1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ÖZEL HAYAT VE SON POLİTİK GELİŞMELER MECLİS GÜNDEMİNDE
ÖZEL HAYAT VE SON POLİTİK GELİŞMELER MECLİS GÜNDEMİNDE

ÖZEL HAYAT VE SON POLİTİK GELİŞMELER MECLİS GÜNDEMİNDE

Cumhuriyet Meclisi’nde gündem dışı konuşmalar yapılıyor;

A+A-

KIBRIS SORUNU, ÖZEL HAYAT VE SON POLİTİK GELİŞMELER MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINDI

Cumhuriyet Meclisi’nde gündem dışı konuşmalar yapılıyor. İlk konuşmayı CTP-BG Milletvekili Asım Akansoy, Kıbrıs sorunu ile ilgili yaparken ardından aynı partinin milletvekili Tufan Erhürman, özel hayat konusunda bir konuşma yaptı. TDP milletvekili Hüseyin Angolemli de konuşmasında, son politik gelişmeleri değerlendirdi.

AKANSOY

Cumhuriyetçi Türk Partisi- Birleşik Güçler Gazimağusa Miletvekili Asım Akansoy, Kıbrıs Sorunu ile ilgili gündem dışı konuşmasında, Ortak Metnin iki lider tarafından imzalanmasının ardından bir ay geçtiğine işaret ederek, bu sürede müzakerecilerin çok sayıda görüşme yaptığını; Cumhuriyet Meclisi’nin bu konularla ilgili bilgilendirilmediğini söyledi.

Liderlerin 31 Mart’ta ikinci görüşmelerini gerçekleştireceğine işaret eden Akansoy, KKTC’deki gelişmelerin Doğu Akdeniz’deki gelişmelere paralel şekilde dikkatle ele alınması gerektiğini anlattı.

Sorunun çok sayıda ülkeyi ilgilendirdiğini ifade eden Akansoy, bunların başında Türkiye, İsrail ve Yunanistan’ın geldiğini ve konunun küresel sermaye ve Avrupa Birliği’ni de ilgilendirdiğini dile getirdi.

Öte yandan Cumhuriyet Meclisi’ne konuyla ilgili gelen son bilgi notunun, 11 Şubat tarihli olduğunu dile getiren Akansoy, Meclis’in konuyla ilgili bilgilendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Müzakerelerle ilgili tüm bilgilerin Meclis’le paylaşılması gerektiğini söyleyen Akansoy, şöyle devam etti:

“Orada ne konuşulmuştur, ne önerilmiştir, ne sorulmuş ne yanıt alınmıştır. Tüm bunlar siyasi iradenin etkin rolü olmadan yürütülüyorsa, hükümet devre dışı bırakılıyorsa benim, halkın seçtiği bir milletvekili olarak yapılan görüşmelere dair kuşkum artarak devam edecektir. Ve biz bu konuyu elbette her fırsatta her platformda dile getireceğiz.

Hiçbir seçilmişin, basın aracılığıyla bilgilendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, bunun halka karşı, halkın iradesine karşı saygısızlık olduğunu, demokratik olmadığını belirtmek isterim.

Bugüne dek buradan, Sayın Cumhurbaşkanına yaptığımız hiçbir çağrı dikkate alınmadı. Uyumlu, uzlaşı ile, katılımcı ve etkin, Hükümet ile sürekli bir diyalog içerisinde bir müzakere yönetimi konusunda Meclis’ten yapılan çağrılar dikkate alınmadı.”

Dışişleri Bakanı’nın, son yaptığı ABD ziyaretinde çok önemli görüşmeler yaptığını ifade eden Akansoy şunları söyledi:

“Tüm verilerin, Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanının hatta Başbakan ve Başbakan Yardımcısının da yer alacağı bir siyasi platformda tüm ayrıntılarıyla ve hassasiyetle ele alınması şarttır. Eğer bu uzlaşı yaratılamaz, Meclis devreye alınmaz ve etkin bir müzakere süreci sürdürülmez ise, Kıbrıs sorununun jeo ekonomik gerçekler üzerinden ve bahse konu tarafların yüksek etkisinden dolayı beklenmedik gelişmelere de açık olacağını buradan belirtmek isterim.

