Doğuştan engelli olan Ahmet Bilgili, tüm özel bireylere örnek, insanlığa da ders verecek nitelikte bir adım attı… Bilgili, tüm ön yargıları kırdı ve kitap yazdı… Bilgili, “Beni gören insanlar doğal olarak dış görünüşümle değerlendirerek en hafif tabirle zihinsel özürlü sanıyorlar” dedi ve bu görüşte olanlara kitabında yanıt verdi

Aliye ÖZENCİ

“ ‘Okyanusta bir gemi gider; ama kazan dairesinde ne yandığını kimse bilmez’… Küçükken dayımın anlattığı bir hikayedeki bu cümleyi unutmuyorum… Kendimi o hikâyedeki gemin yavrusuna benzetiyorum. Beni gören insanlar doğal olarak dış görünüşümle değerlendirerek en hafif tabirle zihinsel özürlü sanıyorlar. Bilmezler ki onlar kadar aklım var” diyor Ahmet Bilgili…

O’nun hayatı ve hırsı herkese örnek olacak türde…

Yaşadığı zorluklar onu hiç yıldırmadı… Hedef koydu, istedi ve yaptı…

Doğuştan engelli olan Ahmet Bilgili, tüm engellilere örnek, insanlığa da ders verecek nitelikte bir kitap yazdı…

Ahmet Bilgili, bugüne kadar destek olan ve ona inananlara teşekkür ediyor ve ekliyor:

“Bana inanmayan ve her zaman köstek olan, okula kayıt yaptırırken beni hor görüp de yazılmama mani olan tüm insanlara ‘Gemicik’ kitabımla cevap veriyorum. Asla başaramayacağıma inandılar ama ben yılmadım ve bugün onların bu ön yargılarına karşılık bu kitabımı sunuyorum”.

Kitabın adı “Gemicik”… Bilgili, dayısının kendisine anlattığı bir hikayeden yola çıkarak kitabına bu adı verdi… Otobiyografi türünde olan kitapta Ahmet Bilgili, hem kendi hayatını hem de dünyada yaşanan, unutulmayan olayları anlatıyor.

Kitap, Doğan Türk Birliği sponsorluğunda basıldı ve Deniz Plazalardaki raflarda yerini aldı.

Gurur duydum

  Ahmet Bilgili ve ailesini, Girne’deki evinde ziyaret ettik…
 

  Ahmet Bilgili, konuşamıyor ama mimikleriyle hislerini anlatmayı başarıyor… Ahmet Bilgili’yle iletişimimize annesi Saffet Hanım yardımcı oldu…

Ahmet, harf tablosundan harfleri gösterdi, bizlerse kelimeleri birleştirdik…

Anlatmak istediği çok şey vardı… Anlattı da… Kimi zaman harf tablosundan kelimeler kurarak, kimi zaman gözlerindeki duygularla…

O’nu tanıyınca “isteyince her şey oluyormuş” dedim kendimce… Onunla gurur duydum… Ailesinin fedakarlığını da takdirle izledim…

Kitabının geliriyle,

elektrikli araba alacak

Bilgili, kitabını yazarken hiçbir maddi kazanç düşünmediğini belirtiyor…

Bilgili, kitabının geliriyle ailesine yük olmamak için, ulaşımını sağlayacak Doblo engelli arabası alacağını söyledi.

Saffet Hanım: Doktorlar

ümit verdi ama olmadı

Ahmet H. Bilgili, 1983 yılında Girne Akçiçek Hastanesi’nde dünyaya geldi.

Zorlu geçen doğum süreci Bilgili’nin sağlık durumunu da olumsuz etkiledi. Anne Saffet Hanım o günü şöyle anlatı:

“Doktorumuz, doğum esnasında bir hata olduğunu ve Ahmet’imin beyninin oksijensiz kaldığını, bu travmaya bağlı bir sakatlık yaşadığını söyledi. Eşimin askerliği bitirmesine yakın, oğlumu yanıma alarak Ankara’ya gittik. Oradaki doktorlar bize ‘3 yaşında oğlunuz yürüyecek’ diyerek ümit verdi.  Ahmet’im 3 yaşına geldiğinde her şeyi algılamaya ve tanımaya başlamıştı. Hep yürüyecek ümidiyle bekledik ama kitabında belirttiği gibi hala ne yürüyor ne de konuşabiliyor”.

Anneannesi onu sırtında taşıdı

Ülkemizde ve yurtdışında Ahmet’in sağlığına kavuşması için birçok doktorla görüşen aile, olumsuz cevaplar alsalar da tedavi arayışlarını hep sürdürdü.

Ahmet’in anneannesi Ferdiye Hanım, torunu için elindeki tüm imkanları seferber etti.

Fedakar anneanne, Ahmet’i fizik tedaviye götürebilmek için haftanın belli günleri, Girne’den Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne onunla birlikte gitti.

