1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. MEKİK DİPLOMASİSİNİ BENİMSEMEK, ZAMANA OYNAMAK DEMEK
MEKİK DİPLOMASİSİNİ BENİMSEMEK, ZAMANA OYNAMAK DEMEK

MEKİK DİPLOMASİSİNİ BENİMSEMEK, ZAMANA OYNAMAK DEMEK

Eroğlu, bir anlaşmaya ancak müzakere masasında görüşülerek varılabileceğine işaret ederek,

A+A-

EROĞLU: “MEKİK DİPLOMASİSİNİ BENİMSEMEK, ZAMANA OYNAMAK DEMEK”

“TÜRKİYE’NİN ÜÇ AY İÇİN GEMİLERİNİ ÇEKMESİNE İLİŞKİN RUM KESİMİNİN ÖN KOŞULUNU KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL”

“(İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM) BANA GÖRE GAYET YERİNDE BİR AÇIKLAMADIR”

“KARPAZ’IN, GÜZELYURT’UN, GÜNEY MESARYA’NIN TÜMÜNÜ VE KUZEY MESARYA’NIN DA YARISINI İSTİYORLAR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, bir anlaşmaya ancak müzakere masasında görüşülerek varılabileceğine işaret ederek, aracılarla bir antlaşmaya varmanın mümkün olmadığını söyledi. Eroğlu, “Mekik diplomasisini benimsemek demek zamana oynamak demek” dedi.

Eroğlu, Kıbrıs Rum tarafının, “Türkiye’nin gemilerini doğal gaz için sondaj çalışması yapılan bölgeden üç aylığına geri çekmesi ön koşulunun” da kabul edilemez olduğunu söyledi.

Kıbrıs Türk tarafı olarak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi liderinin, müzakerelere dönmek için ortaya attığı herhangi bir önkoşulu kabul etmelerinin mümkün olmadığını ifade eden Eroğlu, “Burada mühim olan  Anastasiadis’in önkoşulsuz müzakerelere dönmesidir” şeklinde devam etti

Eroğlu, Meclis Platformu ile gerçekleştirdiği görüşmenin arından basına yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Barbaros Hayrettin Paşa sismografik araştırma gemisinin Doğu Akdeniz’de KKTC adına yaptığı araştırmalarını bahane göstererek müzakerelerden çekilmesini ve bunun ardından Kıbrıs Rum Ulusal Konseyi’nin aldığı 8 maddelik önlemler paketini ele aldıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Meclis platformundaki arkadaşlarla yaptığımız görüşmede, güneyin önkoşulunu kabul edecek pozisyonda olmadığımızı ortaya koydu” dedi.

“MEKİK DİPLOMASİSİNİ BENİMSEMEK, ZAMANA OYNAMAK DEMEK”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, sorun üzerinde bir anlaşmaya ancak müzakere masasında görüşülerek varılabileceğine işaret ederek, aracılarla bir antlaşmaya varmanın mümkün olmadığını, dolayısıyla Anastasiadis’in koşulsuz masaya dönmesi gerektiğini ifade etti. Eroğlu, “Karşılıklı pazarlıkların yapılacağı bir zamanda müzakere masasını terk etmek için suni nedenler yaratması, bir anlaşma arayışı içerisinde olmadığını göstermesi bakımından da önemlidir. Mekik diplomasisini benimsemek demek zamana oynamak demek” dedi.

Sorunun çözülmesi için Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide aracılığıyla görüş teatisi yapıldığını ancak sorunun aşılamadığını kaydeden Eroğlu, “Bu ‘informal’ denilen yöntemle dahi anlaşmaya varılması mümkün olmamıştır” dedi.

“Türk tarafı mekik diplomasisini ret etmiştir” şeklinde çıkan haberlerin gerçekleri yansıtmadığını da kaydeden Eroğlu, “Biz informal olarak Eide ile görüştük. İki görüşme yaptık. Bizim görüşlerimizi onlar kabul etmedi onların görüşmelerini biz kabul etmedik. Dolayısıyla müzakere masasına oturmadan bir anlaşmaya varılamayacağını bu şekilde gördük” dedi.

“Üçüncü safhaya girilmişken Kıbrıs Rum tarafının suni gerekçeyle masadan kaçması kabul edilebilir bir durum değildir” diyen Eroğlu, Türk gemilerinin daha önce de bölgede sismik araştırma yaptığını ve Türkiye Deniz Kuvvetleri’ne ait gemilerin devamlı olarak bölgede dolaştığını söyledi.

Eroğlu, “Daha önce de Piri Reis gemisi bizim adımıza araştırma yapmaktaydı. Türkiye Deniz kuvvetlerine mensup gemiler yıllardan beri Akdeniz’de dolaşmaktadır. Dolayısıyla herhangi bir taciz hareketine girmediklerini de dikkate alırsak, Rum tarafının karşılıklı müzakereler, tavizlerle sorunu çözme noktasından kaçmak için oynadığı bir oyundur… Ön şartsız masadan kalktığı gibi gelir ve üçüncü safhadaki görüşmelere başlarız. Belli bir zaman limiti içerisinde de görüşmeleri tamamlarız” dedi.

