1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. MÜDÜR DEĞİL NAZİ SUBAYI!
MÜDÜR DEĞİL NAZİ SUBAYI!

MÜDÜR DEĞİL NAZİ SUBAYI!

Baskı ve Şantaj!

A+A-

Meclis önünde arkadaşlarının işten durdurulmasını protesto eden CAS çalışanları, şirkete Genel Müdürü olarak atanan Fikret Çavuşoğlu’nun göreve geldiği günden itibaren çalışanlar üzerinde baskı ve şantaj politikası uygulandığını savundu.

 

Eniz ORAKCIOĞLU

Yeni Bakış’a konuşan Dev-İş Başkanı Hasan Felek ve CAS çalışanları, şirkette yasalar hiçe sayılarak keyfi uygulamalarla çalışanların ekmek paralarından edildiklerini kaydetti.

DEV-İŞ Başkanı Felek, Genel Müdür Fikret Çavuşoğlu’nun  yukarıdan aldığı talimatlar doğrultusunda sendikadan istifa etmeleri için çalışanlar üzerinde baskı kurduğuna dikkat çekerek, “Önceki gün eyleme katılacak olan çalışanlarımız ve aileleri bu eyleme katılmamaları yönünde telefonla arandı .   Çalışanlar üzerinde büyük bir baskı oluşturulmakta, bu baskıya boyun eğmeyenleri ise işten atılmaktadır” dedi.

CAS Çalışanları ise, Genel Müdür Çavuşoğlu’nun, kendisine “Bey” denmediği gerekçesiyle saatlerce çalışanları sorgulamasından , personelin konuşmalarını kayıt altına alıp bilahare aleyhlerine kullanmasına,  “Buraya sendikayı sokamazsınız CAS’a sendika  gelirse hepinizi kapı dışarı ederim”   ifadeleriyle de çalışanlara sürekli baskı yaptığını  kaydetti.

Ercan havaalanında yer hizmetleri veren olan Cyprus Airport Services (CAS) çalışanlarının arkadaşlarının işten durdurulması gerekçesiyle Meclis önündeki eylemleri sürüyor. Yaşananları  Yeni Bakış’la paylaşan CAS çalışanları ve DEV-İŞ Başkanı Hasan Felek, şirketin Genel Müdürü Fikret Çavuşoğlu’nun personeli sürekli tehdit ettiğini belirterek, “Bu iş yerine asla sendika sokamazsınız” dediğine dikkat çekti.   
 

DEV-İŞ Başkanı Hasan Felek

“Toplu iş sözleşmesi yapmak için çalıştık”

Dev-İş Genel Başkanı Hasan Felek, CAS çalışanlarının 2016 yılının ocak ayından itibaren Dev-İş’e üye olduklarını anımsatarak, “O dönem çalışan sayısı 76 kişiydi ve bu 76 kişinin hepsi sendikamıza üye oldular. Çalışanların sendikamıza üye olma sebepleri ise kendilerini çalışma yaşamında daha güvende hissetmeleri ve sendikamızın yasal haklarına sahip çıkması içindi. Biz bu süreçte toplu iş sözleşmesi yapmak için işverenle birçok görüşme yaptık ve son gelinen noktada işveren bizlere CAS’da yetkili sendika olduğunu ve toplu sözleşmenin yapıldığını belirterek, bizimle toplu iş sözleşmesini yapamayacaklarını dile getirdiler. Daha önce yapıl sözleşme ise hiç uygulanmayan kadük bir sözleşmeydi. Keşke bu sözleşme uygulansa da çalışanlar da mağdur olmasaydı. Toplu İş sözleşmesi yasasına göre en çok üyeye sahip olan sendika yani Emek-İş,  Sendikalar Mukayyitliği’ne toplu sözleşme yetkisi almak için başvuruda bulundu” şeklinde konuştu.