Bu çerçevede; müzakere yönetimi, planlaması, stratejisi ve bu bağlamda öncelikleri, Hükümetin görüş, öneri ve katkısına açık olacak şekilde, sürekli diyaloğa açık bir zemine taşınmalıdır; Meclis devre dışı bırakılmamalı, Özel Temsilcinin görüşme tutanakları ve hatta Sayın Dışişleri Bakanının Kıbrıs sorunu ile ilgili notları da Meclis ile paylaşılmalıdır. Bir düzenleme yapılarak, Meclisteki siyasi parti temsilcilerinin, Özel Temsilci ve ekibi tarafından periyodik olarak bilgilendirilmesinin sağlanması ve Meclis Başkanının bu sürece öncülük yapması düşünülebilir ve bunlar yanında, Sayın Cumhurbaşkanının Meclise davet edileceği Kıbrıs sorununun değerlendirileceği bir toplantı düzenlenmesinin yerinde olacağı düşüncesindeyim.”

Akansoy, Meclis Başkanı Sibel Siber’e bu konuyla ilgili başvuru yapacakları bilgisini verdi.

Daha sonra Eğitim Şurası’nda alınan kararlara değinen Akansoy, “Çağdaş Dil Politikası”yla ilgili kararlar konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Akansoy, Yunanca dersi verilmesi yönündeki şura kararıyla ilgili şunları söyledi:

“Güney Kıbrıs’ta, Ortaokul ve Liselerde yer alan seçmeli Türkçe dersi, kendi siyasi partilerinin Gençlik örgütleri tarafından eleştirilmekte ve Türkçe’nin zorunlu dil olması savunulmaktadır. Çünkü gençlerin birbirlerini daha iyi anlamaları, tanımaları, birbirlerini fark etmeleri ve barış sürecinde kültürel köprüler yaratmaları ancak çok kültürlü bir politik sistem içerisinde çok dilli bir eğitim politikası ile mümkün olabilir. Bu konu bir ülkenin gelişmişliğinin ölçütüdür. Bu bağlamda, Yunancanın sadece sınırlı sayıda okulda değil, yine seçmeli olarak ancak yaygın bir şekilde okutulması konusunda Bakanın girişimde bulunmasını beklemekteyim. Bu konuda stratejik bir eğitim planlaması yapılmalıdır.

Bir diğer konu, yine Eğitim Şura kararlarında da yer alan tarih kitapları konusudur.

Kıbrıslı Türkler olarak kalıcı ve karşılıklı kabul edilebilir federal bir çözüme kavuşma konusundaki ciddiyetimizi şimdiden atacağımız adımlarla göstermeliyiz. Bu anlamda tarih eğitiminin daha doğrusu tüm sosyal bilimlerin, barışa yönelimde çok önemli bir rolü vardır.”

ERHÜRMAN

CTP-BG milletvekili Tufan Erhüman, “Özel Hayat” ile ilgili konuştu. Erhürman, konuşmayı, Özel Hayatın ve Hayatın Gizli Alanlarının Korunması Yasası’nın savunması olarak yapmayacağını, yasayla ilgili yanlış anlamaları gidermeye çalışacağını kaydetti.

Özel hayatın gizliliğiyle ilgili bu yasanın, iki temel insan hakkını korumaya alan bir yasa olduğunu söyleyen Erhürman, bunların özel hayatın ve haberleşmenin gizliliği olduğunu belirtti. Bu hakların ikisinin ancak mahkeme kararı ile ihlal edilebileceğini kaydeden Erhürman, bunun haricinde ihlal edilemeyeceğini vurguladı.

Yasanın oybirliğiyle geçti gün, “Bilgi Edinme Hakkı Değişiklik Yasası”nın da oybirliğiyle geçtiğini anımsatan Erhürman, bu yasa ile istihbarata ilişkin bilgilerin de bazı koşullarda bilgi edinme hakkı dahiline alındığını kaydetti.

Erhürman, gelecek önerileri mutlulukla karşılayacağını ve değerlendirileceğini belirtti.

Yasada, özel hayatın gizliliğinin ne olduğunun tanımlanmadığı eleştirisi yapıldığını belirten Erhürman, şunları söyledi:

“Bunu özellikle tanımlamadık. Bir AİHM kararında ‘Özel hayat kavramını tanımlamayı ne mümkün ne de gerekli görürüz’ diyor. Biz de bundan yola çıkarak tanımlamadık. Bunun da mantığı var, neden tanımlanmaması gerektiği de başka bir kararda açıklanır. O kadarda da; ‘İnsanları ikiye ayırmak gerekir; sıradan, kamusal. Sıradan insanların özel hayatı geniş, kamusal daha dar. Dolayısıyla özel hayatın ne kadar genişletip, daraltılacağına mahkemeler karar verir’ deniliyor” dedi.

