Demokrat Parti Ulusal Güçler (DPUG) Genel Sekreteri Hasan Taçoy, 31 Mart’ta işten durdurulacağı iddia edilen insanların münhaller açılana kadar işten durdurulmayacağını söyledi.

Taçoy, kurultay döneminde istihdam edilen 366 kişinin durumuyla ilgili hükümet ortağı Cumhuriyetçi Türk Partisi- Birleşik Güçler (CTP-BG) ile geçtiğimiz gün bir toplantı yaptıklarını ve dün yine bir toplantıda bir araya geldiklerini belirtti.

DPUG Genel Sekreteri Hasan Taçoy, Sami Dilek başkanlığındaki Kamu İşçileri Sendikası (KAMU-İŞ) heyetini kabulde konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Sami Dilek de konuşmasında, 366 kişinin işten durdurulması konusunda DPUG’den beklentilerini anımsatarak, söz konusu insanlara sahip çıkılmasını istedi.

Yaklaşık bin 500 çalışanın geçici statüde çalıştığını ancak bin 500 civarında daimi işçi kadrosunun halen doldurulmadığını vurgulayan Dilek, meclisteki kamu reformu yasasının çalışanlara sağlayacağı faydaya işaret etti.

Dilek, Kamu-İş’in yetkili olduğu kurumlarda toplu iş sözleşmesi konusunda yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek, toplu iş sözleşmelerinin imzalanmadığını vurguladı. Dilek, bu durumun devam etmesi halinde en son silahları olan grevleri mücadele noktasına taşıyacaklarını söyledi.

Çok konu konuşuldu
Hasan Taçoy, hükümet ortağıyla yapılan görüşmelerde 88 kişi için ne yapılabileceği konusunu ve 366 kişinin içinde yer alan 90 kadar geçici işçi statüsündeki insanın geleceğinin nasıl planlanabileceğinin konuşulduğunu söyledi.

Taçoy, 366 kişinin hükümetin kurulduğu günden bu yana gündemden düşmediğini ifade ederek, bu durumun son bulmasını istedi. Taçoy, “Sadece bu insanlar değil, hiçbir çalışan pamuk ipliğine bağlı hayat tarzıyla bir yere varamaz” dedi.

Kamu Reformu yasasına da değinen Hasan Taçoy, DPUG Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın bu konudaki girişimlerini ve çalışmalarını anımsatarak, tasarının mecliste madde madde görüşüldüğünü söyledi.

Taçoy, “Kamudaki iş hayatı bu yasayla huzura kavuşacak, her gün sorgulanan ya da sorgulanmak istenen statülerin hepsi ortadan kalkacak” dedi.

“Türkiye garantörlüğü gerekli”

Hasan Taçoy, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a yapılan saldırıyı kınadıklarını ifade ederek, bu saldırının kendilerine geçmişi anımsattığını söyledi ve böyle huzursuzluk ve güvensizliklerin çözüm olasılığına olumsuzluk şeklinde yansıdığını vurguladı.
“Bu gibi olaylar ittifak ve güvenlik anlaşmamızın devamı konusundaki ısrarımızın ne kadar haklı olduğumuzu, Kıbrıs Türk halkının geleceğine ancak bu anlaşmamayla güvence altına alınabileceğini anladık” diyen Hasan Taçoy, Türkiye’nin garantörlüğünün gerekliliğine dikkat çekti.
Hasan Taçoy, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun imzaladığı mutabakat metnine ve görüşmelere de tam destek verdiklerini vurguladı.

“Bize düşen görevi yapacağız”
Hasan Taçoy, toplu iş sözleşmesinin gereklerine işaret ederek, yeri geldiğinde bu konuda kendilerine düşen görevleri yapacaklarını söyledi.

Ülkede iş güvenliğinin geleceği konusunda gerekenlerin yapılmadığını savunan Taçoy, bu konunun savunucusu olan siyasi partilerin sınıfta kaldığını belirtti.

Dilek: Çözüm için endişe
Kıbrıs sorununun çözümüne değinen Sami Dilek, “Yıllardan beri hep mağdur olan Kıbrıslı Türklerin çözüm sürecinde göçlerle ve diğer mağduriyetlerle sıkıntı yaşamasını benimsemiyoruz” dedi.

Dilek, siyasi eşitlik ilkelerinde, federasyon çatısı altında, iki kesimli, Türkiye’nin garantörlüğünde bir çözüm istediklerini anımsatarak, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na destek belirtti.

Sami Dilek, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a yapılan saldırının çözüm konusunda endişeleri dillendirdiğini de vurguladı.

Kıbrıs