Gidiş mutlu ediyor, dönüş acıtıyor
Aysel Emiroğlu (44 yaşında, ev hanımı)
14 yaşındaydım ve ramazandı. Evde oruç tutmayan sadece bendim. Kendime kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdim. Çaydanlığı ocağa koydum. Ancak ocak yanmadı. Babam geldi. Tüpe baktı; basıncını azalttı. Vantilatörü açtık, içeriye koku gitmesin diye de kapıyı kapadık. Çakmağı çaktığım anda bir patlama oldu, dolaplara çarparak kendi eksenimde bir-iki tur attığımı hatırlıyorum. Cam, çerçeve indi. Bense yukarıdaydım. Oradan yangın tüpleriyle gelenleri, beni çıkarışlarını seyrediyordum. Mutlu, huzurlu ve rahattım. Bütün sesleri duyuyordum. Annem “gitti kızım” diye bağırıyordu. Orada, o şekilde kalsam çok mutlu olacağımı biliyorum. Sonra birden bire sert bir şekilde bedenime geri döndüm. İşte o gözümü açtığım anda korkunç ağrıyı hissetmeye başladım. Yüzüm, kollarım, bacaklarım her yerim ciddi oranda yanmıştı. Hastaneye kaldırıldım. O gidip-gelişimi bir yıl boyunca kimseye anlatamadım.