CTP Milletvekili Soyer, tüm siyasi partilerin kendi içinde özeleştiri yapması gerektiğine vurgu yaptı
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, parti içindeki yaşanan sorunlara değinerek, kimsenin partiden üstün olmayacağını belirtti. Bütün partilerin kendi içerisinde özeleştiri yapmaları gerektiğine vurgu yapan Soyer, “Herkes Sultan Süleyman kesildi memlekette. Dizileri seyrede seyrede insanları değerlendirmeden kelle kesmek moda oldu. Ortalık Sultan Süleyman doldu” dedi.
ADA TV’de Erçin Şahmaran’ın sorularını yanıtlayan CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, programda şu ifadelere yer verdi:
“ESAS OLAN HALKTIR”
Yerel seçimden sonraki süreçte CTP parti meclisini topladı. Çok canlı bir dönem yaşandı. Parti meclisimiz özeleştiri yüzleşme ve disiplin konusuyla ilgili karar aldı. Aynı zamanda partimizin yapısal meselelerini ele almak için tüzük kurultayı kararı aldı. İkisi bir bütün. Bununla ilgili kimin ne söylediğini konuşmuyorum. Bu süreci bizim yaşamamamız gerekiyor. Bu ülkeye bu insanlara görev yapmaktan başka bir ağır sorumluluğumuz yoktur.
“KİMSE PARTİNİN ÜSTÜNDE DEĞİLDİR”
Kimse partinin üstünde değildir. Kimse değerlerin üstünde değildir. Esas olan ülkemizdir, halkımızdır, inançlarımızdır ve partilerin inançlara doğru giderken yapabileceği katkılardır. Bunu bozacak her kısır tartışma bu ülkeye bu siyasi harekete zarardır.
“2010’DA MECLİS’TEN ÇIKARKEN KIYAMETLER KOPTU”
Seçim bitti, sendikalar haykırıyorlar. Sayıştay bir genelde çıkarttı. Göç yasasına bağlı uygulama ile ilgili genelge yayınlandı. Zamanında 2010’da bu meclisten çıkarken büyük kıyametler koptu. Burada birinci haksızlık ve adaletsizlik noktası, işe yeni girenin düşük barem ile işe başlamasıdır. Bütün partiler artık özeleştiri yapmalı. Herkes Sultan Süleyman kesildi memlekette. Dizileri seyrede seyrede insanları değerlendirmeden kelle kesmek moda oldu. Ortalık Sultan Süleyman doldu. Yasayı çıkartanlar ve haksızca barem düşüklüğü yapanlar 13. Maaş hariç devletin verdiği ödenekler 2010’dan sonra geçersizdir dediler. Sebebi belli. Yasayı çıkartanlar bile bile popülizm yaptılar. Kendi çıkarttıkları yasaya aykırı yan ödemeleri yaptılar.
“KIBRIS SORUNU ÇÖZÜMÜNDE YANLIŞ TAKTİK”
Şuandaki görüşme sürecinde verimlilik olmadığı aşikardır. Başlangıcı yanlış yapılmıştır. Anastasiadis, ben yakınlaşılan konuları temel almayacağım demiştir. Buna ciddi bir siyasi tezle karşı çıkılmadı. Bunu kabul eden pozisyonla görüşmeler başladı. Ortak belge de çok önemli ve değerlidir. Bu ortak belge üzerinden görüşmeler başladığı zaman taraflar yakınlaşılan konularda zemin alacaklarına, bunlarla ilgili iddialarla uğraşmaya başladılar. Bir kapı açıldı ve toprak harita meseleleri gündeme getirildi. Toplumun içinde siyasi karmaşa yaratmak için bazı odaklarca sahte haritalar kullanıldı. Ne acıdır ki bu görüşmeleri sürdürenler insanlara çıkıp böyle bir şey yoktur harita görüşmedik demedi. Çok yanlış bir taktik izlendi.
“SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE ÇABA GEREKLİ”
Kıbrıs sorunu malzeme olmaktadır. Bizde de olmaktadır Kıbrıs Rum tarafında da. Bunun dışına siyasi çıkış kanalı açma çabası konusunda gayret sarfetmemiz gerekiyor. Kıbrıs sorununun çözümü bizim de Türkiye’nin de çıkarınadır buna katkı sağlamamız gerekiyor. Barışı getirecek atmosfere oksijen gerekiyor. Sürekli atmosferi zehirlersek sonuç çıkmaz. Bizim bunlara özen göstermemiz seçici olmamız gerekmektedir.
“MECLİS İSTİFA ETSİN DİYENLERİN ÖNERİSİ YOK”
Meclisi beğenmeyebilirsiniz, siyasi yapıyı eleştirebilirsiniz ancak meclis istifa etsin diyenlerin önerisi yok. Yeniden seçim olmasını başkalarının yerine kendilerinin girmesini istiyorlar. Halkoyu ve temsili demokrasinin sorunlarını çözmekten başka çaremiz yok. Meclis halk iradesinin yerine geçemez. Anayasa’nın değişmesi için Meclis’in yapması gereken bir görev var. O da meclis içinde 34 sayısına ulaşarak halka referandum için metni götürmesi gerekir. Meclis görevini eksik yapmış olabilir. Ama meclis görevini yaptı, anayasanın belli maddelerinin değiştirilmesi için kendi içinde konsensüsle çalışma yaptı, 34 sayısına ulaştı ve bunu halka götürme kararı verdi, meclisin görevi burada bitmiştir. Meclis halk iradesinin önüne geçemez. Esas sahibi halktır. Bana göre görevlerini layıkıyla yerine getirmemişlerdir.”
Star Kıbrıs