1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. SEVER: "DENKTAŞ GÜL'Ü ÇİLEDEN ÇIKARDI"
SEVER: "DENKTAŞ GÜL'Ü ÇİLEDEN ÇIKARDI"

SEVER: "DENKTAŞ GÜL'Ü ÇİLEDEN ÇIKARDI"

SEVER: "DENKTAŞ GÜL'Ü ÇİLEDEN ÇIKARDI"

A+A-

Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Basın Müşaviri Ahmet Sever," Abdullah Gül ile 12 Yıl! Yaşadım, Gördüm, Yazdım" isimli son kitabıyla Türkiye’nin en çok konuşulan ismi oldu…

Vatan MEHMET- Kıbrıs Postası


Sever, merhum Denkaş’ın Gül’ü çileden çıkardığını, Sezer ve askerlerin Denktaş’ın yanında yer aldığını yazdı…

Türkiye’nin 11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Basın Müşâviri Ahmet Sever’in henüz yayımlanan “Abdullah Gül ile 12 Yıl” adlı Türkiye’de son bir haftadır tartışılmaya devam eden eserinde Kıbrıs’la ilgili de tarihi anekdotlar yer alıyor…

 Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın 2002 ünlü Kopenhag Zirvesi’ne gitmekten kaçındığı için tarihi fırsatın kaçırılmış olduğunu yazan Sever, Annan Planı referandumu öncesi Dışişleri Bakanı Gül’ün Denktaş’ı Çankaya Köşk’ünde ‘Rum tarafının tavrını bekleyin. Susmanız yeterli… Lütfen susun!” diyerek ısrarla uyardığını ancak Denktaş’ın daha havaalanında iken “Hayır’ demeye gidiyorum” açıklamasıyla Gül’ü çileden çıkardığını yazdı.

 Ahmet Sever’in kitabında söz konusu Çankaya Zirvesi’ne ilişkin “Gül’ün o günkü öfkesini unutamam… Âdeta burnundan solumuştu. Çünkü Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer ve askerler Rauf Denktaş’a ‘Sen bildiğin gibi hareket et, biz arkandayız’ demişlerdi” şeklindeki fadeleri dikkat çekiyor…

Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Basın Müşaviri Ahmet Sever," Abdullah Gül ile 12 Yıl! Yaşadım, Gördüm, Yazdım" isimli son kitabıyla Türkiye’nin en çok konuşulan ismi oldu…

Abdullah Gül’ün daha ziyade Köşk yıllarında yaşadıklarına ilişkin perde arkası olayları kaleme alan Sever’in kitabı tartışılmaya devam ederken, söz konusu kitapta Kıbrıs ve Kıbrıs sorununa ilişkin de dikkat çekici anı ve diyaloglara yer veriliyor.

Bunların bir kısmı da Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı olduğu 2003-2007 yılları arasını kapsıyor.

Sever, ünlü Kopenhag zirvesine gitmekten kaçınarak (dönemin KKTC Dışişleri Bakanı) Tahsin Ertuğruloğlu’nu gönderdiğini söylediği merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın Annan Planı dönemi öncesi Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü çileden çıkardığını yazdı…

Gül’ün Basın Müşaviri Ahmet Sever’in kitabında yer ifadeler şöyle; “Annan iki tarafın liderlerini Kopenhag’a davet etti. Amacı AB zirvesine paralel bir zirve yapmak… İki taraf da Annan Planı’na çözüm yolunda bir zemin olarak kabul ettiğine dair imza attırmaktı. Kıbrıs Rum kesimi ile AB arasındaki üyelik müzakereleri zirve öncesinde tamamlanmıştı. Türk ve Rum kesimi arasında uzlaşma sağlanması halinde AB bu sonucu bildirgesine yansıtacak ve katılım anlaşmasına dâhil edilecekti...”

“Tarihi bir fırsat ne yazık ki kaçmıştı”

“Denktaş Kopenhag’a gitmekten kaçındı. Yerine Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nu gönderdi. Türk tarafı Annan’ın hazırladığı belgeyi imzalamadı. Bunun üzerine AB Zirvesinden çözüm olmasa da Kıbrıs Rumlarının üye olarak kabul edeceği kararı çıktı. Tarihi bir fırsat ne yazık ki kaçmıştı. Zira Denktaş Kopenhag’a gidip o metni imzalasaydı bütün denklem değişecekti. Çünkü Annan Planı eş zamanlı yapılacak referandumlarda Kıbrıslı Türkler ve Rumlara sunulacak her ikisinden de olumlu sonuç çıkması halinde Kıbrıs AB’ye üye olabilecekti. Referandum sorusu iki parçaydı.

