TÜRK TARAFI HAZIR DEĞİL

Eski bakanlardan, işadamı Hasan Özbaflı, çözümün ne getireceğini kimsenin bilmediğini;

Hasan Özbaflı, çocukluk yıllarında kendini iki toplumlu mücadelenin içinde bulan bir Kıbrıslı Türk. Gençlik yıllarında mücahitlik ve öğretmenlik yapmış, daha sonra Ankara’da üniversite eğitimi görerek kimya mühendisi olmuş.

Siyasete 1981’de Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) saflarında başlayan Özbaflı, genç yaşlarda Çalışma Bakanı oldu.

Özbaflı, iç siyasetten memnun değil. Dış politikadaki gelişmelerden ise endişeli. Kıbrıslı Türklerin, çözüme hazır olmadığını belirten Özbaflı “kimse çözümün ne getireceğini bilmiyor” diyerek, ilginç örnekler veriyor.

Özbaflı şöyle diyor:

 “Çözümün ne getireceğini kimse bilmiyor.Örneğin; LTB’nin 950 çalışanı, güneydeki belediyenin de 250 çalışan var. Oysa LTB’nin maksimum çalışanı 120 olması gerekir. Bütün dünya belediyelerini incelerseniz bunun böyle olacağını görürsünüz.  Selanik’in bir milyon nüfusu var ama belediyede çalışanların sayısı 250’dir. Çözüm olması halinde Troyka gelecek ve diyecek ki; senin belediyende çok işçi var azalt. Senin emeklilik maaşların astronomik azalt. Kamu sektöründeki memur maaşları çok yüksek düşür. Yoksa benden yardım alamazsın. Peki bunu kabul edecek mi Kıbrıs Türk halkı? Ya da sendikalarımız kabul edecek mi ? Çözüm halinde bizleri nelerin beklediğinin farkında mıyız peki?”

Baf’ta kurulan örgüt

 

Özbaflı, soruları şöyle yanıtladı:

Soru: Siyasete ne zaman başladınız ne zaman ara verdiniz?...

Yanıt: Siyaset değil belki ama, toplumsal hareketlere 1957 yılında henüz 11 yaşındayken başladım. Daha ilkokul son sınıfken Tansel Fikri ile biz iki çocuk Kıbrıs Türk Kurtuluş Teşkilatını kurmuştuk. Amacımız EOKA’ya karşı bir direniş yaratmaktı. Daha sonra TMT  kurulunca biz bu teşkilatı kapattık. Lise sonda iken 1963 olayları başladı. 1964 yılında mezun oldum ve üniversiteye gidemedim onun yerine 4 yıl boyunca Baf’ta mücahitlik yaptım. 1965 -1967 yıllarında Poli’de öğretmenlik yaptım.

Daha sonra  bizleri burslu olarak Aankara’ya yüksek tahsile gönderdiler. Kimya Mühendisliği okudum. 1968 kuşağı idik. Bu esnada Ankara’da Kıbrıslı Öğrenci Derneğini kurduk. 1972 yılında Kıbrıs’a döndüm ve Barış Harekatından sonra süt fabrikasının kurulumunda organizatör olarak çalıştım. Kimya Mühendisleri Odası Başkanlığını yaptım.

1974 sonrasında Ziya Müezzinoğlu başkanlığında bizler Kalkınma Ordusu kurduk ve bu kapsamda Kıbrıs’ta sanayileşme oldu Zeyko fabrikasını kuranlardan biri de benim. Kooperatif Gıda Sanayisi’ni ben yönetiyordum. 1975 yılında siyasi partiler kuruldu. İlk yıllarda biz katılmadık ve işletmeler kurmayı tercih ettik. 1981 yılında ise ben Toplumcu Demokrasi Partisi’nden (TKP) aday oldum. Girne’de 3 vekil TKP,  3 vekil de UBP çıkarmıştı. Bunlardan biri de bendim. 1985 yılına kadar vekillik yaptım 1983 yılında TKP bağımsızlığa karşı çıktı ve biz bölündük. Ben bağımsızlığı savunanlar arasındaydım. Bu arada 1983 yılında Cumhuriyetin ilk Çalışma Bakanı idim 1985 yılına kadar bu görevim devam etti. Daha sonra hiç seçimlere girmedim ve aday olmadım. Bakanlık yaparken 34-35 yaşlarındaydım.Bu politikadaki son görevimdi.