Yanlış anlaşılan bir diğer konunun haberleşmenin gizliliği olduğunu belirten Erhürman, Anayasaya göre bir kişinin telefonunun dinlenmesinin ancak mahkeme ve yargıç kararıyla olabileceğini, izinsiz dinleyen, kaydeden ve bunu servis eden kişinin ceza almasının öngörüldüğünü söyledi.

Yasanın önce dinleyeni, dinlemeyi kaydedeni ve bunu ifşa edeni, sonra da ifşa edilmiş bir veriyi yayımlayanı cezalandırdığını söyleyen Erhürman, yasadışı dinlemeyi kaydeden kişinin kaydı bir gazeteciye ulaştırdığı anda onun içeriğini öğrenmesini sağladığını yani ifşa ettiğini, bunun da cezasının 6 yıl olduğunu belirtti. Erhürman, “Dolayısıyla 6 yıla kadar hapisle cezalandırılacak kişi gazeteci değil ona kaydı ulaştıran kişidir” dedi.

Erhürman, ifşa edilmiş bilgiyi yayınlayan gazeteciye ise hafif suç kapsamında iki yıla kadar hapis ve para cezası verilmesinin öngörüldüğünü ifade etti.

Erhürman, “Eğer bir telefon dinlendiyse, bir bilgi ele geçirdi ve gazeteciye verildi. Gazeteci kamu yararına bir şey görüp servis ederse, bu suçtur ama en asgari ceza verilecektir. Bir bulguyu hukuka aykırı şekilde elde ettiyseniz o bulguyu kullanamazsınız” dedi.

ANGOLEMLİ

Daha sonra Toplumcu Demokrasi Partisi Gazimağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli, son politik gelişmelerle ilgili söz adı.

Çevre Bakanı Hamit Bakırcı’nın bir demecinde “Dağlar bizimdir. İç meselemizdir” dediğini iddia eden Angolemli, bu sorunların tüm dünyayı ilgilendirdiğini söyledi.

Beşparmak Dağları’nda bir Ermeni Manastırı bulunduğunu ve bu Manastırın ilgili hükümet döneminde kiralanmasının Güney Kıbrıs ve Avrupa Birliği’nde büyük yankı uyandırdığını söyleyen Angolemli, bu gibi konuların iç mesele olarak görülemeyeceğini kaydetti.

Angolemli, Kıbrıs adasının tamamının muktesebat gereği Avrupa Birliği’ne dahil olduğunu da sözlerine ekledi.

Çevre kirliliğine dikkat çeken Angolemli, Çevre Bakanı’nın bu konularla ilgilenip ilgilenmediğini sordu.

Angolemli hükümetin çevre konusuna eğilmesini istedi.

Dışişleri Bakanı Özdil Nami Amerika’dan geldikten hemen sonra Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay’ın Amerika’ya gittiğini söyleyen Angolemli, Nami ve Özersay arasında koordinasyon eksikliği olduğunu ileri sürdü.

Angolemli, ziyaretlerle ilgili Meclis’in de bilgilendirilmesini istedi.

Kıbrıs konusunun tüm partilerin meselesi olduğunu belirten Angolemli, gelişmelerle ilgili kendilerine de bilgi verilmesini talep etti.

Eğitim Şurası’nda hükümet ortaklarının birbirinden farklı söylemler yaptığını belirten Angolemli, hükümetin yapılan yasalara sahip çıkmasını istedi.

Brusella hastalığı konusuna da değinen Angolemli, brusellalı hayvanları tüketmenin doğru olup olmadığını sordu.

Angolemli, eskiden telef edilen brusellalı hayvanların tüketilmesine artık izin verildiğine işaret ederek, Avrupa’da brusellalı hayvanların ürünlerine uyarılar eklendiğini belirtti.

Angolemli, bu konuyla ilgili halka bilgi verilmesini ve ilgili bakanlığın gerekli denetimleri yapmasını talep etti.

Tak

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.