“İşten durdurmalar gayri yasal”

Sendika olarak çalışanlar ile toplantı yaptıklarını belirten Felek, “O toplantıya 65 kişi katıldı ve toplantı esnasında bir fotoğraf çektik, fotoğrafta sosyal medya üzerinden dağıldı. İşveren ise bu toplantıdan sonra 15 çalışanın işine gerekçesiz ve gayri yasal bir biçimde, telefon mesajı ile son verdi. Böyle bir uygulama yasalara kesinlikle aykırıdır. Bunun üzerine biz birtakım eylemler planladık. Ardından araya birileri girerek ‘Bırakın eylem yapmayı’ belki bu insanları tekrar işe aldırırız diyerek bizden 1 hafta 10 gün süre istediler. Bizde eylemlerimizi askıya aldık. Daha sonra Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özçelik temsilci arkadaşlarımız ile görüşerek, temsilcilerden ve bütün CAS çalışanlarından Dev-İş’den istifa etmesini istedi, istifa etmedikleri halde ise  işten durdurmaların devam edeceğini söyledi. Bunun üzerine biz çalışanlarla bir toplantı yaptık ve toplantıdan hemen sonra 6 çalışanın daha işine gayri yasal bir şekilde son verildi. Son durdurulmaların ardından yürüyüş ve çadır kurma eylemi planlayarak meclisin önüne çadır kurduk. Hemen akabinde  işten durdurulanlara destek amacı ile eyleme katılan 12 çalışan daha gayri yasal bir şekilde işten durduruldu. Kısacası toplamda 33 kişinin işine son verildi” dedi.

“Çalışanların ekmeklerini silah yaptılar”

Çalışanların sesini duyurmak için meclis önünde eylem yaptıklarını vurgulayan Felek, “Bu insanların işten durdurulma yöntemleri hukuk, ahlak ve vicdani değil. Bu insanların ekmek paraları ve gelecekleri ile bu kadar basit ve vurdumduymaz bir şekilde oynanmasını da asla kabul etmiyoruz. Kısacası çalışanların ekmeklerini silah yapıp ‘sendikadan istifa edin ya da hepinizi işten atacağız’ diyorlar.  Bu yapılanlar yasa dışı olmakla beraber, Anayasanın ilgili maddesine , iş yasasını en az 7 maddesine ve grev, referandum toplu iş sözleşmesi yasasının en az 5 maddesine terstir. Biz gücümüzü hem yasalardan, hem vicdandan, hem de yüreklerimizden aldığımız için de bu mücadeleye çıktık, hem hukuksal olarak, hem de eylemsel olarak çalışanlarımızın tekrar işe dönmesi  ve toplu iş sözleşmesinin imzalanması için yağmur da yağsa, kar da yağsa, bomba da düşse, biz burada haklılığımızı sonuna kadar savunacağız” diye konuştu.

“Bu işten başbakan, genel müdür ve yönetim kurulu sorumludur”

Felek, sözlerine şu şekilde konuştu; “Bu işlerin sorumluları Sayın Başbakandan başlayıp atadığı yönetim kuruluna kadar ve yönetim kurulunun atadığı genel müdüre kadar herkes sorumludur. Genel müdür Fikret Çavuşoğlu’nun işten durdurduğu çalışanlar için daha sonra yaptığı açıklamalarda çalışanların  yetersizlikleri nedeni ile bu arkadaşların işten durdurulduğu yönündeki ifadeleri sadece  bahanedir, çünkü çalışanların iş performanslarını ve verimliliklerini ölçen genel müdür değil, ekip şefleridir. Bu durumda kesinlikle performans düşüklüğü diye bir bahane sunulamaz, performans düşüklüğü işveren ve patronların arkasına saklandığı Neo Kapitalist ve Liberal anlayışın bir ürünüdür. Bu insanlar yazda 45 derece sıcağın altında her yerde çatır çatır çalıştırıldılar.  Ne komiktir ki işten durdurdukları bir çalışana  5 ay önce ayın en başarılı çalışanı ödülü verdiler.”

“Çalışanlar üzerinde baskı kurmaya çalışılıyor”

CAS Genel Müdürü Fikret Çavuşoğlu’nun  yukarıdan aldığı talimatlar doğrultusunda sendikadan istifa etmeleri için çalışanlar üzerinde baskı kurmaya çalıştığına dikkat çeken Felek, “Önceki gün eyleme katılacak olan çalışanlarımız ve aileleri bu eyleme katılmamaları yönünde telefonla arandı .  Bu noktada çalışanlar üzerinde büyük bir baskı oluşturulmakta, baskıya da boyun eğmeyenleri ise işten atmaktadırlar” şeklinde konuştu.

