1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “RUM TARAFININ BM RAPORUNA TEPKİSİ YAYGARACILIK”
“RUM TARAFININ BM RAPORUNA TEPKİSİ YAYGARACILIK”

“RUM TARAFININ BM RAPORUNA TEPKİSİ YAYGARACILIK”

Kıbrıslı Türklerin izolasyonundan söz edilmesi...

A+A-

“KIBRIS TÜRK HALKININ HAKLILIĞININ YAVAŞ VE GEÇ DE OLMASINA RAĞMEN ANLAŞILMAYA BAŞLANMASI OLUMLU BİR GELİŞME”

TMT Mücahitler Derneği, Rumların BM Barış Gücü tarafından hazırlanan raporda Kıbrıslı Türklerin izolasyonundan söz edilmesine ve Güney Kıbrıs için de “Kıbrıs Rum Yönetimi” ifadesini kullanmasına gösterdiği tepkinin Rum yaygaracılığı, haksızlığı ve gayri meşruluğunun tezahüründen başka bir şey olmadığını belirtti.

Dernek Başkanı Yılmaz Bora yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri’nin her iki tarafı da ikaz ederek birbirlerini suçlamaktan vazgeçmelerini istediğini anımsatarak, “51 yıldır bu sorunun nereden kaynaklandığını gerek BM ve gerekse ilgili taraflar çok iyi bilmektedirler” dedi.

“Kıbrıs meselesinde suçlu ve haksız taraf Rum ile Yunan’ın olduğu apaçık meydandadır” diyen Bora,  zaman zaman bunu teyit eden yabancı devlet yetkililerinin de açık beyanlarında ortaya koyduğunu söyledi.

Bora, ayrıca Kıbrıs sorunu ile ilgili görev yapan BM Genel Sekreterleri ve temsilcilerinin görevlerinden ayrıldıktan sonra yayınladıkları yayınlarda Kıbrıs gerçeklerini tarafsız bir şekilde ortaya koymalarının da ayrıca dikkate değer olduğunu belirtti.

Bora, Kıbrıs konusunda yapılan açıklamalardan örnekler verdiği bildirisinde, Rum tarafının Kıbrıs etrafındaki kaynakları yalnız kendilerinin kullanmak istemesinin Türk tarafınca olumlu karşılanmasının mümkün olmadığını kaydetti.

Buna paralel olarak da navtex olduğu sürece ve Türkiye’nin Rum Yönetimi’nin egemenlik haklarını tanımadığı sürece masaya dönmeyeceğini ısrarla ifade etmesinin Rum zihniyetinin asla değişmediğini gösterdiğini ifade eden Bora, geçmişte yaşananların unutulmuşa benzediğini kaydetti.

Bora açıklamasına şöyle devam etti;

“Şimdi de egemenlik haklarının Türkiye tarafından tanınmasını isterken 51 yıldır Kıbrıs Cumhuriyeti’ni silah zoru ve terör ile gasp ederek Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit ortağı Kıbrıs Türk halkını ayni yöntemlerle dışlayan bu gayri meşru yönetimin böylesine bir talebine Türkiye’nin evet demesi mümkün değildir. Zira Türkiye Cumhuriyeti haklı ve meşru olarak ilân edilen KKTC’yi tanıyan yegâne ülkedir ve KKTC’nin tanınmasında da hiçbir engelin bulunmadığı bilinmektedir.

Hal böyleyken masadan kaçan Rum’un masaya dönmesi için ortaya koyduğu talepler şantajdan ibarettir. Yukarıda verdiğimiz örneklerden de görüleceği üzere Kıbrıs Türk halkının haklılığının yavaş ve geç de olmasına rağmen anlaşılmaya başlanması olumlu bir gelişmedir. 

Birleşik bir Kıbrıs hayal edenlerin bu gerçekler karşısında bu hayallerinden artık vazgeçmeleri gerekmektedir.”

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.