1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. MÜZAKERELERDE MARAŞ KONUSU...
MÜZAKERELERDE MARAŞ KONUSU...

MÜZAKERELERDE MARAŞ KONUSU...

Toparlanıyoruz Hareketi Lideri Kudret Özersay, “Maraş Adımı”nın kişisel olarak kendisine gerçekçi göründüğünü kaydetti.

A+A-

TOPARLANIYORUZ HAREKETİ LİDERİ ÖZERSAY:

“TEK YANLI BİR MARAŞ ADIMI KİŞİSEL OLARAK BANA GERÇEKÇİ GÖRÜNMEKTEDİR”

Toparlanıyoruz Hareketi Lideri Kudret Özersay, Kıbrıs müzakerelerinde insan haklarına uygun, Türk tarafının psikolojik üstünlüğü ele geçirmesine ve ekonomisinde bir canlanmaya, toplumdaki karamsar psikolojinin de kırılmasına yardımcı olacak olan tek yanlı bir “Maraş Adımı”nın kişisel olarak kendisine gerçekçi göründüğünü kaydetti.

Özersay, Rum liderliğinin son Maraş önerisinin müzakereleri geciktirmeyi hedeflediğini, ayrıca “Siz bana Maraş'ı verin ki güven ortamı yaratılmış olsun” yönündeki yaklaşımının da kapsamlı çözümü engelleyici nitelikte olduğuna işaret ederek, kişisel görüşünün; Kıbrıs konusunda “bazı cesur, rasyonel ve uluslararası hukukla uyumlu adımların gerektiği” yönünde olduğunu belirtti.

Toparlanıyoruz Hareketi Lideri Kudret Özersay yazılı bir açıklama yaparak, Maraş konusuna kapsamlı bir değerlendirme yaptı, kişisel görüşlerini açıkladı.

Özersay, Cumhurbaşkanlığında “Özel Temsilcilik” görevi yaptığı sırada başka konularda olduğu gibi kapalı Maraş konusunda da “yerleşmiş kalıplar dışında farklı ve gerçekten çalışabileceğine” inandığı çözüm önerileri hazırladığının doğru olduğunu, dün Türkiye’nin haber kanallarından NTV'de çıkan haberin de bu çalışmaların bir kısmını yansıttığını kaydetti.

Özersay, yıllarca Maraş konusunda resmi devlet pozisyonunun; “kapsamlı çözümün parçası” olduğu şeklinde olduğunu ve bunun hala böyle olduğunu belirterek, “Maraş'ı Rum tarafı ile müzakere edecekseniz kapsamlı çözümün parçası olduğunu söylemeniz anlaşılabilir. Ancak Rum yönetimi ile müzakere etmek yerine insan hakları ve uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak adadaki iki toplumu birbirine yakınlaştıracak, ekonomik canlılık sağlayacak şekilde tek yanlı bir adım atmaya da karar verebilirsiniz” dedi.

O durumda “Maraş kapsamlı çözümün parçasıdır” demenin çok bir anlamı olmadığını ifade eden Özersay, burada Maraş'ı “vermekten” bahsetmediğini, Kıbrıslı Rumların, özellikle de Maraş göçmeni olanların atacağı adımlara sıcak bakmasının yeterli olacağını kaydetti.

Kıbrıs Rum Yönetimi ile müzakere etmeden ve bir öneri yapmadan tek yanlı ancak olumlu adımlar atmanın mümkün olduğuna dikkat çeken Özersay, şöyle devam etti:

“KKTC'de bulunan taşınmaz mallar da nihayetinde kapsamlı çözümün parçası olarak mülkiyet başlığı altında düzenlenecektir. Ancak bu durum, Kıbrıs Türk tarafının Taşınmaz Mal Komisyonu'nu kurmasına ve insan hakları bağlamında bir adım atmasına engel teşkil etmemiştir.

Kişisel görüşüm; bazı cesur, rasyonel ve uluslararası hukukla uyumlu adımların gerekli olduğu yönündedir. Bunun için oturup kapsamlı çözümü beklememize gerek yoktur. Rum tarafı bugün ‘doğal gaz konusunu sizinle sadece kapsamlı çözüm bağlamında görüşürüm ama çözüm oluncaya dek bu alanda tek yanlı adımlar atmaya devam ederim’ diyor. Kıbrıs Türk tarafının mevcut statükoyu kısmen de olsa kıracak yaratıcı fikirleri hayata geçirmesi gerektiğine inanıyorum.

