1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. MECLİSTE KIBRIS MÜZAKERELERİ VE DAVUTOĞLU’NUN “TAKSİM” AÇIKLAMASI KONUŞULDU
MECLİSTE KIBRIS MÜZAKERELERİ VE DAVUTOĞLU’NUN “TAKSİM” AÇIKLAMASI KONUŞULDU

MECLİSTE KIBRIS MÜZAKERELERİ VE DAVUTOĞLU’NUN “TAKSİM” AÇIKLAMASI KONUŞULDU

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, “Yurt Dışında Görev Yapan Personelin Kadroları ve Dış Görev Ödenekleri (Değişiklik) Yasa Tasarısı”nın görüşülmesi sırasında Kıbrıs müzakereleri ve Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “taksim” açıklaması da ele alı

A+A-

KIBRIS MÜZAKERELERİ VE DAVUTOĞLU’NUN “TAKSİM” AÇIKLAMASI KONUŞULDU

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, “Yurt Dışında Görev Yapan Personelin Kadroları ve Dış Görev Ödenekleri (Değişiklik) Yasa Tasarısı”nın görüşülmesi sırasında Kıbrıs müzakereleri ve Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “taksim” açıklaması da ele alındı.

CTP Milletvekili Abbas Sınay, konuşmasında, Kıbrıs’ta doğalgaz ve petrolün varlığının ortaya çıktığı ve Kürt sorununun çözülmesi gibi Kıbrıslı Türklere çözüm sürecinde avantaj sağlaması gerektiren olayların yaşandığı bir dönemde, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “2013 sonuna kadar ya çözüm ya da taksim” şeklinde açıklama yapmasını eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun da “anlaşmamak da bir anlaşmadır” şeklinde açıklamalar yaptığını söyleyen Sınay, bu düşünce biçimiyle bir yere varılamayacağını, masaya bu anlayışla oturulacağına hiç oturulmaması gerektiğini iddia etti.

Sınay, Kıbrıslı Türklerin avantajına olacak bir durumu dezavantaja çevirdiğini iddia etti. Türkiye ile KKTC arasında imzalanan mali protokolü okuduğunda utandığını söyleyen Sınay, ikili ilişkilerin bu şekilde sürdürülmemesi gerektiğini ifade etti.

CTP’nin Yurt Dışında Görev Yapan Personelin Kadroları ve Dış Görev Ödenekleri Yasa Tasarısı’na olumlu oy vereceğini söyleyen Sınay, tüzüğün de 6 ay içinde geçirmesi gerektiğini kaydetti.

Sınay, seçim günü Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün dışındaki tüm bakanları, resmi makam araçlarına sivil plaka takarak, Lefkoşa’yı turladığını iddia eden Sınay, bunun kabul edilebilir olmadığını söyledi.

Sağlık Bakanı’nın Rumlara sağlık hizmeti verilebileceği yönündeki açıklamasını da eleştiren Sınay, “Kendi toplumuna sağlık hizmeti veremeyen Sağlık Bakanlığı’nın Rumlara sağlık hizmeti vermeyi konuşması halka alay etmektir” dedi. Sınay, ülkede kanser hastalığının arttığı bugünlerde Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde sürekli bir onkoloğun dahi olmadığına işaret ederek, parası hazır olduğu halde hala Onkoloji Hastanesi konusunda bir şey yapılmadığını belirtti.

Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu’nun, Sınay’ın konuşmasının ardından “sataşma” var diye söz hakkı istemesi ve Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Mustafa Yektaoğlu’nun bu söz hakkını vermemesi üzerinde sert tartışmalar yaşandı.

NAMİ

CTP Milletvekili Özdil Nami de konuşmasında, Dışişleri Bakanlığı’na ayrılan kaynakların yetersiz olduğunu söyledi. Nami, bu durumun dış platformlarda zor duruma düşmelerine neden olduğunu belirtti.

Kıbrıs müzakerelerin yeniden başlamasına dönük beyanatlara değinen Nami, TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Yunanistan Dışişleri Bakanı’na yolladığı mektupta 3 öneri sunduğunu ancak Kıbrıs Türk tarafının bu önerilerden haberdar olup, olmadığının merak konusu olduğunu söyledi.

