1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “... SADIKSA, SAMİMİYSE...”
“... SADIKSA, SAMİMİYSE...”

“... SADIKSA, SAMİMİYSE...”

Eroğlu, başta Birleşmiş Milletler, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği olmak üzere, uluslararası toplumdan...

A+A-

 

CUMHURBAŞKANI EROĞLU, DR. FAZIL KÜÇÜK BULVARI’NDAKİ TÖRENDE KONUŞTU

“RUM TARAFI FEDERAL ORTRAKLIK HEDEFİNE SADIKSA, SAMİMİYSE BUNU MÜMKÜN KILACAK DAVRANIŞ İÇİNDE OLMALI”

“BM, ABD VE AB BAŞTA OLMAK ÜZERE ULUSLARARASI TOPLUMDAN İKİ TARAFIN HAKLARINA SAYGILI DAVRANMALARINI VE ANASTASİADİS’E MASAYA DÖNMESİ İÇİN CİDDİ UYARILAR YAPMALARINI BEKLİYORUZ”

“RUM TARAFI BİZİM ISRARLI TUTUMUMUZ NEDENİYLE HAZIRLAMIŞ OLMASINA RAĞMEN MASAYA BİR HARİTA KOYAMADI AMA YÜZDELİK VE YERLEŞİM BİRİMLERİNİN İSİMLERİNİ KOYDU”

“ŞUNU BİLMELİDİRLER Kİ KIBRIS SORUNU VE BUNA BAĞLI KONULARDA KIBRIS RUM TARAFININ MUHATABI BİZİZ”

“HİDROKARBON KONUSUNDA MEVCUT EKONOMİ TEKNİK KOMİTE İÇİNDE İKİ TARAFTAN BİRER ŞİRKET ARACILIĞIYLA BİRLİKTE HAREKET ETME VE KARAR ALMA YÖNÜNE GİDEBİLİRİZ”

“DİĞER BİR YOL İSE İKİ TARAFIN DA HİDROKARBON FAALİYETLERİNİ EŞ ZAMANLI DURDURMASI VE KAPSAMLI ÇÖZÜME ODAKLANARAK ÇÖZÜMLE BİRLİKTE DOĞAL KAYNAKLARIN YÖNETİMİNİN FEDERAL SEVİYEDE YÖNETİLMESİDİR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının masada olduğunu; ancak Rum tarafının artık ne istediğine karar verme zamanının gelip geçtiğini belirterek, “Federal ortaklık hedefine sadıksalar, bu konuda samimiyseler, federal ortaklığı mümkün kılacak davranış içinde olmaları gerekir” dedi.

Eroğlu, başta Birleşmiş Milletler, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği olmak üzere, uluslararası toplumdan, iki tarafın haklarına saygılı davranmalarını ve Rum lider Nikos Anastasiadis’e her şeyin konuşulup çözümlenebileceği yer olan masaya ön şartsız dönmesi hususunda ciddi uyarılar yapmalarını beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının ısrarlı tutumu nedeniyle hazırlamış olmalarına rağmen masaya bir harita koyamadığını ama yüzdelik ve yerleşim birimlerinin isimlerini koyduğunu, bu dikkate alındığında ise talep edilen toprağın büyüklüğü ve bir haritanın ana hatlarıyla ortaya çıktığını kaydetti. Eroğlu, “Böylesi bir isteme evet dememiz asla mümkün değildir” dedi.

Avrupa Parlamentosu’nun aldığı son kararın çözüme değil, Rum uzlaşmazlığına hizmet ettiğini ve gerçeklerle bağdaşmadığını da kaydeden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum tarafının, Kıbrıs sorunu ve buna bağlı konularda muhatabının Kıbrıs Türk tarafı olduğunu bilmesini istedi.

Hidrokarbon konusunda Rum tarafı resmi bir özel komite kurulmasına siyasi nedenlerle karşıysa, “mevcut Ekonomi Teknik Komitesi içerisinde modaliteleri belirlendikten sonra, iki taraftan birer şirket aracılığıyla hidrokarbon konusunda birlikte hareket etme ve karar alma yönüne gidebileceklerini” ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, bu yöntemin daha önce Rum tarafı KKTC’den elektrik alırken kullanıldığını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, “bir diğer yolun ise iki tarafın da hidrokarbonlar konusundaki faaliyetlerini eş zamanlı bir şekilde durdurmaları ve kapsamlı çözüme odaklanarak, çözümle birlikte doğal kaynakların yönetiminin federal seviyede yönetilmesi” olduğunu söyledi.

