1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. SAMİMİ İTİRAF
SAMİMİ İTİRAF

SAMİMİ İTİRAF

Güneyde mülkü bulunmayan ve halen Rum mülkünde oturanlar açısından ‘acı bir tablonun’ ortaya çıkacağı...

A+A-

Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) Genel Başkanı İzzet İzcan, olası bir çözümden sonra mülkiyet konusunda yaşanacakları Diyalog TV’de açıkladı. Detay programında Aytuğ Türkkan’ın sorularını yanıtlayan İzcan, global mal mülk değişimi yerine, bireysel mülkiyet hakkının tanınması yönünde bir değişim olduğunu söyledi.  

 KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yanı sıra Rum siyasilerine yakınlığıyla tanınan İzzet İzcan, mülkiyet konusunda ne tür bir uygulamanın yapılacağı konusunda önemli görüşler aktardı. İzcan, konunun anlaşılması açısından  değişik örnekler vererek şöyle dedi:

“Mesela; Limasol’da malı vardı Girne’ye yerleşti. İlk söz hakkı kimde olacak… En kritik soru budur. Rum evini isteyecek ama Girne’deki kişi de Limasol’daki malına dönmek istemiyor. İşte o zaman öncelik Kıbrıslı Türk’ün olmalıdır. İkisi de göçmen ama aradan 40 yıl geçti. İşte bu gibi durumlarda Mülkiyet Komisyonu devreye girer. Çünkü bu gibi örneklerde Rum’un talep ettiği şekliyle olursa herkes evine demektir ki o zaman iki kesimlilik ortadan kalkar.”

Güney’da mal bırakmamışsa…

   Güney’de malı olmayanlar için daha acı bir tablo ortaya çıkıyor. Eğer evin içinde yaşayanın Güney’de hiçbir malı yoksa, ya da mesela tahsisten mal alanlar… Onların ilk söz hakkı olmayacak.
O zaman ilk söz hakkı Rum’a geçer ve o da illa ki malını isterse konu komisyona gider. “Ben içindeyim benimdir” mi diyeceksiniz? Her isteyene “Hayır vermiyoruz” da diyemeyiz. İşte o zaman gündeme Rum’a malının iadesi veya tazminat gündeme gelecek. Takas olamaz çünkü malı yok. Eğer Güney’de malı varsa takas da gündeme gelebilir.”

Tazminatı bireyler ödeyecek

“Tazminat söz konusu olacaksa parayı kim ödeyecek?”  sorusuna İzcan’ın verdiği cevap yurttaşların pek de hoşuna gitmeyecek cinsten…

“Mülkiyet meselesi bireysel bazda halledilecek. Bireye büyük bir yük gelecek. Türkiye Cumhuriyeti ‘ben ödemem’ diyor. Bunun nasıl halledileceğine yönelik daha önce Müzakereci Özdil Nami Türkiyeli yetkililerle görüştü. Oralarda uzun vadeli kredilerle Türkiye bankalarının kredi olanağı sunması gibi konular konuşuldu. Yani tazminatı birey ödeyecek. Mal Tazmin Komisyonu için 200 milyon sterlin ödedi, 100 milyon sterlin daha verilmesi gereken bir para var ama son bir yıldır ödemiyor, ‘Bu işi siz çözün’ diyor.

Biz 45 bin, onlar 165 bin kişi geldi

KKTC’deki mülk sorunun ciddi sıkıntılar ortaya çıkaracağı uyarısında bulunan İzzet İzcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“KKTC’deki mülklerin aşağı yukarı yüzde 80’i terk edilmiş Rum mülküdür. Bizim Güney’de bıraktığımız mal mülk yetmeyecek karşılığında. Bu da doğal olarak bir takım Rumların mülklerine sahip olmasını ön plana çıkaracak. Veya kaynak aktarıp kişilerin malının tazminatını ödemeniz lazım. Bu da karşılaşacağımız sıkıntılardan biridir. Bir diğer sıkıntı da eğer para yoksa, Rum’un “o zaman bize daha fazla toprak ver” yaklaşımıdır. Örneğin yüzde 29’dan yüzde 27’ye in, hem içine gelen Rumlar azalsın hem de içindeki mülkler azalsın diyor… Gerçi bugüne kadar yüzde 29 artıya endekslendi bu, pek de değişeceğini sanmıyorum. Zaten Kuzey’den bir takım yerlerin Güney’e bırakılacağı kesindir. En az zarar ziyanla atlatılmalı bu, içi çalışılmalı. Biz Güney’den 45 bin kişi geldik Kuzey’e… Rum tarafı “180 bin göçmenin var” diyor ama benim öğrendiğim 165 bin civarıdır bu rakam, yani dörtte bir oranındayız… Mülklerimiz de dörtte bir oranındadır.”

Limit bir yere kadar…

Mülkiyette ve nüfusta limit sorunu olduğundan da bahseden İzcan, şöyle dedi:

“Rumlar kalıcı limitlere karşı. Avrupa Birliği de… Buna bir süre koyup normale dönmesini istiyorlar. Yani örneğin 30 yıl boyunca nüfusu ve mülkiyeti yüzde 30’u geçmez diyebilirsiniz. Ama ömür boyu yasaklar olamaz. Geçici dönemlerde korumaya mutlaka ihtiyaç vardır. Bunlar hep tartışılacak zaten, teknik çalışmalar gerekiyor.”

Devlet para ödemeyecek

İTEM yasası ile devletin tapu verdiğini anımsatan İzzet İzcan bunun sıkıntı yaratacağını anlattı. İzcan  “Bana bu malı devlet verdi, devlet ödesin diyecek olanlar olabilir ama devlet ödemeyecek, bu anlaşmada o olmayacak” dedi.

Malların değerlerinin de önemli olduğunu söyleyen İzcan, bu konuda soru işaretleri bulunduğunu belirtti. İzcan, “Malın değeri nasıl tespit edilecek, bunu teknik komiteler ele alacak. Ama burada mutlaka hakkaniyete dayalı yapılmalıdır bu işlem” diye konuştu.

Rum malının üzerine inkişaf yapılmışsa farklı bir kriter olacağını aktaran İzcan, “Örneğin Annan planında  “üzerine yapılan inkişaf toprağın değerinden fazlaysa öncelik hakkı inkişaf sahibine geçer” diyordu.  Ama sonuçta toprağın bedeli ödenir. Devlet mülküyse söz konusu olan o zaman birey ile devlet anlaşacaktır. Yani hali arazilerde de bu böyledir” dedi.

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.