Nami, şöyle devam etti:

“Davutoğlu mektubunun başında, birinci tercihinin kapsamlı çözüm olduğunu söyledi. Buna kimsenin itirazı olamaz. Daha sonra, bu kapsamlı çözüme ulaşılamazsa, tarafların, Güney Kıbrıs’taki doğal gazın kullanımı konusunda ortak bir komite kurması ve bu doğal gazın satışından elde edilecek gelirin, ortak bir hesapta toplanıp, çözümden sonra kullanılsın önerisinde bulundu. Üçüncü paragrafta ise çözüm olmuyorsa, 2013 sonunda taraflar ayrılsın ve taksim gerçekleşsin deniliyor.”

Söz konusu mektupta, Türk tarafının önceden yaptığı öneriyle çelişen ifadeler bulunduğunu ve kavram karmaşasının sözkonusu olduğunu kaydeden Nami, “Kıbrıs sorununda taraf Kıbrıs Türk tarafı iken, böyle bir çıkış yapılacaksa, bunun Türk tarafının temsilcilerinin yapması gerekmez miydi?” dedi.

Özdil Nami, mektubun, talihsiz bir mektup olduğunu, özellikle 3. paragrafın düşündürücü olduğunu söyledi. Nami, “Rum tarafının müzakere sürecine odaklanamayacağının açık bir şekilde ortada olduğu bir dönemde Türk tarafının böylebir çıkış yapması gereksiz ve zamansız oldu” yorumunda bulundu.

Nami, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun müzakere süreciyle ilgili hazırlıklarını meclise danışmadan, “ben yaparım, olur” mantığıyla sürdürdüğünü ileri sürerek, eleştirdi.

Müzakereler hemen başlamalı yönündeki açıklamayı da eleştiren Nami, “Amaç müzakere mi, şov mu? Buna karar vermek lazım. Önemli olan üzümü yemek olmalı, bağcıyı dövmek değil” dedi.

Özdil Nami, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun meclisteki partilerle sıkı bir işbirliği içinde olması ve sürece hazırlanması gerektiğini söyledi. Özellikle bölgedeki son gelişmelere bakıldığında, Kıbrıs konusunda bir şeylerin pişirildiğinin aşikar olduğunu savunan Nami, kendilerinin bunlardan habersiz olduğunu belirtti.

SOYER

CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıs adası stratejik konumu nedeniyle dış dünyadaki gelişmelerden etkilendiğini söyledi. Soyer, Avrupa Birliği sürecini buna örnek olarak gösterdi.

Soyer, Kıbrıslı Türklerin, müzakerelerde aktör ve faktör olmadığı bir döneme girildiğini, inisiyatifi Türkiye’ye bırakan bir konumda olunduğunu iddia etti.

Kıbrıslı Türklerin siyasi liderliğinin ve politikalarının öne çıkılması gerektiğini vurgulayan Soyer, son dönemde Türkiyeli bakanların Kıbrıs sorununa ilişkin konularda görüş bildirdiğini söyledi.

Soyer, Cumhurbaşkanlığı’nın Kıbrıs sorununda değil muhalefet ile hükümet ile bile birlikte çalışmadığını, bunun Kıbrıslı Türkleri edilgen bir konuma soktuğunu iddia etti.

Soyer, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun doğalgaz konusundaki açıklamalarının Kıbrıs Türklerin hak  iddialarını zayıflattığını, bu hakkından kolaylıkla vazgeçebileceğini izlenimi yarattığını iddia etti.

Soyer, Güney Kıbrıs’taki ekonomik krizi de değerlendirerek, bunun istismar edilmemesi gerektiğini söyledi.

Avrupa Güvenlik İşbirliği Anlaşması konusunun yeni bir unsur olduğunu söyleyen Soyer, tüm dünyada kavganın enerji kaynaklarının paylaşılması üzerine olduğunu, güvenlik konusunun büyük önem arz ettiğini kaydetti.

Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın Kürt sorununda ezberi bozan, yeni fikirleri temel alan bir şekilde adımlar attığını söyleyen Soyer, Türkiye’de silahların sustuğu, barış ve demokrasiye dönük bir sürece girildiğini kaydetti.

Kıbrıs’ta da yeni fikirlerin ortaya çıkacağı, ezberlerin bozulacağı adımlar atılması gerektiğini söyleyen Soyer, “Eskinin acısını göz ardı etmeden yeniyi kurma zamanıdır” dedi.

