Fileleftheros, tarafların, mülkiyet görüşmelerinde yakınlaşma noktaları bulmak için 6 önemli kriter üzerinde yoğunlaştığını ancak şu ana kadarki görüşmelerde, anlaşma yörüngesine girildiğini gösterecek bir işaret olmadığını yazdı.

Gazete, “Mülkiyete 6 Kriter... Kullanıcılar, Mal Sahipleri, Mirasçılar, AİHM, Yabancılar ve Göçmenler... Hedef: Muhtemel Sorunların Peşinen Göğüslenmesi” başlığıyla manşete çektiği haberinde, her iki taraftan gelen aleni açıklamaların, mülkiyet görüşmelerinin başında olunduğu ve sonuca varılmasının zaman alacağı yönünde olduğunu kaydetti.

Kimlerin kullanıcı addedilmesi gerektiği konusunda şu ana kadar anlaşmaya varılamadığına işaret eden gazete, Rum tarafının ‘kullanıcı’ teriminin Kıbrıslı Türkler ve Rumlarla sınırlı kalmasına çalıştığını ancak Türk tarafının Türkiye kökenli KKTC vatandaşlarını da katmak istediğini belirtti.

Gazete, mülkiyet konusundaki tartışmalar ve tarafların duruşlarını ilişkin şu iddialarda bulundu:

“Taraflar, çözüm anlaşması olduğunda kimlerin kullanıcı addedileceğini tartışıyor.

Şu ana kadarki görüşmelerde; Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk kullanıcılar üzerinde duruldu ancak kimlerin kullanıcı addedileceği konusunda anlaşmaya varılamadı. Türk tarafı yerleşiklerin de kullanıcı addedilmesini istiyor.

Mülkle ilgili önceliğin kimde olacağı konusunda görüşler birbirinin tam tersi olmaya devam ediyor. Kıbrıs Rum tarafı için ilk söz hakkı mal sahibinin, Türk tarafı için ise kullanıcınındır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları da tarafların peşinen dikkate almak zorunda olduğu kriterlerdendir. Kıbrıs Türk tarafı sadece Dimopulos kararı üzerinde duruyor, Rum tarafı ise mahkemenin, mal sahibinin haklarını koruyan diğer kararlarına da giriyor.

İncelenmekte olan ek bir yön de, mülkiyetle ilgili bütün muhtemel durumlarda dikkate alınması gereken mirasçı haklarıdır. Sayıları az olan mirasçıların durumu daha kolay görülüyor.

İncelenmekte ve bir anlaşma kapsamında yönetilmesi gereken konulardan biri de kullanıcılarına -gerek 1974 öncesinde gerekse sonrasında inşa edilen evleri tasarrufunda bulunduran- üçüncü ülke vatandaşlarının da dahil olduğu kriteridir.

Mülkiyette nihai düzenlemeye itiraz olması durumunda kişisel yargı yoluna gitme hakkı da önemli bir yön addediliyor. Hedef, şikayeti olanın mahkemeye başvurma hakkı sağlanmasıdır. Annan planını şikayet veya itiraz durumlarında yargı yolunu açmıyordu”

Gazete, Kıbrıs Türk basında, yılsonuna kadar anlaşma ve 2016 genel seçimlerinden önce referanduma gitme haberleri yer aldığına işaret etti.