1. HABERLER

  2. SAĞLIK

  3. OBEZİTEYE DİKKAT!
OBEZİTEYE DİKKAT!

OBEZİTEYE DİKKAT!

Tabipler ile diyetisyenler Obeziteye Dikkat Çekti!

A+A-

KTTB İLE K.T. DİYETİSYENLER BİRLİĞİ: “OBEZİTE İLE MÜCADELE GERÇEKTE PEK ÇOK HASTALIKLA MÜCADELE ANLAMINA GELİYOR”

“SAĞLIKLI BESLENME KADAR, SAĞLIKLI DİYET YAPMAK DA ÖNEMLİ”

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği ile Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliği, obeziteyle mücadelenin gerçekte pek çok hastalıkla mücadele anlamına geldiğine dikkat çekti.

İki birlik yaptıkları ortak yazılı açıklamada, obezitenin; kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas iskelet sistemi hastalıkları gibi pek çok sağlık probleminin oluşmasına zemin hazırladığına işaret edildi. Obezitenin ayrıca, hayat kalitesi ve süresini olumsuz etkilediğini, bu sebeple obeziteyle mücadelenin ülkenin geleceği için büyük önem taşıdığı vurgulandı.

Açıklamada, günümüzde bilim ve teknolojinin hızlı gelişmesiyle ortaya çıkan yeniliklerin, insanlığın hizmetine sunulduğu ve insanların yaşam tarzlarının gün geçtikçe değiştiğine dikkat çekilerek, bu değişimin, insanların daha az hareket etmelerine neden olmakla birlikte beslenme alışkanlıklarını da olumsuz yönde etkilediği kaydedildi.

Beslenme tarzındaki değişikliklerin, fiziksel hareket azlığı, sigara ve alkol tüketimi gibi bir takım olumsuz şartlar bir araya geldiğinde, obezite riskinin arttığına işaret edilen açıklamada, yapılan araştırmaların, dünyada olduğu gibi ülkede de fazla kilolu olma ve obezite sıklığının giderek arttığı ve obezitenin özellikle çocukları ve gençleri etkisi altına aldığı vurgulandı.

HER YIL 1 MİLYONDAN FAZLA ÖLÜME NEDEN OLUYOR

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, önlenebilir bir hastalık olarak kabul edilen fazla kiloluluk ve obezitenin, her yıl bir milyondan fazla ölüme neden olduğuna dikkat çekilen açıklamada,  DSÖ tarafından Asya, Afrika ve Avrupa’nın 6 ayrı yöresinde yapılan ve 12 yıl süren MONICA çalışmasında 10 yılda obezitede yüzde 10-30 arasında bir artış saptandığı bildirildi.

2008’de 400 milyon olan obez insan sayısının, 2015’de 700 milyon olarak hesaplandığı ifade edilen açıklamada, 2008’de 1,4 milyar olan fazla kilolu insan sayısının ise 2015’de 2,3 milyar olarak belirlendiği kaydedildi.

YETİŞKİN BİREYLERİN YÜZDE 40’I AŞIRI KİLOLU VEYA OBEZ

Açıklamada, günümüzde yetişkin bireylerin yaklaşık yüzde 40’ının aşırı kilolu veya obez olduğunun yapılan çalışmalarda belirlendiği vurgulanan açıklamada, 2030 yılında tüm dünyada bireylerin yaklaşık yüzde 50’sinin ise obez olmasının beklendiği ifade edildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Obezite ile mücadele, gerçekte pek çok hastalıkla mücadele anlamına gelmektedir. Obezite; kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas iskelet sistemi hastalıkları gibi pek çok sağlık probleminin oluşmasına zemin hazırlamakta, hayat kalitesi ve süresini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sebeple obezite ile mücadele ülkemizin geleceği için büyük önem taşımaktadır.”

