1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. OYUN DIŞI KALIYORUZ!
OYUN DIŞI KALIYORUZ!

OYUN DIŞI KALIYORUZ!

Kuzeyin umurunda değil

A+A-

Türkiye’nin satın aldığı petrol arama ve çıkarma gemisini yakın zamanda Akdeniz açıklarına gönderecek olması, Güney’de ise kazı çalışmalarının başlaması gerginliği tırmandırıyor. KKTC’de ise tüm bunlar konuşulmuyor, tek konuşulan hükümet krizi

 

Bertuğ TOPAL

Türkiye’nin satın aldığı petrol çıkarma ve aram gemisi DeepseaMetro II, Türkiye’ye ulaştı. Kısa zaman zarfında da Akdeniz’de petrol arama ve çıkarma çalışmalarına başlayacak.

Güneyde ise kazı çalışmalarının devam etmesi ve Türkiye ile sürekli şekilde yaşanan tartışmalar gerginliği daha da artırıyor. Güney Kıbrıs’ın önceki gün karakol gemisi satın almasının ardından hemen göreve başlaması Türkiye ve KKTC ile Güney Kıbrıs arasındaki tartışmaların alevlenmesine neden oluyor.

Öte yandan KKTC devleti yetkililerinden sadece Cumhurbaşkanlığının açıklama yapması ve diğer yetkililerin herhangi bir açıklamada bulunmaması “oyun dışı kalıyoruz” yorumlarının yapılmasına neden oldu.

“Deepseahazır bekletiliyor”

 

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yardımcı Doç. Dr. Hayriye Kahveci, 15 Aralık’ta yola çıkan DeepseaMetro II sondaj gemisinin yeni yıldan önce İstanbul’a vardığını şu anda da Diliskelesi Limanı’nda demirlenmiş olarak hazır beklediğini söyledi.

Kahveci, daha önce yapılan açıklamalarda 2018 yılı başında Akdeniz başta olmak üzere TPAO’nun açık deniz petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerine ağırlık verileceğinin duyurulduğunu belirtti. Kahveci, öte yandan 1 Mart’a kadar altıncı parselde Total ve ENI şirketleri adına SAIPEM 12000 gemisi sondaj faaliyetlerini ettireceğini kaydetti.

“En kısa zamanda ortak bir hareket planı hazırlanmalı”

Kahveci, Deepsea Metro II gemisinin yola çıktığından bu yana tam bir ay geçtiğini kaydederek bu noktada yapılması gerekenin en kısa zamanda ortak bir hareket planı oluşturmak olduğunu söyledi. Hayriye Kahveci, KKTC yetkililerinin açıklamalarına bakıldığında bu konuda sürecin belirlenmesine yönelik herhangi bir adım atılmadığının, süreçlerin geliştirilmesinde etkin rol ve öneriler yapmak yerine KKTC’de yaşanan seçimlere ve seçim sonuçlarıyla ortaya çıkan kaotik yapıya odaklanıldığının görüldüğünü belirtti.

“Güneyde zemin bugünden hazırlanıyor”

Kahveci, “Çok kısa bir zaman sonra güneyde cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleştirilecek ve cumhurbaşkanı kim olursa olsun seçim devam ederken hangi pozisyonların belirleneceğine ve ne gibi adımların atılacağına yönelik olarak zeminin bugünden hazırlanmakta olduğu görüntüsü vardır. Bunu gerek yapılan uluslararası işbirliği faaliyetleri, gerek Rum Milli Muhafız Ordusu donanmasına katılan yeni karakol gemisi gerekse de ilerletilen sondaj faaliyetlerinden gözlemlemek mümkündür” dedi.

Kuzeyin umurunda değil

Kahveci, Kuzeyde bir yanda hükümet krizi ve seçim sonrası ortaya çıkan denklemde kurulabilecek olası hükümetlerin uzun soluklu olamayacağı görüntüsünün oluştuğunu ifade ederek cumhurbaşkanlığının bu konuda daha proaktif davranma zorunluluğunu ortaya çıktığını söyledi.

Kahveci, şu sorulara odaklanılması gerektiğini belirtti: Mart 2018 itibariyle müzakerelerin yeniden başlaması ihtimali ne kadardır? Bu ihtimale ilişkin mevcut denklemin değiştirilmesine yönelik ne gibi adımlar atılmalıdır? Enerji tüm bu yeniden yapılanması ihtimali yüksek denklem içerisinde nasıl bir rol oynamalıdır veya oynayacaktır?

