1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. SİBER, ANKARA’DA DÜZENLENEN "KIBRIS'TA ÇÖZÜM SONRASI BEKLENTİLERİN KARŞILANMASI ÇALIŞTAYI" NA KATILDI
SİBER, ANKARA’DA DÜZENLENEN "KIBRIS'TA ÇÖZÜM SONRASI BEKLENTİLERİN KARŞILANMASI ÇALIŞTAYI" NA KATILDI

SİBER, ANKARA’DA DÜZENLENEN "KIBRIS'TA ÇÖZÜM SONRASI BEKLENTİLERİN KARŞILANMASI ÇALIŞTAYI" NA KATILDI

Siber, “Çözüm başka; barış başka. Çözümü liderler, barışı toplumlar yapar. Çözüm kağıt üzerinde, barış gönüllerde yapılır” dedi.

A+A-

SİBER: “ÇÖZÜM BAŞKA; BARIŞ BAŞKA, ÇÖZÜMÜ LİDERLER, BARIŞI TOPLUMLAR YAPAR, ÇÖZÜM KAĞIT ÜZERİNDE, BARIŞ GÖNÜLLERDE YAPILIR”

“ÇÖZÜM SÜRECİNDE VE ÇÖZÜMDEN SONRA AYNI ADADA YAŞAYAN İKİ TOPLUMUN BİRBİRİNİ ANLAMASI, GEÇMİŞİN ACI OLAYLARINDAN DERS ÇIKARMASI, KISACA BARIŞMASI ÇOK ÖNEMLİ”

“EĞER TOPLUMLAR BARIŞA HAZIR DEĞİLSE, BULUNACAK EN İDEAL ÇÖZÜM DAHİ SAĞLIKLI OLMAYACAK”

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, “Çözüm başka; barış başka. Çözümü liderler, barışı toplumlar yapar. Çözüm kağıt üzerinde, barış gönüllerde yapılır” dedi.

Siber, çözüm sürecinde ve çözümden sonra aynı adada yaşayan iki toplumun birbirini anlamasının, geçmişin acı olaylarından ders çıkarmasının, kısaca barışmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

Eğer toplumlar barışa hazır değilse, “kazan kazan” prensibiyle bulunacak en ideal çözümün dahi, referandumlarla karşılıklı onaylansa bile sağlıklı olmayacağını ifade eden Siber, o yüzden çözümden çok daha zor olanın barışa ulaşmak olduğunu, bu yönde çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber Avrasya Ekonomik İlişkiler Derneği tarafından Ankara’da düzenlenen "Kıbrıs'ta Çözüm Sonrası Beklentilerin Karşılanması Çalıştayı" na katılarak konuşma yaptı.

Meclis’ten yapılan açıklamaya göre, Kıbrıs konusunda çalışmalarıyla tanınan akademisyen ve bürokratların katıldığı, bugün düzenlenen çalıştaya KKTC'den de Yüksek Mahkeme Eski Başkanı Taner Erginel, Kuzey Kıbrıs ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Salih Saner, KKTC Cumhurbaşkanlığı eski Müsteşarı Ergün Olgun, KKTC YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, KKTC Din İşleri Başkanı Prof. Dr Talip Atalay ve KKTC Vakıflar Genel Müdürlüğü Uzmanı Dr. Mustafa Kemal Kasapoğlu da katıldı.
Meclis Başkanı Siber, çalıştayda yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ta çözüm yönünde hareketliliğin arttığı bu günlerde “Kıbrıs’ta Çözüm Sonrası Beklentilerin Karşılanması” konulu çalıştayın ayrı bir önem kazandığını kaydetti.

“KIBRIS DENDİĞİ ZAMAN İLK ÇAĞRIŞTIRDIĞI SÖZCÜKLERDEN BİRİ SORUN...”

