1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ŞİMDİ DE İLAÇLARA CİDDİ ZAM GELDİ
ŞİMDİ DE İLAÇLARA CİDDİ ZAM GELDİ

ŞİMDİ DE İLAÇLARA CİDDİ ZAM GELDİ

Vatandaş, ilaç fiyatlarında meydana gelen artışlara tepki gösterirken, yetkililer artışın nedeninin Türkiye’de yapılan zamlar olduğunu belirterek, hükümetin bir şey yapamayacağını kaydetti

A+A-

Tünay MERTEKCİ

İlaç fiyatlarında meydana gelen artışlara vatandaşlar tepki gösterirken, yetkililer zamların Türkiye’de olduğunu, ülkemize gelen ilaçların büyük bölümünün de Türkiye’den geldiği için zamların bize de yansıdığını belirtti.

Eczacılar Birliği Basın Danışmanı Zakire Kaleli, “10 liraya gelen bir malı 5 liraya satamazsınız” derken, İlaç ve Eczacılık Dairesi’ndeki yetkililer ise ilaçların yüzde 97’sinin Türkiye’den geldiğini kaydetti.

Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı Emete İmge ise tedaviye erişimin temel bir insan hakkı olduğunu söyleyerek, toplumumuzun yüzde 86’sının yeterli ilaç temini boyutunda sağlık sisteminden memnun olmadığını kaydetti. İmge, sorunlardan birisinin de Sosyal Sigortalar Dairesi’nin 7 aydan beri ilaç paralarını ödememesi olduğunu belirtti.

Kaleli: 10 liraya gelen bir malı 5’e satamazsınız

Eczacılar Birliği Basın Danışmanı Zakire Kaleli, ilaç zamlarının doğru olduğunu belirterek ilaç zamlarının “pat” diye olmadığını belirterek, ilaç fiyatlarının Türkiye’de zamlandığı zaman, bizde de zamlandığını ifade etti.

İlaçların Türkiye’den ithal edildiği için fiyatların da ona göre değiştiğini kaydeden Kaleli, “bizim ülkemizde bununla ilgili bir politikamız yoktur” şeklinde konuştu.

Türkiye’de ilaçlar ne zaman zamlanırsa, bizde de ilaçların o zaman, zamlandığını dile getiren Kaleli, kendilerinin bu konularda ne etkilerinin ne de yetkilerinin olduğunu söyledi.

Bu konuyla ilgili hükümetin de hiçbir şey yapamayacağını kaydeden Kaleli, “10 liraya gelen bir malı 5 liraya satamazsınız. Fiyatları belirleyen ne eczayla ilgili yetkililer ne de yetkili mercilerdir. İlaçlar bedel fiyatı üzerinden fiyatlandırılır” şeklinde konuştu.

“İlaçlarda asıl yükü Türkiye çekiyor”

İlaçlardaki fiyat artışıyla ilgili KIBRIS’a konuşan İlaç ve Eczacılık Dairesi eski Müdürü Mertdoğan Soyalan ile dairede yetkili eczacı Melek Çakır, ilaçların yaklaşık yüzde 97’sinin Türkiye’den geldiğini belirtti.

İlaçların neredeyse hepsinin Türkiye’den geldiği için Türkiye’de meydana gelen zamların bizi de etkilediğini kaydeden Soyalan ile Çakır, 3’üncü ülkelerden gelen ilaçların da olduğunu fakat bunların sayısının çok az olduğunu dile getirdi.

Ülkemize gelen ilaçlarda asıl yükü Türkiye’nin çektiğini söyleyen yetkililer, aralık ve şubat aylarında iki kez zam olduğunu ifade etti.

Aralık ayında bazı ilaçlarda zammın bazılarında ise düşüşün olduğunu dile getiren yetkililer, meydana gelen zammın toplamının yaklaşık yüzde 25-30 oranında olduğunu belirtti.

