“MARAŞ İFADESİNİN COĞRAFİK TANIMI YOK... KAPALI BÖLÜMÜ MÜ YOKSA TAMAMI MI KASTEDİLİYOR. AÇIK DEĞİL”

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Maraş’ın referandumdan önce Rumlara verilmesi gerektiğini savundu. Kasulidis ayrıca Maraş’tan söz edilirken, coğrafik tanımın bulunmadığına işaret ederek, “Varosha” denirken kapalı bölümünün mü yoksa tamamının mı kastedildiğinin açık olmadığını söyledi.

Haravgi “Maraş’ın Alanı Belirlenmiş Değildir” başlıklı haberinde Kasulidis’in verilen bir soru önergesine cevap olarak Rum meclisine gönderdiği Maraş’ın kapladığı alanla ilgili mektubuna yer verdi.

Habere göre Kasulidis, Maraş için yapılan tek coğrafik tanımın, BM Genel Sekreteri tarafından 1 Temmuz 1993 tarihli iyi niyet misyonuyla ilgili raporunda bulunduğunu kaydetti. Kasulidis, 789 (1992) sayılı karara atfen güven yaratıcı önlemlerle ilgili şu ifadelerde bulunduğunu kaydetti:

“Bu öneride, Mağusa’nın güneyinde, Kıbrıs’ın batısında bulunan Maraş’ın çitle çevrilmiş bölgesine atıfta bulunuluyor. Çitle çevrilmiş bölge, BM ara bölgesinin kuzeyine bir miktar mesafede bulunuyor.  Üç tarafı Kıbrıs Türk idaresi altında bulunan kara ile dördüncü tarafı da doğu tarafından denizle çevrilidir. Kuzeyden Güneye yaklaşık 4 kilometre, Doğudan Batı’ya da 1,5 kilometre alana sahiptir. Çitle çevrilmiş bölge, Maraş’ın sadece küçük bir bölümünü oluşturuyor. Türk kuvvetleri tarafından çitle çevrildiği Ağustos 1974 itibarıyla ‘hayalet kent’ halindedir.”

Gazeteye göre, Kasulidis, Güvenlik Konseyi’nin 1984 tarihli 550 sayılı kararında “Varosha” (Maraş)  teriminin coğrafik açıdan ne anlama geldiğinin tayin edilmediğini belirttiği mektubunda, hiçbir kararda ‘çitle çevrili bölge’ ifadesinin kullanılmadığını; Genel Sekreter’in de 1993 tarihli iyi niyet misyonu raporunda, çitle çevrili bölgenin Maraş’ın sadece küçük bir bölümü olduğunu kabul ettiğini savundu.

Kasulidis, cevap mektubunda bütün bunların, 550 sayılı karardaki Maraş ifadesinin yalnız kentin çitle çevrili bölgesinin kastedilmediğini ancak Maraş’ın alanını da tayin etmediğini gösterdiğini öne sürdü.

Politis “Kasulidis’in LGR’ye Mülakatı... ‘Maraş Referandumdan Önce Verilsin’” başlıklı haberinde, Kasulidis’in Londra’da yayın yapan Rum radyosuna (LGR)  verdiği mülakatta, çitle çevrili (kapalı) Maraş’ın Türk askeri tarafından BM’ye, Kıbrıs sorununa muhtemel bir çözüm için referandum yapılmadan önce verilmesi gerektiğini savunduğunu yazdı.

Gazeteye göre, Kasulidis mülakatın Güven Yaratıcı Önlemlerle ilgili bölümünde, özellikle Maraş konusuna değindi ve yeniden inşası ve elektrik, içme ve sulama suyu tesisatı, kanalizasyon, v.b. altyapı çalışmaları için zaman gerekeceğini, bunlar yapılmadan kimsenin oraya gidip yerleşemeyeceğini anlattı.

Bugünkü konjonktürdeki kritik noktanın, kapalı Maraş’ın BM Barış Gücü’ne ne zaman verileceği olduğu görüşünü savunan Kasulidis  “Anahtar orasıdır ve Kıbrıs halkının, Türkiye’nin anlaşmada yer alacak her şeye uyacağına güvenebilmesi için (Maraş’ın) verilmesi gerekir”  iddiasında bulundu.

Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisiyle ilgili bir soruya karşılık “iyi niyet ilanları ile tahrikler arasındaki dengeyi değerlendirmeye çalışıyoruz. Tahriklerin, bize ‘buraya kadar’ dedirtecek şartları yaratması halinde Başkan Anastasiadis, kamuoyuna yapacağını açıkladığı şeyi yaparak müzakerelere katılımdan vazgeçecek” dedi. Kasulidis, Türkiye’nin bu konuda daha akılcı davranması gerektiğini savundu.

Mülakatta müzakere sürecine de değinen Kasulidis, şu anda müzakerecilerin görüşmelerinde iki toplumun hangi konularda anlaşma menziline yakın, hangilerinde büyük anlaşmazlık içerisinde olduğunun değerlendirildiğini, bir sonraki aşamada bu anlaşmazlıkların yakınlaştırılması veya daraltılmasına çalışılacağını belirterek ikinci aşamanın Nisan’da olmasının beklendiğini söyledi.

Yoannis Kasulidis “Önemli olan, müzakerecilerin bugün müzakerelerin yapıldığı zeminin hangisi olduğunu bilmeleridir. Tarafların hiçbirinin bu zemin çerçevesine geri dönmeyeceğini biliyorlar” dedi.

Tak