Lefkoşa Türk Belediyesi seçim sürecinde yaşananlara değinen Soyer, seçim sonrasında katılım oranının tartışılmaya başlandığını söyledi. Soyer, “Seçime katılım oranı yüzde 58 oldu. 2010 yılında katılım yüzde 60’tı. O zaman katılım sorun olmadı da CTP kazandığında mı problem oldu” diye sordu.

Ferdi Sabit Soyer, seçime katılım oranının düşüklüğüne de değinerek, belli bir seçmenin Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde sandığa gittiğini ancak yerel seçimde sandığa gitmediğini söyledi. Soyer, seçim listelerinin yeniden teker teker ele alınıp, değerlendirilmesi ve seçmenlerin kayıtlı olduğu yerde yaşayıp, yaşamadığına bakılması gerektiğini savundu.

Soyer, Belediyeler (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nda yapılmak istenen değişikliği ve geri çekilmesini de eleştirdi.

HASİPOĞLU

Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu, “sataşmaya” yanıt vermek için çıktığı kürsüde Kıbrıs meselesinin çözümüne değindi ve çözümün, Kıbrıs Türkü’nün iradesinde olmadığını söyledi.

Hasipoğlu, Rum tarafı ne derse desin, Kıbrıs Türkü’nün çözüm iradesinin ortada olduğunu belirtti. Çözüm istemeyen tarafın Rum tarafı olduğunu kaydeden Hasipoğlu, Kıbrıs Türkü’nün ev ödevini en iyi şekilde yapması ve lobi faaliyetlerine ağırlık vermesi gerektiğini ifade etti.

CTP Milletvekili Abbas Sınay’ın şahsına yönelik eleştirilerine de değinen Hasipoğlu, Onkoloji Hastanesi’nin temelinin gelecek yıl atılacağını ve tam anlamıyla faaliyete geçmesinin 1 yılı alacağını söyledi. Rumların KKTC’den sağlık hizmeti alabileceği yönündeki sözlerinin de saptırıldığını söyleyen Hasipoğlu, kendisine söz vermeyen Mustafa Yektaoğlu’nu da “iç tüzüğü bilmemekle” suçladı.

EMİROĞULLARI

TDP Milletvekili Mustafa Emiroğluları, Lefkoşa’daki yerel seçimlerde UBP’nin artık sonunun geldiğinin görüldüğünü ve erken seçimin önünü açmaları gerektiğini gösterdiğini savundu.

Fellahoğlu’nu kutlayan Emiroğluları, olgun bir seçim süreci geçirildiğini ancak son akşam yaşananların hoş olmadığını, sağdaki siyasi partilerin çağ dışı olduğunu gösterdiğini belirtti.

Oy satın alma ve vaatlerle insanların kandırıldığı bir gece yaşandığını ve bunu kınadığını belirten Emiroğlu, sandığın soldaki partilerin başarısını ve iktidara yakın olduğunu gösterdiğini kaydetti.

UBP’nin halkın iradesini kaybettiğini, kendilerinin de daha dikkatli bilinçli ve koordineli olmaları gerektiğini belirten Emiroğluları, yapılacak bir erken seçimde UBP Hükümeti’nin gideceğini iddia etti.

Yasaya olumlu oy vereceklerini belirten Emiroğluları, Kıbrıs konusu ve Kıbrıs Türk toplumuna ilgili yapılan demeçleri eleştirdi.

Egemen Bağış’ın Kıbrıs Türk toplumu “kendi malıymış” gibi ve kendini savunamayan bir toplummuş gibi Kıbrıs Türk halkının hamilliğine soyunduğunu kaydeden Emiroğluları, “Kendi işine baksın. Bizim uluslararası camiadaki konumumuzu etkileyecek açıklamalar yapmasın” dedi.

Emiroğluları, “Egemen Bağış’ın ülkeye siyasi destekler verip faaliyetlerde bulunabileceğini ancak Kıbrıs Türkü’nün mutabık olacağı görüşler verebileceğini anlatarak, Bağış’ın Kıbrıs Türk toplumunu buzdolabına koyma hakkına sahip olmadığını, görüş alarak açıklama yapabileceğini” aktardı.

Emiroğluları, ülkeyi adil ve gerçekçi yönetmek gerektiğini belirterek, Güney Kıbrıs’ın çöküşünden nemalanmaya çalışan bir zihniyetle bir yere ilerlemenin mümkün olmadığını söyledi.

 

Kaynak: TAK

Etiketler : ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.