1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. RUM BASINI MÜZAKERE SÜRECİNİ BÖYLE YAZDI
RUM BASINI MÜZAKERE SÜRECİNİ BÖYLE YAZDI

RUM BASINI MÜZAKERE SÜRECİNİ BÖYLE YAZDI

9 SAAT DİDİNDİLER!

A+A-

MÜZAKERECİLERİN GÖRÜŞMESİNDEN HİÇBİR KONUDA UZLAŞI ÇIKMADIĞI İDDİA EDİLDİ

“İKİ TARAF BÜTÜN KONULARDA FİKİR AYRILIĞINDA, İPLERİ ARTIK BM ELE ALIYOR”

NAMİ’NİN SÖZLERİ, SORUMLUSUNUN RUM TARAFI OLACAĞI ÇÖKÜŞ SAHNESİ KURMA ÇABASI OLARAK ALGILANDI

Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay ve Rum dengi Andreas Mavroyannis’in, muhtemel güven yaratıcı önlemleri (GYÖ), usulü ve prosedürdeki bundan sonraki adımları ele almak üzere dün gerçekleştirdikleri 9 saatlik özel (prosedür dışı) görüşmeyi Rum basını, neredeyse hiçbir konuda uzlaşılamadığı iddiasıyla aktardı.

Politis haberi “9 Saat Tırmaladılar (Didindiler)...Müzakereciler 24 Temmuz’daki Liderler Görüşmesi Öncesinde Dün Uzun Bir Görüşme Yaptı – O Zamana Kadar İlan Edilebilecek GYÖ’ler Olması İçin Yoğun Çaba” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Edindiği bilgilere dayanarak müzakerecilerin liderlerden, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 24 Temmuz’da gerçekleşecek bir sonraki görüşmesine kadar ilan edilebilir somut sonuçlara ulaşmaları emri aldıklarını yazan gazete dün saat 09.30’dan 18.30’a kadar süren 9 saatlik görüşmede GYÖ’ler konusunda herhangi bir sonuca varamadıklarını belirtti.

Gazete hal böyleyken Eroğlu ve Anastasiadis’in önümüzdeki Perşembe günkü görüşmelerinde görüşebilecekleri neredeyse hiçbir şeyleri olmayacağı yorumunu yaptı, özetle şöyle devam etti:

“Müzakereciler gündemin belirlenmesi için çok yoğun çalıştı, usul konusunu ve müzakerecilerin BM grubuyla ikili temaslarının ardından gerçekleşecek bir sonraki liderler görüşmesini uzun uzun tartıştı. BM Basın Sözcüsü MichelBonardo’ya göre müzakerecilerin prosedür çerçevesindeki bir sonraki görüşme tarihi 23 Temmuz olarak tayin edildi.”

Alithia “İki Taraf Bütün Konularda Fikir Ayrılığında” başlıklı haberinde “iyi bilgili bir kaynağa”  dayanarak Özersay ve Mavroyannis’in dünkü 9 saatlik görüşmelerinde neredeyse hiçbir konuda anlaşamadığını yazdı, şu detayları verdi:

“Kıbrıs Türk tarafı Anastasiadis’in, görüş birlikleri, iki tarafın birbirine yakın olduğu konular ve birbirine taban tabana zıt tezlerinin kategorize edilmesiyle ilgili önerisini reddetti ve Eroğlu’nun yol haritasında (takvim-al verin Ağustos sonunda tamamlanması, BM Genel Sekreteri ile Eylül’de New York’ta görüşme, Kıbrıs sorununda Yunanistan, Türkiye, Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların katılacağı dörtlü konferans, referandum tarihinin belirlenmesi, uzmanların kapalı Maraş’a girmesi) ısrar etti.

İki müzakereci güven yaratıcı önlemlerde de anlaşma sağlayamadı. Müzakereciler ayın 22’sinde yeniden bir araya gelecek. Aradaki zamanda, iki toplum liderinin 24 Temmuz’daki görüşmesi arifesinde anlaşmazlıkların üzerine köprü kurmaya çalışacak BM ile ayrı ayrı görüşmeler yapacaklar.

Simerini “Çöküş ve BM’nin Müdahalesi” başlıklı haberinde müzakerecilerin GYÖ’leri ve müzakerelerin usulünü ele aldıkları 9 saatlik görüşmenin tam bir çıkmazla sonuçlandığını, sadece bürün konularda fikir ayrılığında oldukları ve artık BM’nin devraldığı konusunda uzlaştıklarını yazdı.

Gazete müzakerecilerin dünkü 9 saatlik görüşmesinden çıkan sonucun Rum tarafı açısından hayal kırıcı olduğunu, Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis’in “alternatif senaryolar üzerinde çalışmak yerine Türk tarafının katı reddiyle karşılaştığını” öne sürdüğü “teyit edilmiş bilgilerini” kaynak göstererek şunları yazdı: 

“MÜZAKERECİLER ANLAŞAMADI, İPLERİ ARTIK BM ELE ALIYOR”

“İpleri artık BM ele alıyor. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim çıkmazı kaldırmak ve iki liderin gelecek Cuma günkü görüşmelerinde ilan edilecek güven yaratıcı önlemlerde asgari ortak paydaları bulmak için iki müzakereciyle ayrı ayrı görüşecek.

