CUMHURBAŞKANI EROĞLU: “KÜRESELLEŞEN DÜNYAYLA ENTEGRASYON İÇİN ATILAN TÜM ADIMLARIN DESTEKLEYİCİSİYİM”

"KÜRESELLEŞME IŞIĞI ALTINDA TC VE KKTC EKONOMİLERİ VE SERMAYE PİYASALARI" PANELİ

“MAKROEKONOMİK SİSTEMLERİN DAHA İYİ ÇALIŞMASI İÇİN GEREKLİ KATKIYI YAPMAYA HAZIRIM”

“BU YIL, KIBRIS SORUNUNUN ELLİNCİ, ÇÖZÜM MÜZAKERELERİNİN DE KIRK BEŞİNCİ YILIDIR. ORTAYA YENİ ÇIKAN DİNAMİKLER AKLIN YOLU OLAN İŞBİRLİĞİNİ EMRETMEKTEDİR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC’nin küreselleşen dünyaya entegre olması için atılan tüm adımların destekleyicisi olduğunu belirterek, “Makroekonomik sistemlerin daha iyi çalışması için gerekli demokratik düzenlemelerin iyileştirilmesi için gerekli katkıyı yapmaya hazırım. Eğer nihai ihtiyaç anayasamızın değişmesi yönündeyse bunun da arkasında duracağım” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, bankacılık sektörünü Türkiye üzerinden dışa açmak gerektiğini ifade etti.

Bu yıl, Kıbrıs sorununun ellinci, çözüm müzakerelerinin de kırk beşinci yılı olduğuna işaret eden Eroğlu, ortaya yeni çıkan dinamiklerin aklın yolu olan işbirliğini emrettiğini vurgulayarak Güney Kıbrıs’a doğalgaz konusunda mesaj verdi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Maliye Bakanlığı tarafından Merit Crystal Cove Hotel Kongre Merkezi’nde düzenlenen “Küreselleşme Işığı Altında TC ve KKTC Ekonomileri ve Sermaye Piyasaları” konulu panelde yaptığı konuşmada, küreselleşmenin insanlık tarihi kadar eski olduğunu, ilk çağlardan beri insanoğlunun yaşadığı alanların dışına çıkma eğiliminde olduğunu anlattı.

“BÜTÜN MAL VE HİZMETLER MOBİL”

Teknolojik gelişimle dünyanın giderek küçüldüğüne işaret eden Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, iletişim ve ulaşımdaki gelişmelerle nerdeyse dünyadaki bütün mal ve hizmetlerin mobil hale geldiğini ve herkesin üretmediği halde birçok ürünü tüketebilmesine imkân sağlandığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, mal ve hizmet üretiminin temel bacaklarından birini oluşturan finansal hizmetler ve sermaye piyasalarında da muazzam bir gelişim sağlandığını kaydederek, “Artık hiçbir ülkedeki sermaye piyasası veya bankacılık sektörü, milli sermaye piyasası veya milli bankacılık sistemi olma özelliğini taşımamaktadır” dedi.

“GLOBALLEŞMENİN EN ETKİN GELİŞTİĞİ PİYASA FİNANSAL SEKTÖR”

Globalleşmenin en etkin bir şekilde geliştiği piyasaların başında finansal sektör geldiğini belirten Eroğlu, şöyle konuştu:

“Sermayenin gerekli olduğu alanlarda yerini alması için oluşan kanallar sermaye piyasaları ve para piyasaları olarak oluşmuştur. Kanaatimce önümüzdeki 30 yıl içerisinde “yabancı sermaye” kavramı da ortadan kalkacaktır. Ülkeler ihtiyaç duydukları zaman sermayenin iç piyasalara ulaşımına imkân tanıyacak gerekli düzenlemeleri yaparak gerekli yapıları oluşturacak ve bu sermayeyi kullanacaklardır.

Bunun en iyi örneklerinden bir tanesi de Türkiye’dir. Uzun yıllar sermayeye duyulan ihtiyaç son on yıldır bu sermayenin Türkiye’deki ihtiyacı karşılaması için kullanacağı kanalların oluşturulmasından dolayı kolaylıkla Türkiye’ye akmaktadır. Gerek Borsa İstanbul aracılığıyla, gerekse bankacılık sisteminde yapılan satın alma veya birleşmelerle Türkiye dışındaki sermaye Türk girişimcilerinin hizmetine girmektedir. Sağlıklı bir ekonominin en temel taşlarından bir tanesi de sağlıklı bir finansal sisteme sahip olmaktır.”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, en çarpıcı örnek olarak gösterdiği Güney Kıbrıs’ta yaşanan ekonomik çöküşe değinirken, şu değerlendirmede bulundu:

“Sağlam temellere dayanmayan ve aslında olması gerekenden çok daha büyük boyuta getirilen mali sektörün üstlendiği riskler gerçekleşmiş ve Kıbrıs Rum bankaları Yunanistan’da devlet tahvillerine yaptıkları yatırımdan dolayı Kıbrıs Rum Kesimi’nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın yüzde 20’si oranında para batırmışlardır. Buna ek olarak kötüleşen ekonomik koşullar neticesinde yurt içinde bankalardaki tahsili gecikmiş alacakların oranı % 27’ ye ulaşmış ve büyük bankaların çökmesine neden olmuştur. Şu anda Kıbrıs Rum Kesimi Troyka’nın hazırladığı bir tasarruf ve yeniden yapılandırma paketini uygulamaya koymuştur. Süreç onlar için yeni başlamıştır ve 2018 yılına kadar da devam edecektir. Bu zaman zarfında onları çeşitli ekonomik sıkıntılar ve zor günler beklemektedir. Oysa Güney Kıbrıs’ ta sağlıklı ve sağlam bir mali sektör oluşsaydı bunların yaşanmasına gerek kalmayacaktı.”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türkiye ve KKTC’nin benzer süreçlerden 2000’li yılların başında geçtiğini, mali kriz nedeniyle hem Türkiye hem de KKTC’de birçok sektörün yeniden yapılandırıldığını ve daha sağlıklı bir ekonomik sistem tasarlanıp çalıştırıldığını anlattı.

