1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. "RUM YÖNETİMİ TEK YANLI İTTİFAK ARAYIŞLARINA GİRDİ"
"RUM YÖNETİMİ TEK YANLI İTTİFAK ARAYIŞLARINA GİRDİ"

"RUM YÖNETİMİ TEK YANLI İTTİFAK ARAYIŞLARINA GİRDİ"

Ertuğ, Rum Yönetimi’nin, Yunanistan'la birlikte önceden oluşturdukları bir senaryo uyarınca,

A+A-

“ ‘TÜRKİYE KARŞISINDA NİSPETEN AVANTAJLI OLDUĞUMUZ ALANLARDA HAREKET EDECEĞİZ’ ŞEKLİNDEKİ AÇIKLAMA SON GÜNLERDE KKTC VE TÜRKİYE'NİN ETRAFINDA ÖRMEYE ÇALIŞTIĞI DÜŞMANCA İTTİFAKLAR AĞININ AMACINI DA AÇIKLIYOR”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ,  Rum Yönetimi’nin, Yunanistan'la birlikte önceden oluşturdukları bir senaryo uyarınca, görüşme masasından kaçmasını ört bas etmek ve sorumluluğu Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye'ye yüklemek maksadıyla uyguladığı strateji gereği, bazı bölge ülkeleriyle tek yanlı ittifak arayışlarına girdiğini söyledi.

Ertuğ, yazılı açıklamasında, 8 Kasım'da Kahire'de Mısır ve Yunanistan'la bir deklarasyon yayınlayan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin şimdi de benzeri bir üçlü mutabakatı İsrail'le sonuçlandırmayı hedeflediğini açıkladığını kaydetti ve “Rum Yönetimi Sözcüsü bu konuda yaptığı açıklamada bu hususta ‘Türkiye karşısında nispeten avantajlı olduğumuz alanlarda hareket edeceğiz. Yani AB içinde ve komşu ülkeler nezdinde’ demek suretiyle Kıbrıs Rum Yönetimi'nin son günlerde KKTC ve Türkiye'nin etrafında örmeye çalıştığı düşmanca ittifaklar ağının amacını da açıklamış bulunuyor” dedi.

Bu açıklamanın son derece manidar olduğunu dile getiren Ertuğ,  Rum Sözcü Hristodulides'in bu itirafının ayrıca, Rum lider Anastasiadis'in Kahire deklarasyonunu imzalayanlar arasındaki diyalog ve işbirliğinin herhangi başka bir ülkeyi hedef almadığı şeklindeki açıklamasının ne derece gayrı ciddi ve samimiyetten uzak olduğunun açık bir göstergesi olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Yunanistan'la birlikte önceden oluşturdukları bir senaryo uyarınca görüşme masasından kaçmasını ört bas etmek ve sorumluluğu Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye'ye yüklemek maksadıyla uyguladığı strateji gereği, bazı bölge ülkeleriyle tek yanlı ittifak arayışlarına girdiğinin altını çizen Ertuğ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Kendilerine, aramızdaki ve ortak sahibi olduğumuz Kıbrıs adası etrafındaki sorunları bu tür tek yanlı ve hegemonyacı yaklaşımlarla değil, Kıbrıs Türk tarafı ile kuracakları diyalog yoluyla çözebileceklerini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Kıbrıs Türk tarafı olarak bizleri dışlayan, yok farz eden, gerek bizim gerekse Türkiye'nin bölgedeki hak ve çıkarlarını göz ardı eden söz ve davranışlar bir sonuç getirmez. Olsa olsa aramızdaki güven sorununu daha da derinleştirir, sorunların çözümlenmesini daha da karmaşık hale getirir ve zorlaştırır”.

ÜLKELERE UYARI…

Fırsatçı bir yaklaşımla hareket eden Kıbrıs Rum Yönetimi'yle bu tür bir işbirliği ve dayanışma içine giren veya girmek isteyen ülkeleri de bu konuda uyaran Ertuğ,  bu yapılanın  Kıbrıs'ta müzakereye dayalı adil ve kalıcı bir uzlaşı bulmaya yönelik görüşmeleri yeniden başlatma çabalarına ters düştüğünü,  bu konudaki ümitleri baltaladığını kaydetti.

Bunu göz ardı edenlerin bunun tarihi sorumluluğunu da taşıyacağını kaydeden Ertuğ,  "Egemenlik hakkı" gibi soyut kavramlar arkasına saklanan Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, bu egemenlikte Kıbrıs Türk tarafının eşit hakkı olduğunu, Kıbrıs'taki iki lider arasında imzalanan 11 Şubat 2014 tarihli Ortak Açıklama'da egemenliğin eşit şekilde Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlardan kaynaklandığının, taraflardan hiç birinin diğeri üzerinde otorite ve yetki kullanamayacağının açıkça yazıldığını bu ülkelere unutturmak istediğini ifade etti. Ertuğ açıklamasında şöyle dedi:

“Uluslararası deniz hukukunun yerleşmiş içtihat ve prensipleri ülkelerin MEB’deki egemenlik haklarını ancak tüm diğer ilgili taraf devletlerle uzlaşma yoluyla tesis edebileceğini ortaya koymaktadır. Böyle bir uzlaşının bulunmadığı mevcut koşullarda, Kıbrıs Rum tarafının MEB'de herhangi bir egemenlik hakkından bahsetmesi hukuken mümkün değildir. Bu bağlamda, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Sayın Espen Barth Eide'nin, Münhasır Ekonomik Bölge’nin karasularının bir parçası olmadığı ve savaş gemileri dahil herkesin buralara girebileceği şeklindeki açıklamasına dikkat çekmek istiyoruz.

Kıbrıs Rum tarafına, hidrokarbon çalışmalarını başlattıkları 2011 yılından bu yana bu konuda ortak hareket etmeyi amaçlayan yapıcı önerilerde bulunduk ve bu öneriler hala masadadır. Ama onlar tek yanlı hareketlerini sürdürmekte ve konuyu masadan kaçmak için bir bahane olarak kullanmaya devam etmektedir. Hedeflediğimiz ortaklığın ruhu, birlikte hareket etmeyi, sorunlarımızı diyalog yoluyla görüşme masasında ele alarak çözmeye çalışmayı gerektirir. Biz masadayız ve Kıbrıs Rum muhataplarımızın da dışta ittifaklar aramak yerine ön şartsız masaya dönmesini bekliyoruz.”

TAK

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.