Karmaşa(sız).. Karar(sız)

Hidayet Serdar

Hepimiz, hayatımızın çeşitli dönem ve dönemeçlerinde, kararlar almak, hayatımızı yeniden yapılandırmak ve yönlendirmek durumunda kalırız; kimisi mecburiyetten, kimisi zevkten... Ve her insana göre değişir bu karar alma şekilleri ve güdüleri... Bazıları ince hesaplar yapar, ölçer tartar, bazıları kalbini dinler, içgüdülerini izler...

Ama derin ve radikal kararlarda; tam bir karmaşa yaşanır; hem beyninde, hem de yürekte. Huzursuzluk, dengesizlik, neyi düşüneceğini, nasıl hissedeceğini bilmediği bir hal olur, ruh ve bedende. Bu karmaşa devam ederken, uykusuzluk, ya da uyuma halleri gibi fiziksel değişimler de eşlik eder yaşanan tüm o karmaşalara... Karmaşa olmadan karar gelemez çünkü arayana...

Bu iç savaş yoksa, karar alma raddesine gelemez çünkü  insan. Karmaşa yoksa, rahattır ve mutludur döngüsünde. Ama karmaşa olmazsa, büyüme de olmaz, gelişme de, karmaşa olmazsa aşk da olmaz, nefret de...

Sonra bir an gelir; bir söz, bir bakış, bir hareket çıkıverir ortaya, ve tüm o karmaşadan, tüm o savaştan karar doğar, küçük detay ne yaptığını bilmeden.  

Fırtınadan önce sessizlik olur, sonra fırtına patlar; deniz, hayatımız, alt üst olur, debelenir dururuz dalgalarla, ve sonra fırtına diner, yeni bir dönem başlar ta ki bir sonrasına... Karmaşa olmadan yeni dönemler açılmaz ne insan hayatında, ne ülkelerde, ne de dünyada...

Karmaşadan kaçmamak gerekir yani aslında, onlar anahtar olurlar tüm yeni kararlarımızda...