“Türkiye’nin geldiği ekonomik büyüklük ortadadır” diyen Eroğlu, 2023 yılında Türkiye’nin en büyük on ekonomi arasında yer alma hedefiyle daha da gelişeceğini, bölgenin en büyük ekonomisi olacağını, ekonomik ve siyasi ağırlığının da artacağını söyledi.

“AKILLI YAKLAŞIM İŞBİRLİĞİ”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Bu minvalde akıllı yaklaşım, Türkiye ile her şekilde işbirliği yaparak herkesin karlı çıkabileceği ilişkileri geliştirmektir. Türkiye’de yaşanmakta olan ekonomik gelişmelerin sınır aşırı olumlu etkileri herkese olumlu yansıyacaktır. Ancak siz bunu görmezden gelip tek başınıza bu bölgede ekonomik faaliyetlerinizi geliştirmeye çalışırsanız bunun ekonomik bedeli Türkiye ile işbirliği içinde olmaktan çok daha büyük olacaktır. İstanbul’un geleceğin finans merkezi olma düşüncesi son derece gerçekçidir. Bu proje hayat bulduğunda bu bölgenin para ve sermaye ihtiyaçlarının karşılanacağı en büyük merkez ayağınıza gelmiş olacaktır” diye konuştu.

“GEREKLİ YERLERDE YENİDEN YAPILANDIRMA”

Türkiye’yle kardeşlik bağlarına ek olarak bu gelişmelerin farkında ve takipçisi olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Eroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“KKTC’nin gelmiş olduğu ekonomik durumun daha da iyileştirilmesi, gerekli düzenlemelerin hükümetimizce yapılması, gerekli görüldüğü yerlerde kurumların yeniden yapılması hepimizin görevidir. Ben, küreselleşen dünyaya entegre olmak için atılan tüm adımların destekleyicisi olduğumu burada bir kez daha belirtmek istiyorum. Makroekonomik sistemlerin daha iyi çalışması için gerekli demokratik düzenlemelerin iyileştirilmesi için gerekli katkıyı koymaya hazırım. Eğer nihai ihtiyaç anayasamızın değişmesi yönündeyse bunun da arkasında duracağım.”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, KKTC’nin bugün için sağlam bir finansal sisteme sahip olduğunu ve özel sektörün ihtiyaçlarının karşılanması noktasında bu sistemin iyi çalıştığını belirterek, Merkez Bankası’nın mali sektörde denetim ve gözetim yaptığını; çabalar daha da artırılarak bankacılık sektörünün dışa açılımının sağlanması gerektiğini vurguladı.

“Türkiye’deki gelişmelerin buna imkân verebileceği düşüncesindeyim. Bu yüzden Türk mali sistemini yakından takip ederek oluşacak fırsatları değerlendirmemiz ve bankacılık sektörümüzü Türkiye üzerinden dışa açmamız gerekmektedir. Böylelikle yerel sermaye ile kurulmuş bankalarımız KKTC dışındaki piyasalarda da kendilerine yer edinmiş olabileceklerdir” diyen Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs sorununda yeni dinamiklerin aklın yolu işbirliğini emrettiğini söyledi.

“YENİ DİNAMİKLER... AKLIN YOLU İŞBİRLİĞİNİ EMRETMEKTE”

Eroğlu, şöyle dedi:

“Bu yıl, Kıbrıs sorununun ellinci, çözüm müzakerelerinin de kırk beşinci yılıdır. Ortaya yeni çıkan dinamikler aklın yolu olan işbirliğini emretmektedir. Kıbrıs Rum Kesimi’nin münhasır ekonomik bölge ilan ederek doğalgaz araması ve bir miktar doğal gaz bulması sürece yeni dinamikler eklemiştir. Ancak şu anda bu doğal gazın çıkarılsa bile, satışı ve tüketimi için en ucuz yolun Türkiye kanalı ile mümkün olduğu bilimsel çalışmalarca ispat edilmiştir. Dolayısıyla en ucuz seçenek işbirliğinden geçmektedir. Bunun aksi bir seçenekle maliyetler bu doğal gazın çıkarılmasını bile engelleyebilecek bir sonuç doğurabilir. Bu yüzden biz hak sahibi olduğumuz doğal gaz rezervleri konusunda hep yapıcı ve işbirliğini öngören bir tutum takındık. Ne var ki Kıbrıs Rum Kesimi bütün bu olumlu çabamıza bugüne kadar sırtını dönmüştür.”

Eroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun son dönemde Kıbrıs sorununa ilişkin açıklamalarını çok olumlu bulduğunu söyledi. Eroğlu, müzakerelerin henüz başlamamış olması ve Türk tarafının sunduğu iki önerinin kabul edilmemesinin Kıbrıs Türk tarafını alternatif fikirler aramaya ittiğini belirtti. Müzakerelerin zaman limiti konularak yeniden başlamasının zamanının geldiğini söyleyen Eroğlu, 45 yıldır süren müzakere sürecinin 45 yıl daha devam etmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

 

Kaynak: TAK