1-) Yeni ortaklığı kuran kuruluş anlaşmasını kabul ediyor musunuz?

2-) Kıbrıs’ın AB üyeliğine onay veriyor musunuz?

Bu iki soruyu birbirinden ayırmak mümkün değildi. Her iki soruya da Evet veya Hayır demek zorunluluğu vardı. Kıbrıslı Rumlara bu şekilde birleşmeye Hayır derseniz AB’ye de Hayır demiş olacaksınız mesajı veriyordu. Ancak tren kaçmıştı. Planın daha sonraki versiyonunda bu iki soru birbirinden ayrıldı…”

10 Mart Lahey zirvesi

“Nitekim Kopenhag zirvesinden sonra Denktaş daha önce hiç görülmedik oranda eleştirilmeye başlandı. KKTC’de muhalefet, Denktaş’ı ‘Rumlara AB yolunu açmakla’ eleştirirken, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan Ocak ayı başında ‘Kıbrıs’ta 30-40 yıldır sürdürülen siyasetin devamından yana değilim. Bu iş Denktaş’ın kişisel olayı değildir’ diyerek Kıbrıs politikasının artık değişmeye başladığının işaretini veriyordu. Bu arada Kıbrıs Rum kesiminde seçimler vardı ve 16 Şubat’ta Tasos Papadopulos Cumhurbaşkanı seçilmişti.

Annan 26 Şubat’ta planın 3. Versiyonunu sunduğu tarafları 10 Mart’ta Lahey'e davet etmişti. Denktaş ve Papadopulos’a planının başında yer alan referandum taahhüdünü kabul edip etmediklerini soracaktı…”

“Sezer ve askerler Denktaş’a arka çıkmıştı”

Ahmet Sever’in kitabında söz konusu Çankaya Zirvesi’ne ilişkin “Gül’ün o günkü öfkesini unutamam… Âdeta burnundan solumuştu. Çünkü Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer ve askerler Rauf Denktaş’a ‘Sen bildiğin gibi hareket et, biz arkandayız’ demişlerdi” şeklindeki ifadeleri dikkat çekiyor…

Ahmet Sever’in satırları şöyle; “Kopenhag tecrübesinden ders çıkaran Abdullah Gül, bu kez temkinli ve dikkatliydi. Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in de bulunduğu toplantıda Denktaş’ı açık bir şekilde uyardı. ‘Sayın Cumhurbaşkanı baştan olumsuz bir tavır takınmayın. Rum tarafının alacağı tavrı bekleyin. Susmanız yeterli… Lütfen susun. Çözümü istemeyen taraf olarak görünmeyin. Öbür tarafa Hayır dedirtmelisiniz. Siz susarsanız onlar Hayır diyecek’. Denktaş kendisine bunlar hiç söylenmemiş gibi daha Lahey’e giderken Havaalanında ‘Hayır demeye gidiyorum’ diyecek ve Gül’ü çileden çıkaracaktı. Gül’ün o günkü öfkesini unutamam adeta burnundan solumuştu. Çünkü Cumhurbaşkanı Sezer ve askerler Denktaş’a ‘Sen bildiğin gibi hareket et, biz arkandayız’ demişlerdi.”

“Papadopulos ‘Denktaş imzalasa bile ben imzalamayacaktım’ diyecekti”

“Denktaş Lahey’de Rum tarafının ne diyeceğini beklemeden ‘Biz planı referanduma sunmaya hazır değiliz’ açıklamasını yaparak Rumları bir kez daha rahatlatmıştı. Aslında Rum tarafı da referanduma gitmekte isteksizdi. Nitekim bir süre sonra Tasos Papadopulos ‘Denktaş imzalasa bile ben imzalamayacaktım’ diyecekti. Yani dünyanın gözünde çözüme yanaşmayan yine Denktaş ve Türkiye olacaktı…”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.