“İşten durdurulma yöntemi doğru değildir”

Felek, sözlerine şu şekilde devam etti; “İş yasası bu ülkede çalışma yaşamını düzenleyen bir yasadır. Eğer bir hukuk devletiysek  bu insanların hiç birini işten durdurulma yöntemleri doğru değildir. Yasaya göre CAS’ta şu anda toplu işten çıkarma uygulanmaktadır. İşten çıkarılanların sayısı 33’tür ve ilgili yasanın 19’uncu maddesine göre; bir iş yerinde personelin yüzde 20’sinden fazlası durdurulursa toplu işten durdurma kuralları uygulanır. Yine yasa bize bu durumda işverenin yapması gerekenin işten çıkarma nedenlerini, işten çıkarılacak kişilerin isimleri ile görevlerini ve hangi sürede uygulanacağını en az 1 ay önce çalışma dairesine bildirmek zorundadır diyor. Yine yasa çok açık bir şekilde işveren hizmet akdinin fesh ettiği işçilerin yerine işten çıkarma tarihinden itibaren üç ay içinde başka işçi alamaz dediği halde, bunlar her gün başka işçiler işe almaktadır.  İş yasasında geçen ve fesh nedeni sayılmayacak haller içinde; işçinin sendikaya üye olması da var.  Bu çalışanlar sendikaya üye oldular diye bu zulüm ve bu baskı yapılmaktadır”

“Masada oturup görüşelim”

Yapılan adaletsizlikten biran önce vazgeçilmesi gerektiğine dikkat eden Felek, “Bu ülkede çalışma, sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkı var ve en önemlisi de huzur içinde, insanca çalışılması gereken iş hakları vardır. Bu nedenle  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner ile hükümeti biran önce bu sorunu çözülmeleri için  için masaya davet ediyoruz. Bu işçiler yeni yıla sayılı günler kala, ekmeksiz ve aşsız kalmasınlar. İşçilerimiz de işe başladıktan sonra oturup  Toplu İş Sözleşmesini konuşalım. Bu ayıp bu yasadışılık da bu ülkede bir daha yaşanmamak üzere silinsin” diye konuştu.

CAS Çalışanları ne dedi ?

Gürcan Topkayalı;

“Tehdit ve baskılara rağmen sendikayı bırakmadık”

“Biz CAS çalışanları olarak  2 yıl önce yine bu işten durdurulmaları yaşadık, Kıbrıs Türk Havayolları döneminden sonra şirketimiz belli bir süre kapandı. Sonra bize ‘Geri gelin, maaşlarınızdan bu şirketi yaşatmak için kesinti yapalım’ dediler. Kabul ettik ve fedakârlık ederek geri döndük. Bize bir çok vaatlerde bulundular. Maaşlarımızın yükseleceğini ve toplu iş sözleşmelerinin imzalanacağını söylediler, 18 ay bizi dulluk parasına işlettiler. Bugünlere geldiğimizde  ise  sendikasız çalışmayacağımızı yetkililere aktardık ve akıbetimizin ne olacağını öğrenmek istedik. Onlar ise bize CAS’ın  bir özel şirket olduğunu belirttiler. Halbuki,  genel müdür başbakan tarafından, yönetim kurulu ise hükümet tarafında atanmakta, işe alım ve durdurulmalar yine devlet tarafından yapılmaktadır. Bu süreçler yaşanırken tüm tehditlere ve baskılara rağmen sendikayı bırakmadık.  Baskılara boyun eğmediğimiz için bugün bu süreci yaşamaktayız. İşten durdurulmamızdaki esas neden ise “Sol” görüşlü bir sendikaya üye olduğumuz içindir. Devletin Atlas Jet’e  olan borcunu kapatmak için,  bu firmaya hizmet vermeye başladık Atlas Jet’le  hükümetin yaptığı anlaşmada çalışanların sendikalı olmaları halinde işten durdurulacağı  ve hizmet alımlarının sonlanacağı  iddiaları da ortaya atıldı . Şahsımın yaşadığı bir başka garip olay, CAS Genel Müdürü Fikret Çavuşoğlu tarafından kendisine bey demediğim için saatlerce sorguya çekilmem oldu.