TEDAVİDE UYGULANAN YÖNTEMLER…

Obezitenin artışı ile birlikte obezite tedavisinin de önem kazandığına dikkat çekilen açıklamada, “Obezite tedavisinde uygulanan yöntemler; beslenme tedavisi, fiziksel aktivitenin arttırılması, davranış değişikliği tedavisi, cerrahi tedavi ve ilaç tedavisidir. Bu gibi uygun yöntemlerin yanında ne yazık ki sağlığı tehdit edebilecek yöntemler de giderek artmaktadır. Obezite tedavisi hangi yöntemle yapılırsa yapılsın, mutlaka doktor kontrolünde olmalıdır” denildi.

BESLENME PROGRAMI KİŞİYE ÖZEL OLMALI

Şişmanlık tedavisinde her şeyden önce beslenme programının kişiye özel olması gerektiği ifade edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Beslenme programı; bireylerin alışkanlıklarını uzun dönemde değiştirecek şekilde sunulmalı, kısa dönemli, düşük kalorili (şok) programlar uygulanmamalıdır. Önerilen enerji kişilerin haftada 0.5-1 kg kaybetmesini, yani yavaş zayıflamasını sağlayacak şekilde olması gerekmektedir. Kilo kaybı hızlı olmamalıdır. Bireye özgü olmayan beslenme programları, kısa sürede hızlı kilo kaybını sağlayan çok düşük enerjili diyetler, tek tip besine dayalı diyetler, karbonhidratları ve proteinleri ayırma diyetleri,  yapılan açlık diyetleri, hekim önerisi dışında kullanılan yanlış zayıflama ilaçları, özel çaylar ve öğün yerine geçen ürünler (tozlar, formülalar, içecekler) hatalı zayıflama programları olarak tanımlanmaktadır.  Çok düşük kalorili diyetler besin ögeleri yönünden dengesiz olmaları, önemli sağlık sorunları ortaya çıkarmaları nedeniyle şişmanlık tedavisinde kullanılmamalıdır. Bu tarz diyetlerin yaratabileceği birçok sağlık sorunu vardır. Çok düşük kalorili diyetlerin kullanımının sadece bir ekip (doktor, diyetisyen, psikolog, fizyoterapist) kontrolünde yapılması gerekmektedir. Çok düşük kalorili diyetlerin yan etkileri: baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk ,bulantı, kusma, ishal, kabızlık, safra taşı , menstruasyon (adet) düzensizliği, böbrek taşları ,saç dökülmesi ve incelmesi, uyuşukluk, bazal metabolizmada azalmadır. Hatalı zayıflama programlarının hemen hemen hepsi düşük enerji içermektedir. Bu nedenle adı ne olursa olsun bu programlarla doğal olarak hızlı bir vücut ağırlığı kaybı oluşacaktır. Hızlı kilo vermek çok cazip olarak görülür. Ancak oldukça önemli sakıncalarının olduğu bilinmelidir. Bu sakıncalar şu şekilde sıralanabilir: hızlı verilen kilolar hızlı bir şekilde fazlasıyla geri alınır, hızlı verilen kiloların çoğu kas kütlesidir, vücudumuzun mutlaka alması gereken minimum bir enerji düzeyinin altında bir kalori ile diyet tedavisi uygulanması vücut çalışmamızın aksamasına ve  metabolizmamızı olumsuz etkileyip yavaşlamasına neden olacaktır. Bu da kısır bir döngü yaratıp obezitenin giderek artmasına neden olacaktır.”

CİDDİ DEVLET POLİTİKASI GEREKİYOR

Obezite ile mücadelenin sağlıklı bir toplum yaratmak ve sağlıklı nesiller yetiştirmek için çok önemli olduğu vurgulanan açıklamada, sağlığın her alanında olduğu gibi bu konunun da ciddi bir devlet politikası ve disiplinli koruyucu sağlık hizmetleri gerektirdiği kaydedildi.

Multidisipliner bir tedavi gerektiren obezite tedavisinde ise hekimin ve diyetisyenin işbirliğinin önemine dikkat çekilen açıklamada, hareketli yaşamak, çağın getirisi sorunlarla baş etmek için farkında olmanın ise bireye düşen önemli görevler olduğu vurgulandı.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.