1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. MELİZ YARIN TAHLİYE OLUYOR!
MELİZ YARIN TAHLİYE OLUYOR!

MELİZ YARIN TAHLİYE OLUYOR!

Toplu baskısı ve toplumdan dışlanacağı...

A+A-

Girne Ada Hospital’de, 17-18 haftalık hamileliğini gayrı yasal bir şekilde sonlandırmak suçundan 9 ay hapse mahkum edilen ve kararı istinaf eden Meliz Akçal'ın cezası üç aya düşürüldü

Emine UYSAL

Kamuoyunda büyük yankı uyandıran ve duyulduğu ilk günden beri gündemden düşmeyen Ada Hospital’deki yasa dışı kürtaj meselesinde adı belirlenen ilk anne olan ve 17-18 haftalık hamileliğini gayrı yasal yollardan sonlandırdığı gerekçesiyle 9 ay hapse mahkum edilen Meliz Akçal’ın, Yüksek Mahkeme’ye yaptığı istinaf başvurusu kabul edildi.

Yargıtay Ceza Heyeti, Meliz Akçal’ın, 3 Mart tarihinde aldığı 9 aylık hapis cezasını üç aya düşürdü.

Akçal, kararın ardından uzun uzun sevinç gözyaşı döktü.

Merkezi Cezaevi’nde hükümlü tutuklu olan Akçal’ın 17 Mayıs’ta tahliye olacağı öğrenildi.

Dün sabah saat 10.40’ta okunan istinaf kararını, Meliz Akçal’ın ailesi ve arkadaşları da izledi.

Meliz Akçal’ın, bulunan fetüslerden birinin annesi olduğunun anlaşılmasının ardından polise verdiği gönüllü ifadesinde, “2014’ün mart ayında sezaryen ameliyatıma girdiler” dediği, Dr. Fahri Karagözlü, Anestezi Uzmanı Dr. Rasiha Serdaroğlu ve ebe hemşire Ayşegül İşbilen de geçtiğimiz haftalarda, Girne Ağır Ceza Mahkemesi tarafından suçlu bulunmuş ve Karagözlü 5 yıl, Serdaroğlu 4 yıl, İşbilen ise 2 yıl hapse mahkum edilmişti.

Yargıtay olarak oturum yapan Ahmet Kalkan’ın başkanlığında, Gülden Çiftçioğlu ve Bertan Özerdağ’dan oluşan Yüksek Mahkeme heyeti, dün istinaf kararını açıkladı.

KKTC Başsavcılığı adına davayı yürüten Kıdemli Savcı Erdinç Akyener’in yerine Savcı Ayşe Kaymak Şadi ve sanığın avukatı Mustafa Asena hazır bulundu.

“Alt mahkeme hapis cezası vermekle hata yapmadı”

Dava kararını okuyan Gülden Çiftçioğlu, hamileliğin sonlandırılmasıyla ilgili çağdaş modellere detaylı olarak değindi.

Çiftçioğlu, sanığın aldırdığı 17-18 haftalık bebeğinin sağlıklı olduğuna ve alınması için acil bir durumun da olmadığına değinerek, alt mahkemenin bu suçun ciddiyet, vahamet ve ağırlığını dikkate alarak hapis cezası vermekle hata yapmadığına bulgu yaptı.

“Alt mahkeme toplum baskısını sanık lehine almamakla hata yaptı”

Gülden Çiftçioğlu, Avukat Mustafa Asena’nın, müvekkili Meliz Akçal’ın, işlenen bu suçun hem mağduru, hem faili, hem de mahkumu durumunda olduğunu belirttiğini ve mahkemenin, toplum baskısını, sanık lehine değerlendirmeyerek hatalı davrandığını savunduğunu anımsattı.

Çiftçioğlu, ceza takdirinin mahkemelerin en zor ve hassas görevlerinden olduğunu belirterek, mahkemelerin ceza takdir ederken, suça ve suçluya ait tüm faktörleri, kamu menfaatinin korunması ilkesini, suçun vahametini, suçun nasıl ve ne koşullar altında işlendiğini, sanığın sosyal, ailevi, sabıkası vs. durumlarının incelendiğine değindi.

Gülden Çiftçioğlu, alt mahkemenin Meliz Akçal’ın suçu işleyiş şeklini ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirdiğini kaydetti.

Çiftçioğlu, sanığın, bebeğini nişanlısıyla anlaşamadığı gerekçesiyle aldırdığını belirterek, hukuk devletinde yasalara uymanın bireylerin görevi olduğunu söyledi.

Alt mahkemenin, sanığın planlı ve programlı olarak hiç pişmanlık duymadan, konu doktorlara ulaşıp, bu suçu işlemesini ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirdiğine dikkat çeken Çiftçioğlu, “Konu suçların işlenişi açısından iki insanın birlikteliği sonrasında sadece sanığın suçu planlı olarak işlediği söylenemez” dedi.

Kabul edilebilir olgulara göre, sanığın, nişanlısından hamile olduğunu söylediğini ve nişanlısının çocuğu istemediğini ve aldırma parasını da hastaneye ödediğini belirten Çiftçioğlu, ayrıca ailesi ve çevresi tarafında da duyulmasını istemediğini belirtti.

Aile birliği düzeninin benimsendiği toplumda, evlilik dışı çocuk yapmanın ahlaki yargılar dikkate alındığında, sanığın toplumdan dışlanacağı olgusunun da değerlendirilmesi gerektiğine işaret eden Çiftçioğlu, şunları kaydetti:

“Küçük yaştaki çocukların öğretmeni olan sanığın üzerinde oluşan toplum baskısı ve toplumdan dışlanacağı olgusu göz ardı edilmemeliydi. Alt mahkeme, sanığı suça iten faktörlerden olan toplum baskısını sanık lehine ağırlaştırıcı unsur olarak değerlendirmemekle hata yaptı. Cenini taşıyan ve kaybeden kadın olarak bunun izlerini ömür boyu taşıyacağı dikkate alındığında alt mahkeme hata yaptı” dedi.

Gülden Çiftçioğlu, suçların mahiyeti, işleniş şekli, sanık lehine ve aleyhine olan tüm unsurlar değerlendirildiğinde sanığa verilen 9 aylık cezanın, Yargıtay’ın müdahale etmesini gerektirecek kadar fazla olduğuna karar verdiklerini açıkladı.

 

Çiftçioğlu, hem kamuyu koruyucu, hem de sanığı ıslah edici ceza süresini üç ay olarak belirlediklerini açıkladı.

Kıbrıs

Etiketler : ,
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.