“Öncelikle, çoğunuzun ziyaret ettiği Kıbrıs Adasının ne denli güzel bir ada olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum sözlerime... Ama bu güzellik ne yazık ki bir sorun ile gölgeleniyor. Yıllardır!.. Yarım asırdan da fazla!.. Kıbrıs dendiği zaman ilk çağrıştırdığı sözcüklerden biri sorun... Kıbrıs ve sorun adeta birbirini tamamlayan iki sözcük... Çünkü 48 yıldır böyle anılıyor” diye konuşan Siber, 18 ay aradan sonra iki toplum arasında yeniden başlayan müzakerelerden tüm beklentilerinin bu sorunun adil ve kalıcı bir çözümle sonuçlanması ve Kıbrıs’ın artık bir sorun olarak değil de bir barış adası olarak anılması olduğunu söyledi.

“KENDİ KİMLİĞİMİZLE ULUSLARARASI TOPLUMUN PARÇASI OLMA UMUDU”

Kıbrıslı Türklerin, yıllardır çözümsüzlüğün getirdiği sorunlarla yaşamayı öğrendiğini ama hep umut ederek yaşadığını belirten Siber, “Bir gün kendi toplumsal kimliğimizle uluslararası toplumun bir parçası olma umuduyla, uluslararası hukukun bir parçası olma umuduyla çözüm ve barış yönündeki irademizi hep canlı tuttuk. Şunu da belirteyim varlık mücadelesi verdiğimiz yıllarda, gettolarda yaşarken de toplumu ayakta tutan yine hep bu inanç ve umuttu” dedi.

Ambargo ve izolasyonlar altında yaşayan bir halkın, Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmayan bir devletin bireyinin bu durumdan ekonomik, kültürel ve psikolojik olarak etkilendiğini kaydeden Siber, şöyle devam etti:

“Daha da önemlisi mevcut çözümsüzlüğün yarattığı durumdan dolayı gelecek belirsizliği yaşar. Belirsizlik, endişe demektir... Bu durumun gençlere yansıması da doğal olarak olumsuz olur...Aidiyet duygusu etkilenir, gelecekle ilgili bilinmezlik göç düşüncesini  öne çıkarır... Bu nedenle, ulaşılacak adil ve kalıcı bir antlaşmayla tüm bu ambargoların, izolasyonların biteceği, uluslararası toplumun bir parçası olacağı düşüncesi ve çözüm sonrasının yaratacağı muhtemel olumlu süreç, Kıbrıslı Türk toplumunda çözüm isteği yönünde güçlü bir motivasyon yaratmaktadır.”

“RUMLARIN MOTİVASYON VE ARZUSU KIBRISLI TÜRKLER KADAR GÜÇLÜ DEĞİL”

Saydığı bu olumsuzlukların Kıbrıslı Rumlar için geçerli olmadığını dile getiren Meclis Başkanı Siber, Rumlar dünya tarafından tanınan bir devlet yapısında yaşadıkları için çözüm arzusu ve motivasyonlarının da doğal olarak Kıbrıslı Türkler kadar güçlü olmadığını vurguladı. Siber, bunun zaten 2004 referandumunda da göründüğünü söyledi.

Fakat şimdiki süreç, 2004 referandumuyla karşılaştırdığı zaman o dönemden farklı olarak çözüm yönünde olumlu olarak sayılabilecek durumların mevcut olduğunu kaydeden Siber şöyle konuştu:

“Şu anda Kıbrıs Rum toplumunun lideri Nikos Anastasiadis, 2004 referandumunda çözüme evet diyen bir lider. Garantör devletlerden Yunanistan, iki lider tarafından imzalanan ortak metni onayladığını ve şu andaki çözüm sürecini desteklediğini ilk kez kamuoyuna açıkladı.
Rum Ortodoks Kilisesi ilk kez ortak metne ve çözüm sürecine destek verdi. İki toplum arasında dini liderler arasında görüşmeler başlatıldı. İlk kez çapraz görüşmeler yapıldı. Kıbrıslı Türk müzakereci Atina’ya, Rum müzakereci de Ankara’ya ziyarette bulundu. Rum tarafındaki ekonomik krizin de Rumlarda bir motivasyon yarattığı söyleniyor. Akdeniz’de bulunan petrol ve gazın çözüme motive edici etkisi konuşuluyor.”

Uluslararası toplumun Kıbrıs sorununa ilgisinin arttığını söyleyen Siber, özellikle ABD’den adaya gelen üst düzey ziyaretçilerin, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın ziyaretinin önemli olduğunu belirtti.

