ÖLEN EŞİNİZ SİZİ CEPTEN ARARSA...

Ölen eşiniz sizi cepten ararsa...

'Yakın gelecekte' insan beyni, kişiliği, anıları, yetenekleriyle birlikte bilgisayara aktarılacak; oradan da bir android araçta vücut bulacak...
* 'Bedenden bağımsız', sanal ama tanıdık bir beyne ne dersiniz; bu, sevip kaybettiklerimize özlemi giderir mi dersiniz?

Adı Ray Kurzweil. Forbes Dergisi'nin 'En büyük düşünce makinesi' diye tanımladığı, ABD'li bilim adamı ve gelecek bilimci!
Kurzweil bu defa 'daha da yakın' gelecekte, teknoloji sayesinde 'bedenden bağımsız' olarak ölümsüzlüğün mümkün olacağını iddia ediyor. (Bu iddiası 2 yıl önce de vardı ama şimdi bir kitap yazdı, yöntem de anlatmaya başladı)

STAR WARS MİSALİ

Ray Kurzweil'e göre insan beyni, kişiliği, anıları, yetenekleriyle birlikte bilgisayara aktarılacak; bu veriler androidlere aktarılınca sonsuza kadar yaşamak mümkün olacak.
Beynimi yedekleyip bir cep telefonuna koydurtabilir, Star Wars'taki hologramlar misali sevdiklerimin elinde konuşabilirim yani!
'Uçuk' geliyor değil mi?
İşte bu noktada, araya, Ray Kurzweil'in bugüne kadar yaptıklarını almak şart oluyor. Adam bir buluş canavarı...

GÜNDE 200 HAP İÇİYOR ÇÜNKÜ!

Benim bu adamla ilgili olarak en çok ilgimi çeken şey ise inancı! Yine bir bilim kurgu dehası olan yazar Philip K. Dick (Azınlık Raporu desem) "Gerçek, inanmayı bıraktığında kaybolmayandır" diyor ya; bu adam tam da gerçek olmayana inanıp onu gerçek kılmak için elinden geleni yapıyor.
Mesela, 'Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir?'. O da ölümü çok ciddiye alıyor ve ölümsüzlük için elinden geleni yapıyor! Bir taraftan en azından 'beyin ölümümüzün' gerçekleşmemesi için araştırmalar yapar, teknoloji arar iken, bir taraftan da kendi ölümünü geciktirmek için günde 200 vitamin alıyor. 200 vitaminin içinde olduğu birkaç hap değil, bizzat 200 hap yutuyor! Alkali su içiyor, süper sağlıklı beslenip, iyi spor yapıyor.
Tüm bunlar yaşında göstermesine ve saçlarının dökülmesine engel olmamış anlaşılan. Ancak o, sanki, ölümsüzlüğü teknolojiyle yakaladığı an kendisinde kullanmak istiyor.

BABA ETKİSİ

Yani domuz gribi aşısının bulunduğu gün domuz gribinden ölmek, AIDS'e çare bulunduktan 2 gün sonra bundan hayatını kaybetmek ne kadar acıysa, anlaşılan o da inandığı şey gerçekleşmeden 'gitmek' istemiyor. Hemen hemen her eşyasını sakladığı babasını kalp krizi nedeniyle 'erken' kaybetmesinin de bunda etkisi olduğu söyleniyor.

ZİHİN YARATMAK!

Ve şimdi Ray Kurzweil, ABD'de yayınlanan, bir an önce Türkçesi'nin de çıkmasını dilediğim 'Akıl Nasıl Yaratılır: İnsan Düşüncesinin Gizemi' (How to Create a Mind: The Secret of Human Thought Revealed) adlı kitabında öngördüğü geleceğe biraz daha yaklaşıyor. amazon.com'un bana izin verdiği kadar okuduğum kitapta Kurzweil, beynin gizemlerini çözmeye biraz daha yaklaşıyor. Tabii o bir şeyi çözmüşken yeni bir madde de ortaya çıkıyor ki, bazen bu yüzden Kurzweil'in '20 yıl sonra' dediği gelecek bir 10 yıl daha 'atabiliyor'!

PEKİ YARA SARAR MI?

Bense düşünüyorum; çok zeki, entelektüel ve yaratıcı bir adam da olsa babamın beyninden, bana verdiği önerilerden çok 'O orada ve var ya, her şeyi halleder' hissini özlüyorum. Mantığı değil, mantıksızca, ne yaparsam yapayım beni sevmesi ve koruyacak olması çekiyor beni. Sonra diğer sevdiklerimin zihin, alışkanlık ve yeteneklerini yedekleme fikri aklıma geliyor. Bu tür ölümsüzlük, acıyı hafifletir mi diye düşünüyorum.
Fazla teknoloji kafa karıştırıyor... Bilemiyorum.

Nilay Örnek / Vatan