TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Lefkoşa İlçe Başkanı Özmen Birinci ve Lefkoşa İlçesi Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan heyet, Alayköy’ü ziyaret etti.
Halkın sorunları ile görüşlerinin dinlendiği ziyarette, vatandaşların sorularına yanıtlar verildi, TDP’nin politikaları anlatıldı.
“YAŞAM ŞARTLARI KÖTÜLEŞİYOR”
TDP’den yapılan açıklamaya göre, düzenli olarak sürdürdükleri bölge ziyaretlerinde halkın nabzını tuttuklarını belirten Özyiğit, vatandaşların çok büyük çoğunluğunun tartışmasız ortak görüşünün, yaşam şartlarının kötüleştiği ve hükümet partileri CTP-BG ile DP-UG’nin verdikleri sözleri tutmamaları olduğunu ifade etti.
Geçmiş UBP hükümetinin karar ve uygulamaları ile vatandaşa hayatı dar ettiğini, büyük vaatlerle göreve gelen CTP ile DP’nin ise verdikleri sözleri tutmadıklarını ve UBP’nin yolundan gittiklerini savunan Özyiğit, bu durumun da “gelen de, giden de aynı” anlayışını güçlendirdiğini, ancak doğru tercihler yapılması halinde bu anlayışla, çarpık düzenin değişebileceğini kaydetti.
Özyiğit, muhalefette karşı çıkılan Göç Yasası’nda ısrar edilmesi, revize edileceği söylenen ekonomik paketin aynen uygulanması, eleştirilen zamların katmerlisinin yapılması ve özelleştirme anlayışının devam etmesinin CTP ile DP’nin iki yüzlü politikasının göstergesi olduğunu ileri sürdü.
Özyiğit, sivil-demokratik bir düzen ile kendi ayakları üzerinde durabilen ekonomik bir yapı kurulması yönünde adım atmayan CTP-DP hükümetinin, Anayasa dahil, önemli yasalarda değişiklik yapma niyetinin de olmadığını öne sürerek, “Yapılacak çok iş var, ancak CTP ile DP’de maalesef niyet ve irade yok” dedi.
Zamlar ve atamalara büyük önem ve hassasiyet gösteren, konu partisel çıkar olduğunda sınır tanımayan hükümet partilerinin, halkın sorunları karşısında “sorumsuz” ve “umursamaz” bir tavır içinde olduğuna dikkat çeken Özyiğit, hükümetin kredisini çok erken doldurduğunu kaydetti.
Hükümet ortakları CTP ile DP arasında sıkıntı yaşandığını belirten Özyiğit, “Hükümet partileri keşke kendi partisel çıkarları yüzünden değil de, halka verdikleri sözleri tutmamalarından dolayı kendilerini sorgulasalar ve ‘sözümüzü tutamadık o yüzden bırakıyoruz’ diyebilselerdi. O zaman daha samimi olurlardı” dedi
“TDP’NİN FARKI”
Seçimler öncesinde TDP, CTP ve DP’nin oluşturduğu geçiş hükümetinin TDP’nin farkının görülmesi açısından somut bir gösterge olduğunu belirten Özyiğit , “Geçiş hükümeti, vatandaşlar için umut olmuş, inançların yükselmesini sağlamış, istediğinde oluyor denmesine neden olmuştu. Seçimlerin ardından kurulan CTP-DP hükümeti ise kısa sürede eski karamsar günlere dönülmesine yol açmıştır. Şimdiki hükümet ile geçiş hükümeti arasındaki tek fark TDP’dir” dedi.
“İNSAN HAYATINA ÖNEM VERİLMİYOR”
Özyiğit, ülkede sağlığı, dolayısı ile insan hayatını önemsemeyen bir düzen ve hükümet anlayışı olduğunu savundu.
“Yolların altyapısı eksik, soluduğumuz hava, içtiğimiz su tamam değil, gıda güvenliği yok, santraller filtresiz, denetimler ise yetersiz” diyen Özyiğit, kanser oranında dünyada ilk sıralarda olunmasının tesadüf olmadığını vurguladı.
İnsan sağlığı noktasında hükümetler kadar belediyelerin de büyük sorumluluğu olduğunu belirten Özyiğit, ülkede belediyecilik anlamında büyük bir vizyon sorunu olduğunu, birçok belediyenin vatandaşa hizmet veremediğini, bazılarının ise batakta olduğunu anımsattı. Belediyeciliğin sadece çöp toplamaktan ibaret olmadığını, ancak, onu bile yapamayanlar olduğunu belirten Özyiğit, temiz su ile sağlıklı gıda tüketilmesini sağlamanın da belediyelerin görevleri arasında olduğunu anımsattı.
“TDP’NİN BELEDİYE VİZYONU KANITLANMIŞTIR”
TDP’nin belediyecilik vizyonunun kanıtlanmış olduğunu, Ziya Rızkı ve Mustafa Akıncı gibi isimlerin çağdaş belediyeciliğin mimarları olduğunu anımsatan Özyiğit, TDP olarak belediyelerde yeniden söz sahibi olmak istediklerini kaydetti ve önümüzdeki yerel seçimlerde iddialı olacaklarını söyledi.
“ÇÖZÜM YÖNÜNDE İHTİYATLI BİR İYİMSERLİK İÇİNDEYİZ”
TDP Genel Başkanı Özyiğit Kıbrıs Sorunu’nda yaşanan son gelişmelere yönelik ise şunları kaydetti: “Kıbrıs’ta erken, kalıcı ve adil bir çözüm mücadelesi veren bir parti olarak müzakere sürecini destekliyoruz ve ortak metni çözüme giden yolda bir zemin olarak görüyoruz. Bu süreçte ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz. Kıbrıslıların sürece çok daha aktif bir katılım göstererek belirleyici olmaları gerektiğine, Kıbrıslı bir çözüm bu şekilde yakalanabileceğine inanıyoruz. Aksi takdirde dayatmalara maruz kalabiliriz, bu uyarıyı da yapmak zorundayız. Güven yaratıcı önlemlerin de bu sürece paralel olarak gündeme alınmasının çözüme yardımcı olacağı görüşündeyiz.”
UBP ile DP’ye de eleştirilerde bulunan Özyiğit, Ahmet Davutoğlu’nun huzurunda tek egemenliği de içeren metne imza atan Serdar Denktaş ile Hüseyin Özgürgün’ün daha sonra kendi tabanlarına şirin görünmek adına yaptıkları açıklamaların samimiyetsizlik olduğunu söyledi.
TAK