Lefkoşa havaalanında kapalı kapılar arkasında olup bitenler hakkında bilgi edinen bir yetkili ‘Koyu Türk retçiliği kemik kırıyor’ nitelemesinde bulundu.

Diplomatik bilgilere göre müzakerelerde izlenecek usul konusunda Anastasiadis’in önerisi Kıbrıslı Türk müzakereci tarafından reddedilmekle kalmadı, takvimli ve kesin sonuç olacak bir yol haritasına varılması talebine bağlandı. Gazetemize söylendiğine göre Kıbrıslı Türk Müzakereci Aleksander Downer’in çalışma belgesinde kaydedilen görüş birliklerinin arkasına mevzilenerek yeni benzer bir taktiğin gereksiz olacağını söyledi.

Güven yaratıcı önlemler konusunda hiçbir şey kesin görülemezse bile detaylı görüşmeden çıkan sonuç, anlaşma olsa bile, bunun, insanların gündelik yaşamlarında özlü hiçbir sonucu olmayacak türden önlemlerle ilgili olacağıdır.”

NAMİ’NİN SÖZLERİ, SORUMLUSUNUN RUM TARAFI OLACAĞI ÇÖKÜŞ SAHNESİ KURMA ÇABASI OLARAK ALGILANDI

Fileleftheros “Çöküş ve Çözüm İçin Yabancıların Karışması Sahnesi Kuruyorlar... Kıbrıslı Rumları Tavize Zorlamak İçin Türk Kurnazlığı” başlıklı haberinde müzakerecilerin tezlerini sunmaya devem ettikleri, yeni liderler görüşmesinin yapılacağı ve al-ver’in başlayacağı bir dönemde “Türk tarafının sorumlusunun Rum tarafı olduğu çöküş sahnesi kurmakta olduğunu” iddia etti.

Gazete KKTC yetkililerinin açıklamalarından, Rum tarafının ya müzakerelerin çökmesi sorumluluğunun yüklenmesi veya aslında Annan planının benimsenmesi demek olan maddeleri kabule yenik düşmesini hedeflediğinin anlaşıldığını savundu.

Bu iddiasını gerekçelendirirken, Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin  “müzakerelerin kesin çöküşünden” söz ettiği konuşmasının devamında ‘Kıbrıs Rum tarafı Annan planına uygun olmayan adımlar attı. Son önerileri ile güven yaratıcı önlemleri tahrip etti’ diyerek “Türk tarafının gerçek niyetlerinin ne olduğunun ortaya koyduğunu” öne süren gazete özetle şunları yazdı:

“Nami Türk tarafını, geçmişte yani Mehmet Ali Talat ve Dimitris Hristofyas arasında varılan görüş birliklerinin savunucusu göstermeye çalıştı. Rum tarafının görüş birliklerine hiç saygı göstermediğini, müzakere masasına koyduğu önerilerin bu görüş birliklerini alaşağı edecek öneriler olduğunu söyledi.

Bütün bunların hedefi bellidir. Bir yandan uluslararası unsur arasında karışıklık yaratıp prosedürü kurtarmaya koşturulması öte yandan da üçüncü tarafların her türlü hareketlerinin, Türk iddialarına göre Kıbrıs Rum tarafı olan ‘uzlaşmaz tarafa’ yönlendirilmesi.  Aynı zamanda Türk tarafını, geçmişte varılan görüş birliklerini kabul eden uzlaşıcı taraf göstermeye çalışıyor.

Bütün bunları yaparken Türk tarafının bir muradı daha var. Al-ver’in başlamasıyla uluslararası unsuru, Annan planından uzak olmayan eski bir anlaşmaya rıza göstermesi amacıyla Rum tarafına baskı yapacak şekilde dahil etmek.

Edindiğimiz bilgilere göre iki taraf arasındaki belge teatisinin ay sonuna kadar tamamlanacağı ve Ağustos ayı içerisinde bir sonraki aşamaya, al-ver’e geçilecek. Ancak şu ana kadar müzakere masasına konulanlardan, iki taraf arasındaki uçurumun oldukça büyük olduğunu gösteriyor ve müşterek kabul edilebilir tezlere varmayı başarıp başaramayacakları konusunda soru işaretleri var.

Eroğlu ve Anastasiadis önümüzdeki hafta yeni bir görüşme yapacak. Bunun öncesinde iki lider kayıp kimliklerinin tespit çalışmaları devam eden BM’nin Antropoloji Laboratuarını ziyaret edecek.  Bu, sembolik olmasına karşın, bu günlerde 1974’ün hatırlanmakta olduğu dikkate alındığında, bazı olumlu mesajlar vermeyi hedefleyen bir harekettir. Müzakerecilerin dün ele aldığı ve muhtemelen Eroğlu-Anastasiadis görüşmesinde kesinleştirilmesi beklenen güven yaratıcı önlemler de bu istikamettedir.

Ancak Kıbrıs sorunundaki gelişmelerin ötesinde Türk tarafı ekonomik nitelikli menfaat sağlamak için Brüksel yönünde de hareket ediyor. Nami Kıbrıs Türk toplumuna ekonomik yardım konusunu ve Yeşil Hat Tüzüğü’nü görüşmek üzere Avrupa Birliği merkezine yeni bir ziyaret gerçekleştireceğini açıkladı.”

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.