“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM YERİNDE BİR AÇIKLAMA”

Eroğlu, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun “İki Devletli Çözüm için müzakere yapılması önerisiyle” ilgili olarak, “Bana göre gayet yerinde bir açıklamadır. Eğer Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, denizlerinde olan her şey benim devletimindir iddiasındaysa, kuzeydeki denizler de benimdir. O zaman neyi görüşeceğiz? O zaman paylaşma yapılmıştır.. İki devlet başlığını müzakere masasına taşıyıp tartışılması kalmıştır” dedi.

Bunun yeni bir müzakere masasına çağrı anlamına geldiğini ifade eden Eroğlu, “Sen, adanın güneyindeki denizler benimdir, benim egemenliğim altıdadır dersen; ben de siz,e gel müzakere masasındaki misyonumuzu değiştirelim derim” dedi.

“KIBRIS RUM TARAFININ ÖNKOŞULUNU KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, dünyanın, Kıbrıs Rum kesiminin müzakereleri haksızca askıya almasına fazla önem vermediğini kaydetti.

Kıbrıs Rum kesiminin müzakerelere dönme koşulunun, Kıbrıs Türk tarafına Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide tarafından iletildiğini anımsatan Eroğlu, “Türkiye üç ay için gemilerini çekmesini istiyorlar. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti bizim adımıza sismik araştırmaları yapıyor. Kıbrıs Rum Yönetimi istedi diye 80 milyonluk bir Türkiye bunu kabul etmez. Bizim Türkiye’den böyle bir talepte bulunmamız da mümkün değil, çünkü bizim adımıza sismik araştırmalar yapıyorlar. Bunu ön koşul olarak kabul etmek mümkün değil” dedi.

ANASTASİADİS’E GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİ

Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’e, müzakere masasına çok uzun zaman geçmeden dönme çağrısı yapab Eroğlu, Brüksel’de rahatsızlanan Anastasiadis’e geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

KKTC’de yıllardan beridir istismar edilen “çözüm” ve “barış” kelimelerinin, sadece bir veya iki partiye mahsus kavramlar olmadığını ifade eden Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının yaşayabilir bir antlaşma istediğini; esas olanın, müzakere edilmekte olan iki bölgeli, iki toplumlu, siyasal eşitliğe dayalı Federal Cumhuriyet’in altının nasıl doldurulacağı olduğunu kaydetti.

Eroğlu, “Kıbrıs Rum Yönetimi, bu federal cumhuriyetin altını, Kıbrıslı Türkleri adada azınlığa düşürecek, Kıbrıslı Türklerin güvenliğini sağlayan Garanti Anlaşma’sını kaldıracak, Kıbrıslı Türkleri 40 yıldan beridir yaşadığı topraklardan edecek, mülkiyet hakkının 1974 öncesi sahibinin olmasını sağlayacak, 1975’ten sonra KKTC vatandaşı olanlara mülkiyet edinme hakkını kaldıracak, adada sadece belli şartlarda kalmalarını mümkün kılacak ve oy kullanma haklarını kaldıracak unsurlarla doldurmaya çalışıyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıslı Rumların toprakla ilgili taleplerini, düzenleyeceği bölge toplantılarında halkla paylaşacağını ifade etti.

“İSTEDİKLERİ, BU TOPRAKLARDA YAŞAMAMIZA MÜSAİT OLMAYAN ÇÖZÜMDÜR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Sadece toprak taleplerini, bu dört-beş maddenin altına koyduğumda, istedikleri çözüm, bu topraklarda yaşamamıza müsait olmayan bir çözümdür. Bizi bu topraklardan itecek ve Rum Cumhuriyeti altında yaşamaya mahkûm edecek bir antlaşmadır” dedi.

Rum tarafının, müzakerelerin başlaması için Şubat 2014 öncesinde ortaya koyduğu ön koşulları anımsatan Eroğlu, “Artık bizim müzakere masasında ön koşullarla zaman kaybetme sabrımız yoktur. Oturalım, konuşalım. Anlaşabilirsek açıklayalım, antlaşamazsak bunu dünya görsün” şeklinde devam etti.

TOPRAK KONUSU

Kıbrıs Rum Yönetimin çok büyük ölçekte toprak talebine bulunduğuna da atıfta bulunan Eroğlu, “İstenilen toprağı verdiğimiz takdirde biz o zaman nerede yaşayacağız sorusunu kendi kendime sorarım. İstediği topraklar çok geniş” dedi.

Cumhurbaşakanı Eroğlu, “Düşünün Karpaz’ın, Güzelyurt’un, Güney Mesarya’nın tümünü ve Kuzey Mesarya’nın da yarısını istiyorlar. Biz de, bize kalacağınızı zannettiğimiz topraklarda Rum’un kiracısı olacağız….Kıbrıs Türk halkı bir antlaşmadan yanadır ama nasıl olursa olsun bir anlaşma değil” dedi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.