1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. MATHEW KIDD: “SON FIRSAT DEĞİL AMA ŞU ANDA VAR OLANDAN DAHA İYİSİ OLMAYACAK”
MATHEW KIDD: “SON FIRSAT DEĞİL AMA ŞU ANDA VAR OLANDAN DAHA İYİSİ OLMAYACAK”

MATHEW KIDD: “SON FIRSAT DEĞİL AMA ŞU ANDA VAR OLANDAN DAHA İYİSİ OLMAYACAK”

Mathew Kidd: “Son fırsat değil ama şu anda var olandan daha iyisi olmayacak”

A+A-

“AMERİKALILAR DAHA ÇOK PERDE ÖNÜNDE, ANCAK BİZİM DE ÖNCEKİNDEN DAHA AZ MÜDAHİL OLDUĞUMUZ DOĞRU DEĞİL”

“KIBRIS SORUNU ŞU ANDA TÜRK HÜKÜMETİNİN GÜNDEMİNİN BİRİNCİ KONUSU DEĞİL AMA BU, İLGİLENMEDİĞİ ANLAMINA GELMİYOR”

İngiliz Yüksek Komiseri Mathew Kidd (Kıbrıs sorununda) “Son fırsat değil ama şu anda var olandan daha iyisi olmayacak” dedi.

Fileleftheros, Kıbrıs’taki görev süresini tamamlayan ve Ağustos ayında Ada’dan ayrılacak olan İngiliz Yüksek Komiseri Kidd’le yaptığı röportajı, Kidd’in yukarıdaki sözünü başlığa çekerek yayımladı.

Gazeteye göre, görev süresi boyunca güttüğü ana hedefin, “kimseyi rahatsız etmeyecek, özellikle de herhangi bir şey dayatmak istedikleri intibaı vermeyecek şekilde yardımcı olmak” olduğunu söyleyen Kidd, röportajda enerji, İngiltere’nin rolü ve Güney Kıbrıs ile ilişkiler konularındaki sorulara cevaplar verdi.

“AMERİKALILAR DAHA ÇOK PERDE ÖNÜNDE, ANCAK BİZİM DE ÖNCEKİNDEN DAHA AZ MÜDAHİL OLDUĞUMUZ DOĞRU DEĞİL”

İngiltere’nin ilk kez gelişmelere önderlik etmiyor göründüğü gözlemi ortaya konularak bunun İngiltere’nin tercihi mi yoksa ABD’nin önderlik istemesinden mi kaynaklandığı sorusuna karşılık Kidd, görev süresi boyunca en azından BM’nin, grup başkanı olarak bir özel danışmanı olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Şu anda bu geometri yok, ancak öncekinden daha az müdahil olduğumuz doğru değil. Biden’ın ziyareti ve diğer bazı hareketleri aracılığıyla Amerikalıların daha çok perde önünde olduğu doğrudur. Daha görünürdürler. Ancak bizim daha az iş yaptığımızı veya oturup Amerikalıların her şeyi ele almalarını beklediğimizi zannetmiyorum.

Amerikalılara ve Biden’ın, Nouland’ın ziyaretleri ve Nouland’ın Ortak Açıklama mutabakatında oynadığı role bakıldığında, onların yaptıkları daha gözle görünürdür. Biz, geçmişte olduğu gibi, bugün de illa görünmesi gerekmeyen çeşitli şeyler yapıyoruz.”

Gazetenin, “perde gerisinde çalışmayı mı tercih ediyorsunuz” sorusuna karşılık Kidd, “Zannederim, daha sağduyulu şekilde mesajlar iletilebilecek bazı özel temaslar yapabilmek çok daha özlü ve sonuç alıcıdır. Bu, bazı şeylerin anlaşılmasına veya yanlış anlamaların aşılmasına katkı koyar, bunların illa ertesi günü basına yansıması gerekmez” cevabını verdi.

“ZAMAN GEÇTİKÇE SORUN DAHA DA ZORLAŞIYOR”

Gazetenin, “Bunun, Kıbrıs sorununun çözümü için son fırsat olduğuna mı inanıyorsunuz? Bu görüşü savunanlar var” sorusuna karşılık Kidd şunları söyledi:

“Kanımca hiçbir zaman, bu son fırsattır denilemez.  Söylenebilecek şey, zaman geçtikçe sorunun daha da zorlaştığıdır. Geriye bakarsak, mülkiyet gibi çözülmesi gereken bazı konuların geçmişe oranla bugün çok daha zorlaştığını görürüz.  Durum olduğu gibi kaldıkça işleyebilecek çözüm bulmak da o kadar zorlaşıyor.

Son fırsat değil ancak bugün var olandan daha iyisi olmayacak. Sadece zamanın geçmesinin yardımcı olmamasından değil, meselenin önem arz ettiği çoğu merkezde kararlılık kombinasyonu bulunmasından dolayı. Bu her zaman böyle değildi. Bu anı ve bu ortamı olabildiğince olumlu değerlendirmeye çalışmanız mantıklıdır.”