Şubat ayında meydana gelen zamla diyabet ve tansiyon ilaçlarının yaklaşık yüzde 15 civarında zamlandığını dile getiren yetkililer, “Yerli üretim çok az. İlaçların yüzde 97’si Türkiye’den geliyor, zamlar bundan dolayı oluyor” şeklinde konuştu.

 

3’üncü ülkeden gelen ilaçların dövizden dolayı çok daha fazla zamlandığını kaydeden yetkililer, temel ilaçların Türkiye’den geldiğini ve asıl amaçlar için kullanılan ilaçların bunlar olduğunu belirtti.

İthal ilaçların en ucuz Türkiye’den getirilebileceğini söyleyen yetkililer, İngiltere ve Avrupa’dan getirmenin bir mantığının olmadığını belirtti.

İmge: Toplumun yüzde 86’sı yeterli ilaç temininden memnun değil

Evrensel Hasta Hakları Derneği Başkanı Emete İmge, tedaviye erişimin temel bir insan hakkı olduğunu söyledi.

Toplumumuzun yüzde 86’sının yeterli ilaç temini boyutunda sağlık sisteminden memnun olmadığını kaydeden İmge, “Her birey hastalıktan korunmak için uygun tedavi alma hakkına, sağlık ihtiyaçlarının karşılanması için sağlık hizmetlerinden eşit şekilde yararlanma hakkına sahiptir” ilkesini anayasamızın güvence altına aldığını ve bu iki temel hakkın korunması, devletin güvencesinde olduğunu ifade etti.

“Tedaviye erişim hakkı en temel hasta haklarından birisidir” diyen İmge, ilaçla tedavi gerektiren durumlarda hastaların ilaçları zamanında temin edememesinin, kimi hastalıklarda hayati sonuçlar doğurduğunu dile getirdi.

Hastalığın niteliği ve şiddeti ne olursa olsun, hastanın tedaviye zamanında erişmesinin var olan sağlık sisteminin yeterliliğinin en önemli göstergelerinden olduğuna vurgu yapan İmge, “Kanser, HIV ve Hepatit gibi ciddi hastalıklar yanında diyabet, kalp gibi süreğen hastalıkların tedavilerinde de ilaca düzenli erişim hastalar için hayati önem arz etmektedir” dedi.

Ülkemizde korkunç bir ilaç israfı olduğunun bilindiğini ifade eden İmge, öte yandan yurttaşların kamu hastanelerinden sağladığı ilaçların tedarikinin, sık değişen hükümetler, seçim yasakları, ihalelerdeki gecikmeler, bütçe kısıtları gibi sebeplerle sürekli aksadığını söyledi.

“İlaca erişim, en temel insan hakkıdır”

“Hasta kamu hastanesinde ilacını bulamadığında, parası varsa eczacısından tedarik eder, yoksulsa tedavisini erteleme yoluna gider” diyen İmge, oysa tedaviye ve ilaca erişimin, en temel hasta haklarından olduğunu belirtti.

İmge, “Bir başka sıkıntı, hasta kamu hastanesinden ilacını alırken ucuz olması sebebiyle “ muadil ilaç “ sorunuyla karşılaşabilmektedir” diyerek, ilaç ihalelerinde menşesi aynı olan ilacın ucuzunu almak yoluna gidilebildiğini ifade etti.

İmge, derneklerine gelen hasta şikayetleri ve uzun yıllardır bu konuda yaptıkları takibin kendilerine; “tedavi kişiye özeldir” ve hastanın ilacının değişmesi ancak ve ancak “tıbbi “ gerekçeyle ve “hekimine danışılarak” yapılmalıdır. Fiyatı ucuz olduğu için değil”  şeklinde bir sonuç gösterdiğini de belirtti.

“Bunun yanında ada ülkesi oluşumuz, tedariki ithalata dayalı olan ilacın maliyetini artırmaktadır” diyen İmge, ithal edilen ülkedeki ilaç fiyatlarına yönelik politikaların, buradaki ilaç fiyatlarını da etkilediğini söyledi.

