Ülser ve gastrit gibi rahatsızlıklar hayatınızı olumsuz etkileyebilir. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Bozkaya, "Göğüsteki yanma ülser hastalığına işaret edebilir" diyor
Stres hayatımızın her alanına olduğu gibi midemize de olumsuz etkiler yapıyor. Çok ağır stres yaşayanlarda hızla akut ülser bile gelişebileceğini söyleyen Liv Hospital Ankara Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Bozkaya, baharla birlikte artan gastrit ve ülser tedavisi ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi...
Gastrit, mide iç döşemesinin iltihabıdır. Bu rahatsızlık; çok yüzeysel olabilir veya mide duvarını biraz daha derin olarak etkileyebilir. Ülser ise mide duvarında daha derin tabakaların etkilenmesi sonucu bir yara açılma durumudur. Hastanın şikayetine göre ayrım yapmak çok güçtür. Bu nedenle kesin tanı endoskopi ile konulur. Ülserde daha çok ağrı ortaya çıkarken (yemekten bir-iki saat sonra çıkan ve bir şeyler yenince bir miktar rahatlayan veya mide üzerinde yanma şeklinde ağrı), gastritte ise daha çok yemek yemekle dispepsi dediğimiz karnın üst kısmında rahatsızlık-dolgunluk hissi, erken doyma, şişkinlik ve bulantı gibi şikayetler ortaya çıkar.
Göğüste yanma; esas olarak mide ve oniki parmak bağırsağı ülseri ve gastritin değil, reflü hastalığının tipik belirtisidir ama ülser hastalığında da bu yakınma görülebilir. Ancak bunun temel nedeni; reflü hastalığının, ülserli hastalarda sıklıkla birlikte görülmesidir.
Helikobakter enfeksiyonu varsa tedavi edilmeli. Gereksiz ağrı kesici (NSAID) kullanılmamalı. Sigara, alkol ve aşırı kahve tüketilmemeli. Sağlıklı bir vücut kitlesine sahip olunmalı. Rafine şeker ve rafine tahıl (mümkünse) tüketilmemeli. Mevsim sebze ve meyveleri yeterince tüketilmeli.
Tedavide çeşitli ilaçlar kullanılır. Antiasitler, mide asidini tamponlar. Histamin reseptör bloke ediciler ve proton pompa inhibitörleri asit salgısını baskılar. Yüzey koruyucuları döşemeyi korur. Eğer helikobakter saptandıysa, antibiyotiklerle bu mikrop tedavi edilmelidir. Ağrı kesicilere bağlı ülser oluştuysa bu ağrı kesiciler mümkünse kullanılmamalıdır.
Ülserde açlık ağrısı, yanma şeklinde ağrı, reflü yakınmaları olabildiği gibi dispepsi yakınmaları (şişkinlik, rahatsızlık hissi, erken doyma, hazımsızlık) da ortaya çıkabilir. Gastritte, tipik olarak tanımlanan dispepsi yakınmaları ortaya çıkar. Ülserde çeşitli komplikasyonlar (delinme, kanama, tıkanma) oluşursa, belirtiler değişir. Delinme durumunda tüm karna yayılan ani şiddetli ağrı olur. Eğer kanama varsa kahve telvesi gibi kusma meydana gelir. Dışkı rengi ise katran gibi siyah olur. Mide çıkışında tıkanma yaparsa bulantı, kusma, ağız kokusu oluşur.
Ülser, sindirim dolaşım sisteminin her yerinde ortaya çıkabilir. Halk arasında bilinen ve kastedilen ülserler; mide ve oniki parmak bağırsağında oluşur.
GASTRİT VE ÜLSER GİBİ RAHATSIZLIKLAR KANSER RİSKİ TAŞIYABİLİR
Bunun aşamaları nasıl oluşuyor? Kronik gastritlerin az bir kısmı kansere dönüşebilen bir süreç geliştirir. Aslında bu süreç, onarım mekanizmalarının bir ürünüdür. Uzun yıllar süren bir gastritte mide döşemesi, önce bağırsak döşemesine dönüşebilir. Bu hastaların bir kısmında da hücrelerde daha fazla dejeneratif değişiklik oluşur. Displazi şiddetli ise, bu bölgede kanser gelişme olasılığı artar. Ülserde ise böyle bir gelişim süreci yoktur. Uzmanlar tarafından kabul edilen görüş; mide ülserinin kansere dönüşmeyeceğidir. Ancak mevcut ülser daha başından beri bir kanser ülseri olabilir ve içinde odaksal olarak kanser hücresi barındırabilir. Bu hücreler zamanla kanser haline gelebilir. Reflüde ise durum farklıdır. Reflüde yemek borusunun alt ucunda mide ile birleştiği yerde eğer çeşitli doku değişiklikleri ortaya çıkarsa, kanserleşme riski belirir.
MİDENİZİN SAĞLIĞI İÇİN ALKOL VE SİGARADAN UZAK DURMALISINIZ
Genellikle stresin, ülser gelişiminde bir risk faktörü olduğu kabul edilir. Çok ağır stres, hızla akut ülser gelişimine neden olabilir. Ancak stres, ülser oluşumunda en sık görülen neden değildir.
Sigara ve alkol mide döşemesine zararlıdır ve tüketilmemelidir. Yoğun alkol; gastrit ve ülsere yol açarken, az miktarda alkol ülserin iyileşmesini hızlandırabilir. Ancak unutmayın ki; alkol zararlı olmasa da şikayetleri artırabilir. Kahve, asit salgısını artırdığı için sınırlandırılmalıdır. Soğan, baklagiller, yağlı yiyecekler ve kızartmalar gibi çeşitli besinler; hiçbir zarar vermedikleri halde hastanın şikayetlerini artırabilir. Bu besinler zararsız olsalar da ülser iyileşene kadar bir süre tüketilmemeleri (örneğin bir ay) şikayetleri azaltabilir. Kırmızı biberin ise ülseri iyileştirici etkisi olduğu bilinir. Süt, aslında asit salgısını artırarak zarar verebilir. Ancak süt mide asidini tamponlama etkisi sayesinde hasta şikayetlerini yatıştırabilir. Bu nedenle süt içilmesi (bir-iki bardağı geçmemek üzere) önerilir. Bütün bunlar ülser sırasında alınacak tedbirlerle ilgilidir. Sigara ve alkol tüketimi durdurulursa, ülserin tekrarlama veya ortaya çıkma olasılığı düşer. Sebze ve meyve tüketimi iyi olan ve poliansatüre yağ (yararlı yağlar) tüketimi olanlarda ülser olma olasılığı düşüktür. Depolanmış pirinç ve rafine şeker ve rafine buğday tüketimi olanlarda tekrarlama olasılığı daha yüksektir.
BUNLARA DİKKAT EDİN!