EROĞLU TÖRENDE KONUŞTU

Cumhurbaşkanı Eroğlu, KKTC’nin 31’inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada Kıbrıs Türk halkının, en mutlu günlerinden birini 15 Kasım 1983’te yaşadığını söyledi.

KKTC’nin ilanına 15 Kasım 1983’teki Meclis toplantısında gururla, heyecanla, oy birliğiyle onay verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Devlet kurmak, Kıbrıs Türk Halkı için geleceğe yapılmış en büyük yatırım, gelecek nesillere bırakılacak en değerli mirastır. O nedenle Devletimizin 31’inci yaşını kutlarken, bugünümüz ve yarınlarımız için görevimizi yapmanın onuru, huzuru, coşkusu içindeyiz” dedi.

“BAĞIMSIZLIK BİLDİRGESİ ANİ KARAR DEĞİL”

Eroğlu, 15 Kasım’daki bağımsızlık bildirgesinin ani kararla ortaya konulmadığını; devlet ilanının da sebepsiz, dayanaksız, ani bir karar olmadığını ifade ederek Kıbrıs Cumhuriyeti sürecine değindi.

1960’ta ortaklık devletinin kurulmasından hemen sonra Rum lider Makarios’un yanlış yaparak Kıbrıs Türk halkını kandırmaya, aldatmaya çalıştığını; 1960 Antlaşması’na geçici gözle baktığını, Enosis’e sıçrama tahtası olarak gördüğünü ve 1974’e kadar anlaşmaya yanaşmadığını, 1974 sonrasında da tutumunu değiştirmediğini anlatan Cumhurbaşkanı Eroğlu, Makarios’un federasyonu oyalamak amacıyla kabul ettiğini belirtti.

“FEDERASYON İSTER GİBİ GÖRÜNÜYOR”

Eroğlu, Rum liderlerin halen federasyon ister gibi göründüğünü ama gerçekte istemediklerini ifade ederek egemenliği, ortaklık devletini ve uluslararası alanda temsiliyeti Kıbrıslı Türklerle paylaşmak niyetinde olmadıklarını, hidrokarbon yatakları konusunda yaşananların temel sebebinin de bu olduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, son bir yıldaki gelişmelere değinirken Rum lider Nikos Anastasiadis’in Şubat 2013’te seçilmesinden sonra tüm ısrarlarına rağmen “önce ekonomimizi düzeltmemiz lazım” diyerek masaya gelmediğini, Kıbrıslı Türklerin anlaşma istediğini göstermesi için peşinen Maraş’ı istediğini, kendilerinin de bunu reddettiğini; Anastasiadis’in masaya oturmak için ortak açıklama ön koşulunu öne sürdüğünü söyledi.

Bu yıl 11 Şubat’ta yapılan Ortak Açıklama ile müzakerelere yeniden başlanabildiğini hatırlatan Eroğlu, “Ancak Rum tarafının süreci zamana yayan bir tutum sergilemesi nedeniyle müzakereleri bir al-ver aşamasına getirmek epeyce zaman aldı. Yine de Kıbrıs Türk tarafı olarak bizim ortaya koyduğumuz çaba ile, ilk aşamada bir durum değerlendirmesi yapılması, bunun ardından, ikinci aşamada Kıbrıs sorununun altı başlığında da tarafların yazılı öneriler sunması mümkün oldu” diye konuştu.

Eylül ayında Anastasiadis’le yaptığı müzakere sürecinde ikinci aşamanın tamamlandığını ifade eden Eroğlu, kendileri makul ve mantıklı önerilerle masada yer alırken Rum komşuların hep maksimalist bir anlayışla karşılarına çıktığını belirtti.

