1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. RUM KESİMİNİ ENDİŞE SARDI, YA KKTC...
RUM KESİMİNİ ENDİŞE SARDI, YA KKTC...

RUM KESİMİNİ ENDİŞE SARDI, YA KKTC...

Ada genelinde;

A+A-

ADA GENELİNDE MOBİL İLETİŞİME ENGEL GÜNEY’DEKİ MEVZUAT VE KKTC’Yİ TANIMA KORKUSU

Ada genelinde cep telefonlarıyla iletişimi öngören Güven Yaratıcı Önlem’in (GYÖ) Güney Kıbrıs’tan kaynaklanan hukuki ve siyasi sorunlar nedeniyle geciktiği haber verildi.

Alithia “Cep Telefonları Aracılığıyla Kıbrıs’ın Tamamında İletişim... Engel Hukuki Sorunlar” başlıklı haberinde Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros’un, cep telefonlarıyla Ada genelinde iletişim anlaşmasını açıklamış olmasına karşın halen zorluk ve sorunlar bulunduğunu belirterek Rum Elektronik İletişim ve Posta Düzenleme Komiseri Andonis Andoniadis’in açıklamalarını aktardı.

Habere göre Andoniadis temsil ettiği birim açısından ortaya çıkan, en azından konuyu araştırmakta olan ilgili Rum makamlarına bildirdikleri sorunun teknik değil büyük oranda hukuki ve siyasi olduğunu söyledi.

Teknik denetimlerin şirketler arasında gerek uluslararası gerek ulusal dolaşım (roaming) anlaşmalarıyla sağlandığını, cep telefonlarında olduğu gibi hatlar bağlandığında aşılamayacak sorunlar olmadığını söyleyen Andoniadis  “Şirketlerimiz, Kıbrıs şirketleri,  yurtdışındaki birçok şirketle bu tür anlaşmalar yapıyor. Bizim dikkat çektiğimiz sorunlar, o kadar da teknik değil, hukuki ve siyasidir” vurgusunu yaptı.

KKTC ile Güney Kıbrıs arasında telefon bağlantısı kurulabilmesi için iki yöntem olduğuna ancak her iki senaryoda da ciddi hukuki ve siyasi meseleler bulunduğuna işaret eden Andoniadis Kıbrıs’ta, KKTC’deki şebekeler ile doğrudan bağlantıdan söz ediliyorsa, bunun Kıbrıs’ta dolaşım (roaming) demek olduğuna işaret etti.

Andoniadis Rum tarafında yürürlükte olan yasanın, bu tür anlaşmaların ve bu tür şebeke bağlantılarının “meşru ruhsatlandırılmış” şebekeler arasında yapılabilmesini öngördüğünü ancak KKTC’deki servis sağlayıcıların Rum Yönetimi tarafından ruhsatlandırılmadığını, bu nedenle de “Kıbrıs’ta yasadışı işlediklerini” savunarak şunları söyledi:

“Yasa, bu şebekelerin kullanılmasını, yani bağlantıyı ve bu şebekelere hizmet sağlamayı cezai suç görüyor. Yöntem bulunması için mevzuatın değiştirilmesine ihtiyaç var. Ancak mevzuat değiştirilse ve bir çözüm bulunsa bile tamamen siyasi olan ve – eğer göğüslemek istiyorsak ki bunlar, siyasi kararları alan devletin yetkili makamlarının konularıdır- çözmemiz gereken sorunlardır. İşgal bölgelerindeki şebekelerin kullanmakta olduğu tayf  Kıbrıs Cumhuriyeti’ne aittir. Yani yasadışıdırlar, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin izin vermediği, işlemek için Kıbrıs Cumhuriyeti’nden –numaralar gibi- kaynaklar da almamıştırlar.  Dolayısıyla yöntem bulunsa da sanki işgal bölgelerinin, ulusal kaynak olan devlete tesis edilmiş bulunan tayfı yönetme hakkını dolaylı yoldan tanımışız gibi olacak. Yine sanki işgal bölgelerindeki makamlara,  şebekelere işletme izni verme hakkı tanımışız gibi olacak ki bu da tamamen Kıbrıs Cumhuriyeti yetkili makamlarının ulusal hakkıdır.

İşgal bölgelerindeki şebekelerde kullanılmakta olan sayısal kaynakların Türk kaynakları olduğuna işaret ediliyor. BM’nin Uluslararası Telekomünikasyon Birliği Sözleşmelerine ve uluslararası anlaşmalara göre Türk numaralandırmalarını kullanıyorlar, bu da birçok uluslararası anlaşmaya çok etkileri olacak bir şeydir. Söz konusu Sözleşme tahtında Kıbrıs’ta, bütün hükümranlık alanında, Kıbrıs için -357 olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kaynakları kullanılmalıdır.  Şebekelerin bağlanması halinde çağrılar Türk numaralarına yapılacak. İşgal bölgelerinde sanki Türkiye’nin ilçesiymiş gibi işliyorlar. Anlaşılacağı gibi sanki işgal bölgelerini tanıyormuşuz veya işgal bölgelerini Türkiye’nin ilçesi olarak tanıyormuşuz gibi olacak.

İkinci senaryo, Kıbrıs şirketleri ile Türkiye’deki, yani meşru devletteki Türk şirketleri arasında ilgili anlaşmanın yapılmasıdır. Bunda da sorun olacak çünkü her şey meşru görünmesine karşın bu durumda da işgal bölgelerindeki şebekelerin, Türkiye’nin ilçesiymiş gibi, Türk şebekesinin parçası olan şube olarak çalıştıklarını kabul edeceğiz.  Sanki bu rejimi kabul etmişiz gibi olacak. Sanki ülkemizde, yabancı ülkeymişiz gibi, uluslararası dolaşım yapmayı kabul etmişiz gibi olacak.”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.