“Sosyal politikalara daha çok ihtiyacımız var”

Bildikleri kadarıyla ilaç ithalatının, direkt ilaç üreticilerinden değil, ithal edilen ülkenin ilaç depolarından yapıldığını ifade eden İmge, ilaç ithalatı yapılan ülkelerdeki “ilaca zam beklentisi” , ilaç depolarının spekülatif amaçlı ilaç saklamalarına yol açtığına da vurgu yaptı.

İmge, “Bu durumun bize olumsuz yansıması ise eczanelerden tedarik edilen ilaçlarda uzun bir süre ilaçta piyasa eksiğine sebep olmasıdır” diyerek, bu durumun da hastanın ilaca erişiminde önemli bir engel olduğunu söyledi.

Evrensel Hasta Hakları Derneği olarak tüm bu sorunların sağlık sistemine olan güvenin azalmasına yol açtığını gördüklerini ifade eden İmge, derneğin yürüttüğü “Hastanın Sesi” projesi kapsamında  “ Hasta Hakları Algı anketi”  gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Hasta Hakları Algı Anketi’nin analiz edilen geniş kapsamlı ve çarpıcı pek çok sonucunun olduğunu dile getiren İmge, “Önemle vurgulamak isteriz ki, KKTC’de sağlık sisteminden yeterli ilaç temini boyutunda toplumumuzun sadece yüzde 14’ü memnundur” dedi.(Kıbrıs)

Ankete katılanların yalnızca yüzde 32’sinin sağlık otoritesine ve sağlık hizmeti veren devlet kuruluşlarına güven duyduğunu söyleyen İmge, “Hastalıklardan korunabilmemiz ve sağlık ihtiyaçlarımızın karşılanması için eşit bir şekilde, zamanında sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeliyiz” şeklinde konuştu.

Ülkemizde yoksulluk ve işsizliğin giderek arttığını belirten İmge, yurttaşların alım gücünün her gün daha da azaldığını ifade etti.

Hal böyleyken, sağlık hakkının korunmasının her gün giderek zorlaştığını dile getiren İmge, “Bugün, sağlık hakkımızı koruyacak olan sosyal politikalara dünden daha çok ihtiyaç duymaktayız” dedi.

İmge, sağlık ve ekonomi politikalarını yapanlara ve sağlığı yönetenlere mesajlarının, sağlık alanında yapılacak her türlü yasal ve idari düzenlemenin en temel insan hakkı olan “hasta haklarını” koruyacak şekilde yapılması olduğunu ekledi.

“7 aydır geciken ilaç ödemeleri var”

Derneklerine gelen şikayetlerden bir tanesinin de, Sosyal Sigorta Dairesi’nin 7 aydan beri geciken ilaç ödemeleri olduğuna dikkat çeken İmge, “hastalar ilaç paralarının geri ödemesini alamadıkları için mağdurdurlar” şeklinde konuştu.

Sorunun sebebinin ise, yeni mezun eczacıların kamu sektöründe, barem 11’den işe başlamayı tercih etmiyor olması olduğunu ifade eden İmge, “dairedeki tek eczacının sağlık sebebiyle uzun süreli izinli olması, bunun sonucunda açılan eczacı münhalının, önce erken genel seçim yasaklarına takılması, açılan ikinci münhal çağrısına yeterli başvurunun olmaması gibi sebepler, geri ödemelerin gecikme sebeplerindendir” dedi.

Dairenin acil ve geçici çözüm bulmak amacıyla özelden eczacılık hizmeti almaya yönelik girişimlerin ise Hukuk Dairesi’nin olumsuz görüşüne takıldığını belirten İmge, hastaların mağduriyetinin 7 aydır devam ettiğini savundu.

İmge, bu durumun, yıllardır siyasetçilerin halka vaat ettiği “ilaçta otomasyon” uygulamasına ivedilikle ihtiyaç olduğunu bir kez daha gösterdiğini ekledi.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.