamalı, Meclis Genel Kurulu’nda oybirliğiyle kabul edilen “Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası”yla adındaki amacın dışına çıkıldığını savundu.

Mamalı, yaptığı yazılı açıklamada, “Yasa kapsamında sadece gazeteciler değil, ülkede yaşayan herkes, özellikle Facebook gibi sosyal paylaşım ortamlarında yer alanlar ciddi hapislik tehlikesi altında. Çünkü kişisel verilerin en fazla kullanıldığı, kaydedildiği ve yayımlandığı alan buralar” dedi.

Yasanın iyi irdelenmeden ve layıkıyla tartışılmadan meclisten geçtiğini savunan Barış Mamalı, muhalefeti “uyurgezerlikle” suçladı.

Mamalı, yasada öngörülen hapislik cezalarının basın-yayın yoluyla işlenmesinin ağırlaştırıldığını vurguladı.

“Acilen iptal edilmeli”

Mamalı, yasanın acilen iptal edilmesi gerektiğini vurgulayarak, söz konusu yasanın çerçevesi belirlenmiş, modern hukuk anlayışına uygun, insan haklarını, düşünce özgürlüğünü ve medyanın kamusal haber verme hürriyetini göz önüne alınarak düzenlenmesini istedi.

“Medya hapislikle tehdit ediliyor”

Barış Mamalı, “Bu yasayla özel hayatın dışına çıkılarak insanların normal hayatına müdahale edilmekte, medyanın kamusal denetim ve kamu yararına haber yapma görevi hapislik tehdidiyle engellenmeye çalışılmaktadır” dedi.

Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanının Korunması Yasası”nda soyut, tanımsız ve muğlâk bazı ifadeler olduğunu savunan Mamalı, “Yargı en basit bilgi aktarımlarına karşı müdahale edip cezalandırma durumunda kalacak. Yasadaki en hafif suç hapislikle cezalandırılacak kadar ölçüsüz ve ağır” dedi.

“Yasada tanımsızlık var”

Yasadaki “gizliliğin ihlali”, “özel hayat”, “hukuka aykırı ifşa” ve “gizlilik” kavramlarının teknik kapsamlarının ve tanımlarının yapılmadığını vurgulayan Mamalı, “Bu tanımsızlık karşısında uygulamada ciddi tartışmaların yaşanacağı aşikardır. Oysa böyle cezaya dayalı bir kanunun mümkün mertebe tartışmaya ve yoruma kapalı olması sağlanmalıydı” ifadesine yer verdi.

Haberleşmelerin yayınlanma içeriğinde yolsuzluk, rüşvet, cinayet, tecavüz, usulsüzlük yer alsa da bunların yayınlanmasının yasaklandığını belirten Mamalı, “Suç ihtiva eden haberleşmelerin içeriği, ancak mağdur ve yakınlarıyla polis tarafından mahkemeye delil olarak verilecek olursa suç oluşturmayacak” dedi.

Yasada neler var?

Mamalı, “Bu yasada suç olarak öngörülen davranışların neredeyse tümünde ‘kast’ unsurunun aranmaması, kamusal yarar ölçütünün getirilmemesi nedeniyle hatayla, bilmeden veya yanlışlık sonucu iki kişi arasındaki haberleşmeyi öğrenmek, kaydetmek, ifşa etmek, elde etmek veya yayınlamak dahi hapislikle cezalandırılabilecek” ifadesine yer verdi.

“Kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğinde, suç işlenmesine dair beyanlar veya kamuyu çok yakından ilgilendirecek, kamu yararı taşıyacak derecede önem arz eden ifadeler yer alsa bile yasada bunların 3’üncü kişiler tarafından ifşa edilmesi yasaklanmıştır” diyen Mamalı, bu gibi haberleşmelerde taraflardan birinin diğer tarafın iznini almadan konuşmaların içeriğini ifşa edemeyeceğini söyledi.

“En garip ve tehlikeli düzenlemesi”

Yasanın en garip ve tehlikeli düzenlemelerinden birinin ise “Kişisel Veriler” ile ilgili madde olduğunu ifade eden Barış Mamalı şunları aktardı:

“Bu maddeye göre kişisel verilerin, o kişinin izni olmaksızın kaydedilmesi veya medyada yayınlanması 4 yıla kadar hapislik cezasıyla müeyyidelendirilmiştir.

Herhangi bir kişiye ait olan en basit kişisel bilgiler olan mesleği, medeni hali, sevdiği müzik, üye olduğu dernekler, hobileri gibi hususları dahi izinsiz olarak kaydetmek veya basın-yayın ya da sosyal medya yoluyla yaymak suç olacak.

Eğer yayımladığınız o kişinin siyasal parti veya sendikayla olan bağı veya siyasi görüşleriyse verilecek hapislik cezası daha da ağırlaşacak.”

Yasanın 12’nci maddesinde eksiklik ve muğlaklık olduğunu ve bu nedenle ortaya ilginç durumlar çıktığını savunan Mamalı, “Örneğin mektupla birisine karşı suç içeren tehditler veya hakaretler yapıldığında buna muhatap olan kişi, kendisine bu mektubu gönderenin izni olmaksızın bunu bizzat kendisi mahkemeye delil olarak sunamayacak” dedi.

Dİyalog