“SU AYRI BİR KATALİZÖR ROL OYNAYACAK”

Türkiye’den gelecek suyun adanın tamamında kullanılabileceği olasılığının da ayrı bir katalizör rol oynayacağını söyleyen Siber, bunların hep çözüme ivme kazandıracak parametreler olarak görüldüğünü anlattı.

Siber, “Fakat tüm bu teknik çalışmalar yapılırken barışın farklı olduğunu da belirtmek isterim ve şunu sıklıkla vurgulamakta yarar görüyorum. ‘Çözüm başka; barış başka!’, ‘Çözümü liderler, barışı toplumlar yapar’, ‘Çözüm kağıt üzerinde, barış gönüllerde yapılır’” diyerek, çözüm sürecinde ve çözümden sonra aynı adada yaşayan iki toplumun birbirini anlaması, geçmişin acı olaylarından ders çıkarmasının, kısaca barışmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

Eğer toplumlar barışa hazır değilse, “kazan kazan” prensibiyle bulunacak en ideal çözümün  dahi, referandumlarla karşılıklı onaylansa bile sağlıklı olmadığını kaydeden Siber, o yüzden çözümden çok daha zor olanın  barışa ulaşmak olduğunu dile getirdi. Siber, bu yönde çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti.

“KENDİ KURUMLARIMIZI NE KADAR GÜÇLENDİRİRSEK SÜRECE POZİTİF İVME KAZANDIRIRIZ”

Siber şunları kaydetti:

“Bizler bu süreçte kendi kurumlarımızı ne kadar güçlendirirsek, bireyin ve dolayısıyla toplumun kendi ülkesiyle ilgili ve kendi kurumlarıyla ilgili aidiyet duygusunu ve özgüvenini o kadar yükseltmiş oluruz. Toplumun kendi kurumsal yapısıyla ilgili özgüvenin yükselmesi, çözüm sürecine pozitif bir ivme kazandıracağı açıktır. Çözüm sonrası da, bizi güçlü kılacak olan bir çözümün getireceği olanaklar yanında, yine kendi iç dinamik yapımız, etkin işlevsel kurumlarımız olacaktır. Halen mevcut yapımızla çözüm sonrasına kurumsal olarak ne kadar hazırız? Hazırlıklı olmak için ne gibi çalışmalar yapmalıyız? İşte bu soruların yanıtlarından yola çıkılarak yapılacak çalışmalar önemlidir.

Meclis Başkanı olarak görev aldığım günden bu yana şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Meclisimiz, yasama görevinin daha etkin olarak yerine getirilmesi, Meclis çalışmalarının daha verimli olması, yasalarımızın daha çağdaş hale gelmesi ve özellikle AB uyum yasalarının geçmesi konusunda titizlikle çalışıyor. Federal bir çözümden sonra da Federal Devlet çatısı altında kendi Meclisimiz, kendi yasalarımız, kendi kurumlarımızla var olacağımızdan, bizler çalışmalarımızı aynı hızla sürdürmek zorundayız.”

“HALKIN TEMSİLCİLERİNE İSTER TANINMIŞ OLSUN İSTER OLMASIN SAYGI GÖSTERİLMESİ GEREKİR”

Çözüm iki toplum arasında olacağından ve Kıbrıs’ta iki toplumun varlığı uluslararası toplum tarafından da kabul edildiğinden, çözüm sürecinde Kıbrıs Türk toplumunun sesine ambargo uygulanmasını da anti demokratik bulduklarını ifade eden Siber, toplumların iradesini iktidarıyla muhalefetiyle yansıtan yerin kendi Meclisleri olduğunu söyledi. Siber, demokratik bir şekilde seçilmiş halkın temsilcilerine ister tanınmış olsun ister olmasın saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Meclis Başkanı Sibel Siber, bu yönde birçok parlamentolar arası birliklerde girişim başlattıklarını belirterek, “Çözüm yönündeki iradesi net olan bir toplumun temsilcilerinin uluslararası platformlarda en azından gözlemci üye statüsü verilerek dinlenmesi gerektiğinin altını çizmekteyiz” dedi.

Siber, bu yöndeki katkı ve uğraşlarından dolayı TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e de teşekkür etti.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.