Eğitim bireyin davranışlarını şekillendiren bir süreçtir. Toplumların ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel açıdan değişimleri ve gelişmeleri eğitimle mümkündür. Bireylerin davranışları yaşamın gereksinimlerine uygun değiştirilmediği sürece toplumların ekonomik, sosyal ve siyasal gelişimleri başarısızlıkla sonuçlanır. Bu nedenle eğitim;  bireyi geliştirirken dolayısıyla toplumu da geliştirir.

Hem KKTC’de hem Türkiye’de maalesef eğitim gündemin en önemli konusu değildir. Okullarda kalite eksikliği, alt yapı ve öğretmen yetersizliği, vizyonsuzluk, teknolojinin eşit olmayan dağılımı ve eğitim politikalarının geleceğin ihtiyaçlarına cevap vermeyen, gündelik olgulardan hareketle her iktidara göre düzenlenmesi eğitim sorunlarını kaosa dönüştürmektedir. Bunun bedelini de toplumun başarısızlık ve çatışma şeklinde ödediği aşikârdır.

Yurt dışında ise eğitim gündemin ilk sırasında olup eğitim politikaları; gündelik siyasetten uzak, bilimsel ve akılcı araştırmalarla tayin edilmektedir. OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) Eğitim Direktörlüğü PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) tarafından yapılan ve 15 yaş grubu öğrencilerinin katıldığı araştırmalarda; Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma becerilerinin reel yaşamda nasıl kullandıkları ve problem çözümlediklerine dair yapılan testte ülkeler arasında Finlandiya birinci gelmiştir. 2000 yılında başlayan bu çalışmaya Türkiye 2003 yılında katılmıştır. Bu yılda 30 OECD ülke arasında Türkiye maalesef ki 29. olmuştur. 3 yıl aralarla tekrar eden bu projede Finlandiya hep en üst sırada yer almıştır. Finlandiya’nın bu başarısı elbette bilim adamlarının dikkatini çekmiş ve yaptıkları araştırmalarda en başta Öğretmen yetiştirme programının bu başarıyı katmerlediği ortaya çıkmıştır. Öğrenci başarısında kuşkusuz öğretmen çok önemlidir. Bilgiyi üreten toplum ancak nitelikli ve iyi yetiştirilecek nesillerle dolayısıyla bunu sağlayacak öğretmenlerle mümkündür. Öğretmene yapılan yatırım ülkeye yapılmış yatırımdır. Bir toplumun gelişmişlik yansımasını öğretmenine yaptığı destek ve katkı aynasından görebilirsiniz.

 Bilgi üreten ileri toplum ancak bütçeden eğitime yeter payın ayrılması,  hizmet içi eğitimlerle desteklenmiş, motivasyonu yüksek, esnek müfredat programlarının uygulanmasına müsaade edilmiş nitelikli ve etkin öğretmenlerilealt yapı, donanım yeterliliği, uluslararası bilgi kaynakları doğrultusunda düzenlenmiş akılcı eğitim politikalarının sistemleştirilmesiyle olur hale gelebilir.

Toplumun, öğrencilerin, gençliğin ve geleceğin gelişmesininbaşrolünü oynayan öğretmenlere hak ettiği değer verilmeli, gerekli statü kazandırılmalıdır.  24 Kasım vesilesiyle topluma yol göstermede ışık olan tüm öğretmenlerimizin, beni yetiştiren başta annem olmak üzere her kademedeki tüm öğretmenlerimin, meslektaşlarımın “meslek günlerini” kutluyor, ebediyete göçmüş büyüklerimi ise şükran ve rahmetle anıyorum…

                                                                                        Merve Başak BARUT