“YERLEŞMİŞ BM PARAMETRELERİNE AYKIRI VE AŞIRIYA KAÇAN ÖNERİLER”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, şubat başından ekim başında masadan kaçana kadar, Rum tarafının, masaya getirdiği önerilerin, yerleşmiş Birleşmiş Milletler parametrelerine aykırı ve aşırıya kaçan öneriler olduğunu söyledi. Eroğlu şöyle konuştu:

“Rum tarafı, yürütmenin seçimi, varılacak anlaşmanın AB’nin birincil hukuku olması, kalıcı derogasyonlar, mülkiyet ve diğer bazı konularda parametre dışı, aşırı önerilerle masaya gelmiştir. Yine bir yerleşmiş BM parametresi olan dönüşümlü başkanlığı kabul etmemekte, yeni ortaklık devletinin nasıl oluşacağı konusunda, bunun sözde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin evrimsel dönüşümüyle olacağını’ savunmaktadır

“GÜVENLİK VE GARANTİLER KONUSUNDA DUYDUKLARIMIZ BİZİ CİDDİ ŞEKİLDE RAHATSIZ ETTİ”

Güvenlik ve garantiler konusunda Rum tarafından duyduklarımız bizi ciddi şekilde rahatsız etmiştir.

Kıbrıs adası yakınlarında Orta Doğu’da son yıllarda pek çok sivilin acımasızca öldürüldüğü çok ciddi silahlı çatışmalar yaşanmasına rağmen, uluslararası toplumun bu gelişmeler karşısında sessiz veya etkisiz kalması ve bunların önüne geçecek herhangi bir somut adım atmaması, biz Kıbrıslı Türklere kendi güvenliğimiz için Garanti ve İttifak Antlaşmalarının önemini ve gerekliliğini bir kez daha göstermiştir.

Böyle bir ortamda, Kıbrıs Rum tarafının bu Antlaşmaları sona erdirmeye ya da Garanti sistemini sulandırmaya yönelik talepler ortaya koyması rahatsız edicidir, kaygı vericidir.”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Garanti Anlaşması dışında başka bir devletin ya da uluslararası örgütün garantör olmasına izin vermelerinin söz konusu olmadığını ifade ederek “Anavatan Türkiye’den gelen bu güvence bizim de müzakere masasında güçlü bir biçimde mevcut garanti sistemini savunmamıza yardımcı olmaktadır” dedi.

“KKTC VATANDAŞLARI ARASINDA AYRIMCILIK İÇEREN ÖNERİLERİ KABUL ETMEYİZ”

Vatandaşlık konusundaki Rum önerilerinin de kabul edebilecekleri türden öneriler olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, KKTC vatandaşları arasında ayrımcılık ya da farklı muamele içeren herhangi bir öneriyi kabul etmeyeceklerini yineledi.

“ÖNERİMİZ KKTC VATANDAŞI OLAN HERKES YENİ ORTAKLIK DEVLETİNİN DE VATANDAŞI OLMASI”

Eroğlu, “Bizim vatandaşlık konusundaki önerimiz, KKTC vatandaşı olan herkesin yeni ortaklık devletinin de vatandaşı olmasıdır. Kimse bunun gerisinde bir yaklaşımı kabul edebileceğimiz beklentisi içinde olmasın” dedi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum tarafının toprak ayarlaması konusundaki taleplerinin de rahatsız edici olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“BIRAKIN HARİTA KABUL ETMEYİ, HERHANGİ BİR HARİTA VEYA RAKAM MÜZAKERESİ DAHİ YAPMADIK”

“Biz bu dönemde, bırakın bir harita kabul etmeyi, herhangi bir harita veya rakam müzakeresi dahi yapmadık. Bunların en son konuşulacak konular olduğu hususunda mutabakat vardır ve bu Genel Sekreter’in Mart 2011 tarihli raporuna girmiştir.

Kıbrıs Rum tarafı ancak bizim ısrarlı tutumumuz nedeniyle hazırlamış olmalarına rağmen masaya bir harita koyamamıştır, ama yüzdelik ve yerleşim birimlerinin isimlerini koymuştur. Bu dikkate alındığında ise talep edilen toprağın büyüklüğü ve bir harita ana hatlarıyla ortaya çıkmaktadır. Böylesi bir isteme evet dememiz asla mümkün değildir.”

“ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, “önemli sayıda insanın evinden yerinden olacağı, işini ve gelirini yitireceği, yeni bir travma yaşamasına neden olacak bir durumun ortaya çıkmasına asla izin vermeyeceklerini bu tarihi günde bir kez daha vurgulamakta fayda gördüğünü” söyledi; “Halkımız rahat olsun, Rum tarafı öyle istiyor diye 1974 öncesine dönecek değiliz. Tarihin akışını geri çevirmek mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

Toprak ayarlaması için ortaya koydukları temel kriterlerin makul ve çözümün yaşayabilir olması için gerekli olduğunu vurgulayan Eroğlu, Rum tarafının aşırı taleplerine rağmen kendilerinin müzakereleri sabırla sürdürüp uluslararası temaslarda bu kaygıları sürekli dile getirdiklerini anlattı.

Son dönemde neler olduğu konusuna da değinen Eroğlu, 17 Eylül’deki son liderler görüşmesinde al-ver safhasına geçme konusunda anlaşmalarına ve hidrokarbon konusundaki hakları koruma kararlılıkları bilinmesine rağmen Kıbrıs Rum tarafının 9’uncu parselde hidrokarbon araştırmalarına başladığını hatırlattı.

Eroğlu, kendilerinin de bunun üzerine 2011’de olduğu gibi hak ve çıkarlarını korumak adına lisanslandırdıkları Türk şirketi ile sismik araştırma başlattıklarını ifade ederek Rum liderin, başlatılan sismik araştırmayı ve yayınlanan uyarı bildirimini ileri sürerek, Rum siyasi partilerinin tam desteğini sağlayıp masadan kaçtığını söyledi.

Halkın şu noktaları bilmesinde yarar gördüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“DİYALOG KAPISINI AÇIK BIRAKTIK”

“Biz diyalog kapısını açık bıraktığımızı tüm muhataplarımıza ilettik. Masada olduğumuzu her fırsatta dile getiriyoruz. Kıbrıs Rum tarafını ön şartsız olarak masaya gelmeye çağırdığımızı da söyledik ve söylemeye devam edeceğiz.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Sayın Eide’ye ve bir mektup gönderdiğim gibi, Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Biden’a da konunun masada ele alınması gerektiğini açıkça ifade ettik.

Bu noktada şunu yeniden ifade etmek istiyorum:

“İKİ TARAFTAN BİRER ŞİRKET ARACILIĞIYLA HİDROKARBON KONUSUNDA BİRLİKTE HAREKET EDİP KARAR ALABİLİRİZ”

Eğer Rum tarafı 2011 ve 2012 yılında yaptığımız önerilerimizde yer aldığı şekilde iki taraftan oluşan resmi bir özel komite kurulmasına siyasi nedenlerle karşı ise, mevcut Ekonomi Teknik Komitesi içerisinde modaliteleri belirlendikten sonra, iki taraftan birer şirket aracılığıyla hidrokarbon konusunda birlikte hareket etme ve karar alma yönüne gidebiliriz.

Bu yöntemi daha önce Rum tarafı bizlerden elektrik alımında kullanmıştı.
Diğer bir yol ise, iki tarafın da hidrokarbonlar konusundaki faaliyetlerini eş zamanlı bir şekilde durdurmaları ve kapsamlı çözüme odaklanarak, çözümle birlikte doğal kaynakların yönetiminin federal seviyede yönetilmesidir.

Ancak, Rum tarafının bu önerileri değerlendirmek yerine, Kıbrıs Türk tarafını göz ardı eden ve Türkiye’yi muhatap almaya çalışan, suni olarak yarattığı gerginliği artırıcı tek yanlı faaliyetlerini devam ettirme gayreti içinde olduğunu görüyoruz.

“MUHATAP BİZİZ”

Şunu bilmelidirler ki Kıbrıs sorunu ve buna bağlı konularda Kıbrıs Rum tarafının muhatabı biziz. Haklarımıza tecavüz eden Rum emrivakilerine seyirci kalamazdık; kalmadık.”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının masada ve sürece pozitif şekilde angaje olduğunu belirterek Rum tarafının artık ne istediğine karar verme zamanı geldiğini, hatta geçtiğini söyledi.