Hükümette kimin olacağından bağımsız olarak tüm bu sorular aciliyetini koruyan sorulardır ve zaman kaybedilmeksizin Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile işbirliği ve etkileşim içinde bu sorulara yanıtlar üretilmesi gerekmektedir.”

Sözen: “Misilleme sürüyor”

Doğu Akdeniz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sözen, Doğu Akdeniz’deki doğal gaz zenginlikleri konusunda, özelde de Kıbrıs’ın münhasır ekonomik bölgesinde bulunan doğal gaz yataklarıyla ilgili kararlarda, Kıbrıs Rum tarafının tek taraflı attığı adımlara misilleme olarak, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye aldığı bazı kararlarla misilleme yaptığını söyledi.

Sözen KKTC’nin Türkiye ile yaptığı Kıta Sahanlığını Sınırlandırma Anlaşması ile, Türkiye’nin savaş gemileri ile bölgede tatbikat yapması ve Barbaros Hayrettin Paşa sismik gemisi ile bölgede araştırma yapmasını son yıllarda beraberce izlediklerini söyledi.

Özellikle Kıbrıs Rum tarafının, Yunanistan ile beraber, Mısır, İsrail ve Ürdün ile üçlü anlaşmalara girişmesine bir misilleme olarak Türkiye’nin yeni aldığı Deepsea Metro-2 sondaj gemisini “Kıbrıs Cumhuriyeti Münhasır Ekonomik Bölgesi”ne gönderdiğini kaydeden Sözen, bütün bunların, tabiatıyla bölgedeki gerginliği artırabileceğini söyledi.

“Rumlar ile Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin arası daha da açılacak”

Gelişmelerin özellikle Kıbrıs Rum tarafıyla Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye ile olan ilişkileri daha da gereceğine vurgu yapan Sözen, özellikle Kıbrıs Rum tarafında yapılacak olan başkanlık seçimleri kampanyasına adayların milliyetçi söylem adına kullanacakları malzeme yaratılacağını belirtti.

Sözen, seçimlerden sonra tekrardan kurulması tasarlanan Kıbrıs müzakere sürecini de bu gelişmelerin negatif etkileyebileceğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı’ndan Güneye açıklamalı misilleme

Sözen, Cumhurbaşkanlığı’nın önceki gün yaptığı açıklamayı ise Kıbrıs Rum tarafının yanına Yunanistan’ı da alarak bölgedeki İsrail, Mısır, Ürdün gibi komşu ülkelerle doğal gaz konusunda üçlü anlaşmalar yapmasına yordu.

Sözen, Cumhurbaşkanlığı’nın aniden böyle bir açıklama yapmasının Kıbrıs Rum tarafının Yunanistan ile beraber “Kıbrıs Cumhuriyeti Münhasır Ekonomik Bölgesi” koordinatlarını BM’ye sunma girişiminin öneminin olduğuna dikkat çekti.

“Öncelik bu konular olmalı”

Sözen, Cumhurbaşkanı ve devlet yetkililerinin en öncelikli konusunun bölgesel konular ve özelde Kıbrıs’ın iki kesimini de yakından ilgilendiren Doğu Akdeniz havzasındaki doğal gaz yataklarıyla ilgili gelişmeler olması gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı’nın bu konuda bir açıklama yaptığını ifade eden Sözen, hükumet kanadından, özellikle de Başbakan veya Dışişleri Bakanı’ndan bu konuyla ilgili bir açıklama gelmediğini söyledi.

Sözen, “Her ne kadar da bir seçim sürecinden yakın bir geçmişte geçtiysek de, yeni hükumet kurulana kadar var olan hükumet devam etmektedir. Bu konuda atılması gereken adımlar, en azından bunun ideal olanı, Cumhurbaşkanı ile hükumetin ilgili yetkilileri, sağlıklı bir iletişim ile bu konuları beraber değerlendirmeleri ve ona göre her kurumun üzerine düşen adımları – bu verilecek bir beyanat olur veya izlenecek bir politika olur – böyle bir istişare süreci sonrasında yapmasıdır” ifadelerini kullandı.

Havadis

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.