Soru: Şimdi ne yapıyorsunuz?..     

Yanıt: Siyaset öncesinde Kimya Mühendisi idim.Şu anda solar enerji tesislerini kuruyorum.Yeşil enerjiye ülkemizde rağbet vardır.

Soru:Aile fertleriniz ne yapıyor?

Yanıt:  Kızım Afrika Kalkınma Bankası’nda çalışıyor. Projeler sorumlusudur. Oğlum da ABD’de solar enerji üzerine çalışıyor.Yani herkes kendisini geçindirebilecek durumdadır.

 Dostluklar devam ediyor

Soru: Siyasetten ayrıldıktan sonra dostlarınızın size karşı ilgisi değişti mi?. Arayıp, soran oluyor mu?..

Yanıt: Dostlarım pek değişmedi. Çünkü ben haktan kopuk olmadım hiçbir zaman halkla olan birlikteğim devam etti. Sürekli eski arkadaşlarımla buluşuyorum. Mücadele arkadaşlarımla ve dostlarımla devamlı görüşüyorum. Bizim dönemimizde arkadaşlıklar daha sağlamdı ve özel sektörde de devam ediyor bu dostluklar.

Soru: Bugünkü siyaseti nasıl buluyorsunuz?. Yanlışlar nedir?

Yanıt: Bugünkü siyaset tasvip edeceğimin çok dışındadır. Halkın sorunlarını çözen bir siyasi yapı yoktur. Ya politik çıkarlar ya da kişisel çıkarlar doğrultusunda hareket edilmekte olduğunu görüyorum. Bizim zamanımızda meclis hergün çalışırdı şimdi haftada iki gün bile çalışmıyor.

Yakında çözüm yok

Soru: Kıbrıs sorununun çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz?..

Yanıt: Bana göre yakında ciddi bir çözüm görünmüyor. Emperyalist devletler kendi çıkarlarını sağlama almak  için bir takım girişimlerde bulunuyor. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın adaya ziyaretine bile baktığımızda hangi amaçla geldiğini kimse bilmiyor. Cumhurbaşkanına soruyorum , meclise soruyorum cevap yok , bilgi yok. Destek verme amacıyla geliyor deniliyor ama neye destek verecek tam olarak bilinmiyor. Özellikle sol partiler şunu bilmelidir ki; solda olmak kendi halkının çıkarını yok saymak demek değilir ve toplum bunu iyi analiz etmelidir. Kıbrıs Türk toplumunun müzakerecisini bile Cumhurbaşkanı atamadı. Böyle bir anlaşma olamaz. Bizimkilerden değil ama dış basından duyduğumuz kadarıyla Annan Planı çerçevesinde bir anlaşma yapılmaya çalışıyor.Şu anda yaşanan gelişmeler bir anlaşma değil topuzla hizaya getirmedir.

Soru: Müzakerelerde en önemli sorun ne olacak?

Yanıt: Ben daha müzakerelerde neyi görüştüklerini neyi alıp neyi verdiklerini dahi çözemedim. Sayın Kudret Özersay çıkıyor aldık verdik, anlaştık toparladık diyor da neyi ? İşte onu açıklayan yok bu topluma. Bana göre en büyük sorunumuz budur şu anda yoksa Annan Planı çerçevesinde oluyor bütün görüşmeler. Görüşmelerde TC’nin garantörlüğü yoktur, Kıbrıs Türk halkının veto etme hakkı da yoktur bunlar cidi sorunlardır. Örneğin çözüm halinde sen doğalgaz kaynaklarından pay istiyorsun peki Rumların borçlarına da ortak olacak mısın?

Soru: Çözüm olursa siz ne yapacaksınız?..          

Yanıt: Siyasete  girmek gibi bir düşüncem yoktur ama içimde bir inanç var .Buna göre bir halk cephesi kurmak zorundayız ve bunu temelini attık. Siyasal bir açıdan bir anlaşma olursa halk için bir oluşum yapmayı hedefliyorum.

Diyalog