Rum Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili Kostas Mavridis, Türkiye’nin, KKTC’deki sözde “kolonizasyonu” ile sözde “savaş suçu işlediği” iddiasıyla Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde açtığı davanın sebeplerini ve davadan neler beklediğini anlattı.

Fileleftheros gazetesine röportaj veren Mavridis, mahkemeye yaptıkları başvurunun sebebinin, Türkiye’nin KKTC’deki sözde “kolonizasyonuyla” işlediği iddia edilen savaş suçunun cezalandırılmasıyla, adaletin dağıtımının sağlanması olduğunu söyledi.

Habere göre Mavridis, mahkemeye yaptıkları başvurunun Kıbrıs sorununu yücelttiğini de kaydederken, yine de Kıbrıs sorununun siyasi bir farklılık olarak başka, “kolonizasyon gibi savaş suçunun” başka olduğunu savundu.

Bu ayrımın büyük bir önem taşıdığını belirten Mavridis, savaş suçlarının siyasi bir çözümle meşrulaştırılamayacağının veya kalıcılaştırılamayacağının altını çizdi.

Mavridis, Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 2002 yılından bu yana işlenen suçlara baktığını ve bu nedenle, dava başvurusu için, o tarihten itibaren işlendiğini iddia ettiği “en açık suç” olan “kolonizasyonu” gösterdiklerini kaydetti.

Dava başvurusuyla birlikte üç seçenek bulunduğuna işaret eden Mavridis, ya davanın ilerlemeyeceği, ya mahkeme tarafından hazırlık araştırmasına gidileceği, ya da doğrudan yargılamaya başlanacağını ifade etti.

Habere göre Mavridis, dava başvurusu için kamuoyundan uzakta, uzunca bir süre çalışma yapıldığını ve bu kapsamda, KKTC ve Türkiye’nin elektronik ortamdan erişilebilir olan tüm bilgilerinin değerlendirildiğini söyledi.

Mavridis, dava başvurusunun ön çalışmasının, ABD’deki Northwestern Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Eugene Kontorovitch ve İsrail’deki “Shurat Ha Din” adlı kuruluşun himayesinde yapıldığını kaydetti.

Mavridis ayrıca, Rum Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan, “elinde TC kökenli vatandaşlarla ilgili bulunan tüm bilgileri, dava başvurusu kapsamında vermeye hazır olduğu” yönündeki açıklamayı da, davanın ilerlemesi açısından “olumlu” bir gelişme olarak nitelendirdi.

TAK