TÜRK-SEN’in İhtiyat Sandığı Yasası’nın prim oranlarını düzenleyen 8’inci maddesinde 2012’de yapılan değişikliğin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’nde açtığı davanın ön görüşmesi dün gerçekleştirildi.

TÜRK-SEN Başkan Vekili Tuluy Kalyoncu, ön görüşmede, Savcılığın, yasada yer alan prim oranının en az yüzde 4 olacağı ifadesiyle, prim oranının bunun üzerinde artırılabilmesine olanak tanıdığı ve bunun da Anayasa’ya aykırı olmadığı yönünde görüş bildirdiğinin altını çizerek, sendikanın Savcılık görüşünü ele alarak, bir karar üreteceğini söyledi.

İhtiyat Sandığı Yasası’nın prim ve depozit konusunu belirleyen 8’inci maddesinde 2012’de yapılan değişiklikle, prim oranlarının toplu iş sözleşmesiyle 2 katına kadar artırılabileceği ifadesi eklenmesi, Anayasa Mahkemesi’nde dava konusu oldu.

TÜRK-SEN’in üst sınır ifadesinin toplu iş sözleşmesi hakkını ortadan kaldırdığı gerekçesiyle 2012 yılında Anayasa Mahkemesi’nde açtığı davanın ön görüşmesi dün yapıldı.

TÜRK-SEN Genel Başkan Vekili Tuluy Kalyoncu’dan alınan bilgiye göre ön görüşmede, Savcılık, 2012’de yapılan değişiklikle, “İştirak sahibi, ücret almasına hak kazandıran her ay için İhtiyat Sandığı’na müstahdemin brüt ücretinin en az %4 (Yüzde dört)’ü oranında prim yatırır. Ancak, bu oran Toplu İş Sözleşmeleri ile en çok iki katına kadar artırılabilir” şeklinde düzenlenen 8. Maddeyle ilgili görüşünü sundu.

“Sözleşme mantığıyla örtüşmüyor”

Dava konusuyla ilgili olarak “Yasadaki ifade prim oranının en az yüzde 4 olabileceği ve toplu sözleşmelerle bunun 2 katına kadar artırılabilecğei şeklinde. Bizim itirazımız ise üst sınır konmasının toplu sözleşme mantığıyla örtüşmediğiydi. Toplu sözleşme hakkının ortadan kaldırılması ve Anayasa’ya aykırılığı için dava açtık” şeklinde konuşan Kalyoncu, Savcılığın görüşünün “en az yüzde 4 ifadesinin”, primin bu oranın üzerinde artırılabileceği ve toplu iş sözleşmesiylke de bunun artırılabileceği, bunun da Anayasa’ya aykırı olmadığı yönünde olduğunu kaydetti.

Sendika 2 seçeneği değerlendirecek

Kalyoncu bu durumda sendika olarak önlerinde iki seçenek bulunduğnun altını çizerek, birinci seçeneğin Savcılığın sunduğu görüş doğrultusunda, mevcut oranların toplu iş sözleşmeleriyle yeniden düzenlenmesi yönüne gidilmesi, ikinci seçeneğin ise Anayasa Mahkemesi’nin kararını beklemek olduğunu belirtti.

Benzer konuda DEV-İŞ’in de bir dava açtığını anımsatan Kalyoncu, konunun Hür-İş’le görüşüleceğini ifade etti.

Kalyoncu ön görüşmenin ardından davanın mart ayında görüşüleceğini de sözlerine ekledi.

Kıbrıs Postası