“FEDERAL ORTAKLIK HEDEFİNE SADIKSALAR…”

“Federal ortaklık hedefine sadıksalar, bu konuda samimiyseler, federal ortaklığı mümkün kılacak davranış içinde olmaları gerekir” diyen Eroğlu,  Rum tarafının hidrokarbon girişimlerinin Ortak Açıklama’daki ortaklık vizyonunu gerçekleştirmek için değil, Kıbrıs Türk tarafına karşı koz geliştirmek ve kendi lehlerindeki statükoyu sürdürmek için yapıldığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Rum tarafının hedeflerine ulaşmasına müsaade edilmesinin, Kıbrıs’ta tarafları daha fazla uzaklaştıracağını, güveni daha da sarsacağını ve gerginliği artıracağını ifade etti.

“BM, ABD VE AB’NİN ANASTASİADİS’E CİDDİ UYARILAR YAPMASINI BEKLİYORUZ”

Eroğlu, BM, ABD ve AB başta olmak üzere uluslararası toplumdan iki tarafın haklarına saygılı davranmalarını ve Rum lider Anastasiadis’e her şeyin konuşulup çözümlenebileceği yer olan masaya ön şartsız dönmesi hususunda ciddi uyarılar yapmalarını beklediklerini vurguladı.

“AP KARARI GERÇEKLERLE BAĞDAŞMIYOR”

Eroğlu, Avrupa Parlamentosu’nun aldığı son kararın çözüme değil, Rum uzlaşmazlığına hizmet ettiğini ve gerçeklerle bağdaşmadığını da ifade etti.
Devletlerin yaşamında ekonomik ve sosyal gelişmelerin çok önemli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Ekonomik olarak güçlü olmalıyız. Sorunlarımızı kabul edilebilir, aşılabilir noktaya çekmemiz şarttır. Halkımız daha büyük bir mutluluğu hak etmektedir. Halkımız, bu isteklerinde haklıdır” dedi.

Siyaset kurumunun çare üretmek için var olduğunu ancak hangi koşulda olursalar olsunlar, özgürlükten, egemenlikten, vatandan, devletten, Anavatan Türkiye ile sıcak, karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı işbirliğinden asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Eroğlu, Atatürk’ün “Cumhuriyet fazilettir” sözüne atıfta bulunduğu ve her türlü sorunun çözümünün bulunduğu demokrasinin korunup geliştirilmesinin önemlini ifade etti.

Çağdaşlığa, insan haklarına, insanı odak alan politikalar geliştirmeye devam etmek gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, bilime, sanata, kültüre, spora yatırım yapmayı asla ihmal edilmemesini; üniversitelerin çağdaş gelişmelere ayak uydurmasına ayrı bir ağırlık verilmesini istedi.

“7’den 70’e herkese sesleniyorum; Güç sizdedir. Egemenlik sizindir. Bu vatan, bu devlet sizindir” diyen Eroğlu, kendisinin de Cumhurbaşkanı olarak doğruları söyleyerek halkın yararına bir yol izlediğini, halkın ne istediğini bilerek hareket ettiğini anlattı.

“NEREYE VARACAĞIMIZI SİZİN MÜCADELENİZ VE KARARINIZ BELİRLEYECEK”

Eroğlu, şöyle devam etti:
“Ancak nereye varacağımızı sizin mücadeleniz ve kararınız belirleyecektir. Yanlış yapmak, yanlış yola sapmak bizi nereye götürür bellidir.

Özgürlüğümüz, egemenliğimiz, vatanımız, Devletimiz sizlerin katkılarıyla daha da gelişecek, yücelecektir. Ben sizin bunu başaracağınızdan eminim. Sizleri çok seviyor, ben ve arkadaşlarım sizler için çalışıyoruz.”

Eroğlu konuşmasının sonunda Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı ve devletin ilanına katkı sağlayan herkesi şükranla, sevgiyle, rahmetle andı.

Şehitleri, Dr. Fazıl Küçük’ü, Osman Örek’i, ebediyete göç eden tüm devlet ve hükümet yetkililerini, milletvekillerini, bürokratları da rahmetle yad eden Eroğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Türkiye’nin gelmiş geçmiş devlet ve hükümet yetkililerine, siyasi partilerine KKTC’ye verdikleri maddi manevi değer için teşekkür etti.

Eroğlu, törene Türkiye hükümetini, meclisini ve TSK’yi temsilen katılanların iki ülke arasındaki kopmaz birlikteliği gösterdiğini vurgulayarak Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.