1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. RUM HÜKÜMETİ, ENDİŞELİ
RUM HÜKÜMETİ, ENDİŞELİ

RUM HÜKÜMETİ, ENDİŞELİ

Rum hükümeti, endişeli

A+A-

 

Rum hükümeti, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un önceki gün gayrı resmi olarak Güvenlik Konseyi daimi üyelerine sunduğu UNFICYP’in görev süresinin uzatılmasına ilişkin rapordan ziyade BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Güvenlik Konseyi’ne yapacağı bilgilendirmeden endişe duyuyor.

Politis gazetesi: “Eide’den Net İzahat İsteyecekler – Lefkoşa’yı Rapor Değil Eide’nin Güvenlik Konseyi’ni Bilgilendirmesi Endişelendiriyor” başlıkları altında verdiği haberinde, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un UNFICYP raporuna ilişkin bilgilerin Rum hükümetinde endişe yaratmadığını, Eide’nin Güvenlik Konseyi’nde yapacağı bilgilendirmenin daha büyük önem taşıdığını iddia etti.

Gazete, Eide’nin yarın adaya geleceğini ve çarşamba sabahı Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le görüşeceğini hatırlatarak Eide’nin adada yapacağı temasların 26 Ocak tarihinde Güvenlik Konseyi’ne vereceği bilgilendirmede belirleyici olacağını ifade etti.

Eide’nin BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı sıfatıyla Güvenlik Konseyine ilk kez bilgi vereceğini vurgulayan gazete, Rum Yönetimi’nin Eide’den, Güvenlik Konseyi’ni bilgilendirmesi sırasında müzakerelerin durmasından kimin sorumlu olduğu konusunda net açıklamada bulunmasını isteyeceğini yazdı.

Bu isteğin Eide’nin Anastasiadis’le görüşmesinde de dile getirilmesinin beklendiğini belirten gazete, Rum hükümet kaynaklarının, Ban’ın raporunun 15 Haziran-15 Aralık tarihleri arasındaki olaylara ilişkin olduğu için Türkiye’nin ikinci NAVTEX’ini içermediğini belirttiklerini aktardı.

Simerini gazetesi, Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in konuya ilişkin açıklamasında, Eide’den “gerçek olayları ve müzakerelerin neden yeniden başlamadığını sunmasını istediklerini” söylediğini yazdı.

Hristodulidis, Anastasiadis’in Çarşamba günü Eide’yle yapacağı görüşmede bu talebi gündeme getireceğini ifade ederek “Türkiye’nin ancak bu yolla doğru mesajları alabileceğini” iddia etti.

Rum Hükümeti’nin AB’den Türkiye’ye yaptırım uygulamasını talep edip etmeyeceği yönündeki bir soruya karşılık ise Hristodulidis, “bu tür bir girişimin başarılı olabilmesi için 28 üye devletin onayının gerektiğini ve bu tür bir girişimin başarısız olmasının ne gibi sonuçlar doğuracağını çok iyi düşünmek gerektiğini” söyledi.

Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki sondaj çalışmalarına da değinen Hristodulidis, Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’inde faaliyet gösteren şirketlerin Türk “kışkırtmalarına olumlu bakmadıklarını ancak çalışmalarına sorunsuz devam ettiklerini” belirtti.

Hristodulidis, “2015 yılının ilk yarısında, komşu ülkelerle ilişkiler ve işbirliğine dair enerji konularında duyuruların olacağını, bunların da, enerji konusunu müzakere masasına koyduklarını söyleyenlere yanıt teşkil edeceğini” belirterek, ENI/KOGAS şirketinin “Amathusa” yatağında yapacağı yeni sondajın sonuçlarının Rum Hükümeti’nin nasıl ilerleyeceği konusunda belirleyici olacağını sözlerine ekledi.    

ANASTASİADİS BAŞKANLAR KONSEYİ’NDE SIZINTILARDAN ENDİŞELİ

Öte yandan Politis gazetesi bir diğer haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in bugün Rum Başkanlar Konseyi’ni sabah saat 09:00’da toplayacağını ancak Anastasiadis’in toplantıda, yeni Navtex sonrası Türkiye’ye karşı alınması planlanan hukuki önlemler konusunda, sızıntılardan endişe ettiği için, bilgilendirmede bulunmayacağını yazdı.

Bugünkü başkanlar konseyi toplantısında Kıbrıs sorununun yanı sıra geniş tabanlı hükümet önerisinin de ele alınacağını ifade eden gazete, Anastasiadis’in bu toplantının ardından saat 11:30’da Güney Kıbrıs’ta görevli büyükelçilerle bir araya gelerek Kıbrıs sorunu hakkında bilgi vereceğini belirtti.

DİKO VE ÇEVRECİLER UNFICYP RAPORUNDAN ÖTÜRÜ ENDİŞELİ  

Gazete bir diğer haberinde de, DİKO ve Rum Ekologlar ve Çevreciler Hareketinin dün yaptıkları açıklamalarda, Ban’ın UNFICYP raporunun içeriğinden duydukları endişeyi dile getirerek, Rum hükümetinin yeni strateji belirlemesi gerektiği görüşünü dile getirdiler.

Her iki parti de açıklamalarında özetle, Ban’ın raporunda Türkiye’nin “kışkırtıcı eylemlerinden ve yükümlülüklerinden bahsetmediğini” belirterek, bunun sorumlusunun Rum hükümetinin kötü politikası olduğunu savundular.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.