Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay ve Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis’in dün bir araya gelerek mülkiyet konusunu ele alması Rum basınında geniş yer aldı.

Fileleftheros, uzun süren görüşmeyi “Mülkiyet Boyutuna İlişkin Görüşme Mayın Tarlasında” başlığıyla aktardı. Gazete, mülkiyetin, müzakerecilerin dünkü görüşmesinde ele alınan esas konulardan biri olduğunu yazdı. Haberde, mülkiyet konusu “dikene”, mülkiyetin ele alınması ise “mayın tarlasına” benzetildi.

Özersay ile Mavroyannis’in, “belgelerin sunulduğu boyutlara ilişkin paralel görüşmeler” gerçekleştirdiklerini yazan gazete, mülkiyet, federal kamu hizmetinin yapısı, Kıbrıs Türk tarafının belge sunduğu merkezi hükümetin yetkileri ve dış ilişkiler konularının görüşüldüğünü belirtti.

Gazete, Kıbrıs Rum tarafının heyetine dünkü görüşmede Mülkiyet Grubu Başkanı Erato Kozaku Markulli’nin de dahil olduğunu yazdı.

Kıbrıs Türk tarafının, önceki müzakere turunda da sunduğu ve Mülklerin Kalkınması Şirketi’nin kurulmasıyla ilgili önerisini muhafaza ettiğini belirten gazete, Türklerin önerdiği unsurun, geri dönmeyecek Kıbrıslı Rumlara tazminat verilmesi için Güney Kıbrıs’taki Kıbrıs Türk mallarının satılması olduğunu ileri sürdü.

Öneriye göre, Kuzey Kıbrıs’taki Kıbrıs Rum mallarının ise, ellerinde KKTC tapusu bulunduran Kıbrıslı Türklerin ellerinde kalacağını yazan gazete, Rum malı alan Kıbrıslı Türklerin ise, Güney Kıbrıs’taki tapularını Türkiye’ye verdiğine işaret etti.

Gazete, Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay’ın, Kıbrıs Türk mallarını paket olarak müzakere edeceğini savundu.

Türk tarafının uluslararası ilişkilere yönelik önerilerinin “ayırıcı ve konfederatif oluşuma” atıfta bulunduğunu savunan gazete, Kudret Özersay’ın, görüş birlikleri konusunu sürekli olarak yineleyerek, “Downer belgesini” kabul etmeyen Kıbrıs Rum tarafınca konunun ele alınmasını zorlaştırmayı amaçladığını ileri sürdü.

Gazete Kıbrıs Türk müzakereci Kudret Özersay’ın dünkü açıklamalarına da yer verdi.

Müzakerelere ilişkin görüşme haberini “Müzakerelerde Mülkiyet ve Dış İlişkiler- AİHM’in Değerlendirilmesi Yavaş Yavaş” başlığıyla aktardı.

Habere göre, bazı kaynaklar, gazeteye yaptıkları açıklamada AİHM’in, Türkiye’yi 90 milyon Euro tazminata mahkum eden kararının, Kıbrıs Rum tarafınca dile getirilmediğini belirtti. Aynı kaynaklar, AİHM kararının, Kıbrıs Rum tarafının tezlerini güçlendirdiğine ilişkin anlayışa rağmen bu kararın aşamalı ve dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi yönünde de bir anlayışın bulunduğuna dikkat çekti.

Simerini, dünkü görüşmenin, iki müzakereci arasındaki ilk “rutin” görüşme olduğuna işaret ederek, işin özünde izahat talep edildiği, izahat alındığı ve belge teatisinde bulunulduğunu yazdı.

Gazete ayrıca Türk önerilerinin, “screening” aşamasına göre biraz iyileştirilmiş olmasına karşın, Rum tarafının önerilerinden “ileriki zaman diliminde ilerleme sağlanması hiçbir durumda   mümkün olmayacak” derecede uzak olmaya devam ettiğini savundu.

Habere göre, ilk belgelerden, iki tarafı ayıran uçurumun azaltılmasından bahsetmelerinin mümkün olmadığı izlenimi edinildi.

Müzakerelerin ikinci aşamasının hedefinin “al-ver olan üçüncü aşamanın geçilmesine olanak sağlayacak zeminin sağlaması için görüş birliklerinin elde edilmesi” ve “iki tarafı ayıran mesafenin sınırlandırılması” olduğunu yazan gazete, bu iki hedefin ileriye götürüleceğine dair herhangi bir olumlu değerlendirmenin bulunmadığını belirtti.

HRİSTODULİDİS’İN AÇIKLAMASI

Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, yaptığı açıklamada, müzakerecilerin bir sonraki görüşmesinin 20 Mayıs’ta gerçekleştirileceğini ve mülkiyet, federal yetkiler ile dış ilişkilere yönelik konuların ele alınacağını ifade etti.

Hristodulidis, her iki tarafın tezleri üzerinde çalışılması amacıyla mülkiyete ilişkin uzmanların bu hafta içerisinde yeniden bir araya geleceğini söyledi.

Alithia gazetesine göre Hristodulidis, Özersay ile Mavroyannis arasındaki dünkü görüşmede mülkiyet, federal kamu hizmeti yetkileri ve Kıbrıs Türk tarafının belge sunduğu merkezi hükümetin yetkilerinin yanısıra her iki tarafın belge sunduğu dış ilişkiler konusunun ele alındığını ifade etti.

Tak