1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. “ŞİMDİKİ NESİLDE MERAK YOK”
“ŞİMDİKİ NESİLDE MERAK YOK”

“ŞİMDİKİ NESİLDE MERAK YOK”

“Şimdiki nesilde merak yok”

A+A-

“Şimdiki nesilde merak yok”

Yaklaşık kırk yıldır kaportacılık yapan Ali Gürsoy, “Yerli kalifiye eleman bulamadığımız için yurtdışından işçi getirmek zorunda kalıyoruz” dedi

Kıbrıs Türk Oto Kaporta ve Boyacıları Birliği Başkanı Ali Gürsoy, sektörde yaşadıkları sorunlar hakkında Diyalog’a açıklamalarda bulundu.

Kuzey Kıbrıs’ta, 1976 yılından beridir mesleğini sürdürdüğünü söyleyen Gürsoy, her tamir yapanın “Ben kaportacıyım” dediğinden yakındı.

Gürsoy, bu durumun önüne geçilemediğini ifade ederek, birlik olarak yaptırım güçlerinin olmadığını dile getirdi. Sektördeki bir diğer sorununda kalifiye eleman olduğunu belirten Gürsoy, “Kuzey Kıbrıs’ta tüm iş sahalarında yaşanan kalifiye eleman sıkıntısı maalesef kaportacılık mesleğinde de var. Günümüzde kimse bu işe meraklı değil. Bu nedenle yerli kalifiye eleman bulamadığımız için yurtdışından işçi getirmek zorunda kalıyoruz” dedi.

“İşi bilmeyen dükkân açıyor”

Kuzey Kıbrıs’ta birçok alanda olduğu gibi kaportacılarında en büyük sorunlarından birisinin denetimsizlik olduğunu belirten Gürsoy şunları aktardı, “Maalesef piyasa iş bilmeyen kaportacı doldu. Herkes kaportacılıkta çok para var sanıyor. Her tamirden anlayan ‘ben kaportacıyım’ der ve işe başlar. Ondan sonra müşterinin arabasını alır, arabanın canına okur. Sonra müşteri memnun olmadığından dolayı yakınmaya başlar. İşi bitirip aracı zamanında teslim etmezler. Arabayı alır, 3 gün der 1 ayda teslim etmez. Bunun yanı sıra parça sorunlarımız var. Birkaç tane büyük firma var Japonya’dan yedek parça getiriyor. Onlar sayesinde piyasa biraz rahatladı. Eskiden biraz daha kötüydü. Mesela parçaları Rum tarafından alırdık. Onda da sorunlar var çünkü bizim devlet sağ olsun, formalitesi çok. Bizim memlekette devlet bürokrasiyi azaltsa hem o para kazanacak hem de bu tip işler daha kolay olacak. Çünkü adam bulamadığı parçayı alabilmek için Ticaret Dairesi’ne müracaat edecek, daire araştırma yapacak, eğer piyasada parça yoksa sana onay verecek, parça geldiğinde gidip alacaksın. Sonra fatura ibrazı yapacaksın. Bunları yapmak çok zordur. Hâlbuki orda gümrükçülere yetki verilse, dese ki ‘geçerken aldığın malı göstereceksin’ faturasını da verecek.

“Basit bir iş zorlaştırılıyor…”

Bu iş bu kadar basittir ama maalesef senelerdir söylediğimiz halde hiç kimse bu işle ilgilenmedi. Bu defa millet kaçak yoldan getiriyor. İnsanları buna mecbur ediyorlar. Ülkemizde genelde Japon arabası kullanılıyor. Yedek parçanın Japonya’dan gelmesi için 2,5 – 3 ay beklemek gerekiyor. Avrupa’dan gelen parçaların çoğu farklıdır. Japon’un iç piyasaya yaptığı arabalarla Avrupa’ya gönderdiği arabalar farklıdır. Burada da zaman zaman sıkıntılar yaşıyoruz. Kaportacı dükkânı açarken bazı nitelikler aranıyor. En büyük sıkıntı burada yine devlettir. İşle alakası olmayan bir adam gider bir şirket kurar, kaportacılardan bir iki eleman alır ve dükkânı açar. O şirket üzerinden bu işe girer. Devlet vergi alsın diye bu olaya izin veriyor ve o sicil numarası veriyor. Bu da sonradan milletin başına dert oluyor.”

“Eleman bulamıyoruz”

Zanaatkarlığın her geçen gün öldüğünü, çalıştıracak yerli eleman bulamadıklarından dert yanan Ali Gürsoy, “Şimdi aileler çocuklarını ağır işlerde çalıştırmaya göndermiyor. Herkes evladını okutmak istiyor. Haliyle de kaportacılık emek isteyen işlerle ilgilenen olmuyor” dedi.
Türkiye’den de eskisi gibi çalışmak için eleman getiremediklerini anlatan Ali Gürsoy bu konuda ise şöyle konuştu, “Bu zamanda eleman bulamıyoruz. Eskiden çok vardı. Eskisi gibi Türkiye’den eleman da gelmiyor. Buradaki hayat şartları öyle bir noktaya geldi ki bizim verdiğimiz maaşla, orada aldığı maaş kıyaslandığında ve yaşam standartları karşılaştırıldığında onları kurtarmıyor. Türkiye’de bin lira maaş alırsa, burada 3 bin alması lazım ki ev kirasını, yemeğini karşılasın ve ailesine para göndersin. Eleman azaldığı için sıkıntı yaşıyoruz.

Şimdi yurt dışından getirtmek için eleman arıyoruz. Bu defa getiriyoruz, kalifiye olup olmadığını bilemiyoruz. Devlet de öyle bir noktadadır ki müracaat edersin, çalışma izni alırsın, mecburen para ödeyip elemanı getirtirsin. Getirdikten sonra da adamı beğenip beğenmemek de sorun. Bu defa 6 ay içinde baktı gördü ki 2 kuruş daha fazla veren var hemen ona gidiyor.”

“Sigortalar da sıkıntılı”

Ali Gürsoy, hasarlı araçlarda sigorta şirketleri ile sorun yaşadıklarını belirterek şunları kaydetti, “Sigorta şirketleri, arabaların sigortalarını düşük yapıyorlar ki sırf insanlara cazip gelsin diye. Bu yanlıştır çünkü şimdi arabaların parçaları pahalıdır. Bu defa iş yapmamak için parayı nereden kısacaklarını düşünüyorlar. Prim toplayamadıkları için en kolayı kaportacıdan kısmaktır. Bu durumda bize az para kalıyor. Neredeyse 10 yıldan beridir ayni parayı alıyoruz. 10 yıl öncesine göre daha düşük ücrete çalışıyoruz. Eskiden 5 araba yaptığımızda ekmeğimizi çıkarırdık. Şimdi ekmeğimizi çıkarmamız için 20 araba yapmamız lazım. Eskiden daha az işten daha fazla para kazanırdık. Şimdi daha çok iş yapıyoruz, aynı parayı kazanamıyoruz. Çünkü düşük fiyata çalışıyoruz.

Düşük fiyata çalıştığımız için kurtarmıyor, maliyetler yükseldi. Sigortalar bizi çarpıştırıyor. Boyaların fiyatları Euro üzerindendir. Aldığımız malzemenin %90’ı Euro’dur. Dövizin son zamanlarda yükselmesi bizi batırma noktasına getiriyor artık...

Diyalog

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.