“KIBRIS SORUNU ŞU ANDA TÜRK HÜKÜMETİNİN GÜNDEMİNİN BİRİNCİ KONUSU DEĞİL AMA BU, İLGİLENMEDİĞİ ANLAMINA GELMİYOR”

Kidd’e Ankara’da da olumlu ortam olup olmadığı soruldu. “Şu anda Türk hükümetinin göğüslemesi gereken, bazıları çok zor birçok meydan okuma bulunduğuna işaret eden Kidd, devamla şunları söyledi:

“(Kıbrıs sorununun) şu anda Türk gündeminin birinci sırasında olduğunu düşünmüyorum. Özellikle bu hafta Irak’ta kaçırılanlar konusunun gündemlerinin birinci sırasında olmaması biraz tuhaf olurdu. (Kıbrıs meselesinin) birinci gündem maddeleri olmaması, ilgilenmedikleri anlamına gelmiyor.  Üst düzeyde, ilerleme sağlanması yönünde bir hazırlık var. Mekanizmaları, bizim istediğimiz kadar aktif olmasa da bu yönde çalışmaya hazırdır.  Tekrar ediyorum, gündemlerinin birinci sırasında olmaması, hiçbir şey olamayacağı anlamına gelmez. Kıbrıs sorunu öncelikleri olmadığına göre, hiçbir şey olmayacak intibası ile sorun yaratılmaması gerekir. Böyle bir sonuca varamayız.”

Güney Kıbrıs’ın AB üyesi olması ile doğal gaz bulunmasının çözümün içeriğinde de bir şeyler değiştirip değiştirmediği sorusuna karşılık Mathew Kidd şunları söyledi:

“ENERJİ KONUSU MÜZAKERELERDE ARKA TARAFTA BULUNAN BİR KONUDUR”

“Tabii. Bu iki unsur, farklı şekilde, en azından görüntünün arka planında bulunacak. AB yönü perde önünde olacak, bazı meselelerin de Kıbrıs’ın üye ülke olması olgusu temelinde çözülmeli. Enerjinin çözüm içeriğinin parçasını oluşturup oluşturmayacağı net değildir. Olabilir de olmayabilir de. Öyle olsa da, olmasa da, tarafların yapacağı hesapların arka planında bulunacak.  Doğal kaynaklar federal yetkilerde olsa bile aslında müzakerelere konu olup olmayacağına bakılmaksızın aslında var olan bir konudur”.

Enerji konusunun iki taraf arasındaki müzakerelerde görüşülmesi gereken bir konu olup olmadığına ilişkin görüşü sorulan Kidd, arka tarafta (background) bulunan bir konu olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:

“Kıbrıs doğal gazının var olduğu şu anda konu, yeni bir Birleşik Kıbrıs tarafından nasıl yönetileceği meselesi gündeme geliyor. Özellikle müzakereler çerçevesinde detaylı olarak görüşülüp görüşülmeyeceği gerek bir gerek diğer istikamete gidebilir. İki tarafın, sorunlardan bazılarının çözümüne yardımcı olabilecek yeni olumlu perspektifleri görmelerini umuyorum. Başka yöntemler de olabilir. Ancak nasıl hareket edeceklerini ve prosedürün ne olacağını dayatmak dıştan birinin işi değildir.”

“TÜRKİYE BÜYÜK BİR ENERJİ TÜKETİCİSİ (PAZAR)”

Kidd’e Türkiye’nin bu konudaki rolünün ne olduğu soruldu. Türkiye’nin büyük bir tüketici (Pazar) olduğuna işaret eden Kidd, Türk ekonomisinin de enerji ihtiyacının da dikey bir gelişme gösterdiğini, bunu kendisi üretemediğinden Rusya başta olmak üzere İran ve Orta Asya kaynaklarından satın aldığını anlattı, “İdeal bir dünyada, aç bir Türk piyasası olması iki tarafın da çok işine gelirdi. Ancak bu istikamette bazı büyük sorunlar var. Ancak Türkiye’nin enerji ihtiyacı ilerleme olmasına olumu unsur teşkil edebilir” dedi.

Kidd, daha önce İngiliz sömürgesi olan ülkelerde olduğu gibi Kıbrıs’ta da İngiltere’nin niyetleri konusunda kuşkuculuk bulunduğuna işaret ederek, “düşünceli, hassas ve destekçi olmaya çalışıyoruz” telkininde bulundu.

“EURO BÖLGESİNDE OLMASAYDI KIBRIS BUGÜN ÇOK DAHA ZOR DURUMDA OLURDU”

İngiltere’nin Euro Bölgesi’nde olmadığı hatırlatılarak, Güney Kıbrıs da Euro Bölgesi’nde olmasaydı şu anda ekonomik açıdan daha iyi durumda mı olacağı sorulan Mathew Kidd, “Çok daha zor durumda olurdu” dedi.

Gazetenin, Rum yönetiminin 2012-2013 döneminde yardım için Londra’ya başvursaydı karşılık bulup bulmayacağı sorusuna karşılık, “yardımın türüne bağlı” cevabını veren Kidd’e, “Rusya’nın yardımı gibi mi?” sorusu yöneltildi. Rusya’nın Güney Kıbrıs’a para verdiğini ancak sorunu çözmediğini söyleyen Kidd, şöyle devam etti:

“O aşamada daha çok kredi, cevap olmayacaktı. Euro Bölgesi’nden yardım zamanı geldiğinde, sorunlardan birinin çok yüksek borç olduğunu gördük. Kredi vermeye yanaşsak ve vermeyi kabul etseydik sorunu çözmeyecektik, Kıbrıs’ın; borcun tavan yatığı noktaya erişmesine katkı koyacaktık. Kriz geçtiğinde yaptığımız, Euro Bölgesi ile müzakerelerde uzmanlarımız aracılığıyla teknik destek vermekti. Bunun, maddi bir kredi vermekten çok daha kıymet ettiğini umarım.”

TAK

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.