Kişisel görüşüm; Maraş'ın Kıbrıs Türk yönetiminde, Mağusa Belediyesine bağlı olacak şekilde kademeli olarak açılabileceği, eski mal sahiplerinin mallarını iade taleplerinin TMK kanalıyla değerlendirilebileceği ve bu süreçte Vakıf malı olduğu düşünülen alanlarda Evkaf'ın haklarının da korunabileceği yönündedir.

Kıbrıs Türk makamlarının ‘Maraş konusunda bizim bir önerimiz yoktur’ demesini yadırgamıyorum, çünkü benim ortaya koymaya çalıştığım şey, zaten karşı tarafa yapılacak bir öneri değil, tek yanlı olarak atılacak bir adımdır.

Bu nedenle geçmişte üzerinde çalıştığım Maraş adımı, Kıbrıs Rum liderliğine bir şey verilip karşılığında da bir şey istenilecek türden bir adım değildir. Bunun içerisinde ‘Ercan var mı ya da Liman var mı?’ şeklinde bir soru da bu türden bir Maraş adımı bakımından anlamlı olmayacaktır. Yıllardır bu konuda görüşüp bir türlü anlaşamadığınız, Kıbrıs Rum liderliğini değil bölgenin eski mal sahiplerini muhatap olarak alacağınız bu projenin, uluslararası konjonktür doğru okunarak uygun zamanda hayata geçirilebileceğine inanıyorum.”

Özersay, Rum lider Nikos Anastasiades’in, özellikle Rum tarafında yaşanan ekonomik kriz nedeniyle liderliğinde bir sarsıntı meydana geldiğine ve bunu toparlamadan görüşme masasına ciddiyetle oturmak istemeyeceğine inandığını belirterek, güçlü olmayan liderlerin esneklik gösteremeyecekleri müzakerelere oturmaktan kaçması durumuyla karşı karşıya kalacağını düşündüğünü dile getirdi.

Rum liderliğinin son Maraş önerisinin de bu türden, yani müzakereleri geciktirmeyi hedefleyen, “Siz bana Maraş'ı verin ki güven ortamı yaratılmış olsun" yönündeki yaklaşımın da kapsamlı çözümü engelleyici nitelikte olduğunu işaret eden Özersay, şöyle devam etti:

“Tüm bunlar ışığında Rum tarafının yeniden pişirilen aynı yemek gibi ortaya atmaya çalıştığı Maraş önerisinden bir sonuç çıkacağına inanmıyorum. Kapsamlı çözümden ayrı olarak Maraş'ta somut ve sonuç alıcı adımın, uluslararası hukuk ve insan haklarıyla uyumlu tek yanlı bir adım olması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle benim üzerinde durduğum şey bir öneri değil bir adımdır.

Kapalı Maraş'ın KKTC yönetiminde açılarak eski Rum mallarının iade edilmesiyle Kıbrıslı Rumları kapsamlı çözüme motive eden, teşvik eden bir unsurun ortadan kalkacağı düşüncesine katılmıyorum. Kıbrıslı Rum göçmenler (Girne göçmenleri, Maraş göçmenleri) çoğu zaman çözümün engellenmesi için istismar edilen kesimlerdir. Bu türden bir gelişme ertesinde bu kişilerin artık çözüm istemeyeceğini söylemek gerçekçi değildir. Çünkü her şeyden önce bu gruplar, mallarına geri dönüş/iade almayı kendi yönetimleri yani Kıbrıs Rum Yönetimi altında tercih ederler. Yani o noktada teşvik hala yerinde duracaktır.”

Özersay, öte yandan Maraş’ın Kıbrıs Türk Yönetimi altında açılması durumunda kapsamlı çözüm açısından toprak ayarlaması konusunda müzakere masasında hala bir müzakere unsuru olarak duracağını da kimsenin göz ardı etmemesi gerektiğine işaret etti.

Rum tarafında, BM çerçevesinde bulunacak bir çözümde neredeyse her zaman Maraş’ın Rum kurucu devletine bırakılacağı algısı bulunduğunu, bu yüzden Maraş'ı alma düşüncesinin özel bir teşvik yaratacağını düşünmenin pek gerçekçi olmayacağına dikkat çeken Özersay, bu yüzden insan haklarına uygun, psikolojik üstünlüğü ele geçirecek ve ekonomiye bir canlanmaya, toplumdaki karamsar psikolojinin de kırılmasına yardımcı olacak tek yanlı bir “Maraş Adımı”nın kişisel olarak kendisine gerçekçi göründüğünü kaydetti.

Özersay, “Bunun kapsamlı çözümü engelleyeceğini söylemek, bugün TMK üzerinden eski Rum mal sahiplerine ödenen tazminatı ve yapılan iadeleri bir kez daha gözden geçirmeyi istemekle aynıdır. Lütfen herkes samimi olarak değerlendirsin” dedi.

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.