Başka bir şahısla yaptığım konuşmanın   ses kaydı alındı ve o konuşmada Genel Müdüre Fikret Çavuşoğlu dedim diye sinirlendi.  Fikret Çavuşoğlu’nun göreve atanmasından itibaren  birkaç temsilci arkadaşla birlikte sendikalaşma  için sürekli mücadele verdik. Ve Genel Müdür ‘Burası bir özel şirkettir beni başbakan atadı ve ben ne yönetim kurulu dinlerim, ne bakan dinlerim, bir tek başbakandan talimat alırım. Sendikayı CAS’ın içine  soktuğunuz gün  ben istifa eder giderim, elinizden geleni ardınıza koymayın buraya  sendikayı sokamayacaksınız ’ diyerek bizi tehdit etti ve bu sözlerini de üstüne basa basa defalarca söyledi.”

Tuğba Şener;

“Çavuşoğlu beni tehdit etti”

“Başbakan tarafından işe alındık ve CAS’ta göreve başladığımız zaman şirketin devlet mi yoksa özel mi? olduğu Hakkında hiçbir bilgimiz yoktu. Yaklaşık 30 kişi memur, 20 kişi de işçi statüsünde işe başladık, kurslarımıza gittik, maaşlarımızın işe başladığımız gün Bin 800 TL olacağı söylenmesine rağmen Bin 500 TL veya altında oldu. Sigortalarımız sadece 1 aylığına yattı ve geçici sözleşmemiz bittikten sonra  yenilenmedi. Bunun yanında bizi sendikaya üye olduk diye tehdit ettiler, ailelerimizi arayıp şantaj yaptılar, ardından da bizi gayri yasal bir şekilde işten durdurup işten durdurulma kâğıtlarımızı bile vermediler. Bizi durdurduktan sonra ailelerimizden başkalarını işe aldılar. Yasa  durdurma kâğıtlarını verdikten sonra 3 ay boyunca  söz konusu iş yerine yeni çalışan alınamayacağını öngörür. CAS devletin değil diyorlar ama bizi işten başbakan atıyor.

Genel müdür performans düşüklüğünden dolayı bizlerin işten durdurulduğunu söylüyor ama asıl verimsiz olan Genel Müdürdür Fikret Çavuşoğlu’dur. Genel Müdür  beni daha önce işten çıkaracak diye tehdit de etmişti. Bizi sendikalı olduk diye işten durduranlar, önce bizim üstümüze  müdür olarak atadıkları  Erkut Öznergis’i işten durdurmalıydı çünkü o da sendika temsilcisidir. Madem hükümette sağ bir parti var ve sol görüşlü sendikalara üye olmamızı istemiyor, işten önce solcu parti yandaşlarını çıkaracak , sonra bizi durduracak, bu çok büyük bir haksızlık.”

Ayşe Yiğen;

“Sol görüşlü sendikaya üyeyiz diye açığa alındık”

“Ben 4 buçuk yıldır CAS’da çalışıyorum.  Bizim işten durdurma gerekçesi olarak   performans düşüklüğünü ortaya atamazlar. Bana açığa alınırken verilen bilgi “Sol” görüşlü bir sendikaya üye olmam yönündeydi. Tabi ki sendikadan dolayı işten durdurduk diyemedikleri için  performans düşüklüğü gibi doğru olamayan gerekçeleri ortaya atıyorlar. Hakkımızı aramak için buradayız bugünden sonra da burada olacağız, kesinlikle yılmıyoruz.”

Fatma Kerçin;

“Sürekli tehdit içindeyiz”

“2009’dan beri CAS’ta çalışıyorum, 2010’dan itibaren ise ekip şefliği yapmaktayım, ayrıca şirkette eğitmenim, harekâtçıyım. 4 defa şeflikten alındım, 5 dakika sonra tekrar şefliğe geri getirildim. En son geçen hafta bana mecburi bir atama yaparak beni ekip şefliğinden “Yetersizsin” diye aldılar. Ardından bana istasyon şefi yardımcısı mevkiini vererek,  yetersiz diye nitelendirdikleri personele yani bana harika personel yetiştirirsin diyerek harekât şefliğini sundular. Tek derdimiz toplu iş sözleşmesi, geleceğimizin yöneticilerin  iki dudağı arasında olmak istemiyor, sürekli  “seni işten atarım” tehditlerine karşı bir güvence istiyoruz”

Füsun Efeoğlu;

“Tehditler son bulsun”

“Gayri yasal işten durdurulmamızı protesto ve hakkımızı aramak için meclis önündeyiz. Toplu iş sözleşmesi istiyor ve bizlere karşı yapılan baskı ve tehditlerin son bulmasını istiyoruz.”   

Yeni Bakış

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.