Ferdiye anneanne, Ahmet’i otobüse ve hastanede fizik tedavi bölümüne kadar hep sırtında taşıdı… Bir gün “of” demedi… Canı pahasına Ahmet’i taşıdı…

Haftalar geçti ama tedaviden herhangi bir cevap alınamıyordu. Doktor, tedavinin son günü Ferdiye anneanneye Ahmet’i KKTC Spastikler Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ne götürmesini önerdi.

Ahmet Bilgili, o günleri kitabında şöyle anlatıyor:

“Böylece hayatımı değiştirecek olan ve her zaman öğrencisi olmaktan büyük gurur duyduğum, benim bu yerlere gelmemde büyük emeği olan, bana okumayı ve harf tablosundan konuşmayı öğreten ilk okulumla tanıştım”.

Okulla tanışma serüveni

Ahmet, konuşup yürüyemese de, azmiyle okumayı öğrendi.

Harf tablosundan yardım alarak, kendini ifade edecek cümleler kurmayı başardı. Rehabilitasyon Merkezi’ndeki öğretmenleri ve ailesinin desteğiyle tüm zorlukların üstesinden geldi, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite diplomasını aldı.

Bu eğitim süreci Ahmet Bilgili için çok da kolay olmadı. Anneannesi Ferdiye Hanımla her gün kilometrelerce yol kat ederek Rehabilitasyon Merkezi’ndeki okula gidip geldiler… Zordu ama başardılar…

Dışlayan bakışlar

Ahmet’in ilk okul deneyimi rehabilitasyon merkezi olmadı…

Bir devlet okuluna yazıldı… Ancak onu dışlayan bakışlar, ön yargılı öğretmenlerin tavırları, ‘sizi okula kaydedemem’ cümlesi aklına kazındı o dönemde Ahmet’in… Ama ailesi asla yılmadı…

Ahmet, yaşadığı zorlukları, ona destek olan ve olmayan, onu başarılarına adım adım ulaştırıp ve uzaklaştıran herkesi ‘Gemicik’ isimli kitabında anlattı.

  Okuyucu kitapta, Ahmet Bilgili’nin platonik aşkını, ilk cinsel deneyimini, ailesinin yaşadığı sıkıntılar yanında, ülkede ve dünyada yaşanan, unutulmayan olayları da bulacak.

İlk okuduğu kitap ‘Sol Ayağım’

Özgüveni yüksek olan Ahmet Bilgili’ye, beş sene önce kaleme aldığı ‘Gemicik’ isimli kitabının doğuşunu sordum.

Bilgili, soruma harf tablosundan şöyle yanıt verdi:

“Yaz tatilinde Rengül Ener öğretmen, bana Christy Brown’un ‘Sol Ayağım’ isimli kitabını hediye etti. Kitabı okuduğum zaman Brown’a hayran olmuştum…”

Bilgili’nin annesi Saffet Hanım, “Rengül Ener bizler ve Ahmet için bir dönüm noktası oldu. Ahmet’in okulunu tamamlaması, başarılara imza atmasında büyük rol oynadı” dedi.

Ahmet Bilgili kitabında Rengül öğretmeni “sınavlardaki elim” olarak anlatıyor.

Kitabın sponsoru

Ahmet Bilgili kitabını, Kanada, İngiltere ve Güney Kıbrıs’ta kullanılan Discovery Swich cihazı ve The Grid 2 programıyla yazdı.

Program kurucusu Hristos Christoforidis, KKTC’ye gelerek Ahmet Bilgili’ye programı öğrenmesinde yardımcı oldu. Bilgili, kitabını yayınlamaya karar verdi ve editöre teslim etti. Fakat karşısına çıkan zorluklar yüzünden kitap, iki sene sonra yayınlanabildi. Kitabın yayınlamasına en büyük katkıyı Doğan Türk Birliği Spor Kulübü yaptı.

Ahmet Bilgili’nin annesi Saffet Hanım kitabın basım sürecini şöyle anlattı:

“Ahmet sürekli Doğan Türk Birliği Başkanı Bayar Piskobulu ile sosyal medyada mesajlaşıyordu. Bir gün Ahmet ile başkan yolda karşılaştı. Başkan, Ahmet’e uzun süre ulaşamadığını, aksi bir şeylerin olup olmadığını sordu.  Ahmet de kitabın yine engellere takıldığını ve basılamadığını, bu yüzden çok üzgün olduğunu söyledi.

Piskobulu da ‘sen üzülme camia olarak senin arkandayız, kitabını basacağız ve krallar gibi bir de tanıtım yapacağız’ dedi.  Bugün başkan tuttuğu sözü yerine getirdi ve kitap okuyucuyla buluştu”.

“Okuyun, hiçbir şeyden yılmayın”

  Ahmet Bilgili çok sosyal biri…  

Haftanın üç günü Girne Rehabilitasyon Merkezi’nde okula gidiyor.

Doğan Türk Birliği maçlarını hiç kaçırmıyor… Günlük gazeteleri mutlaka takip ediyor, en yeni kitapları okuyor.

Bugüne kadar birçok yerli ve yabacı yazarın kitabını okuyan Ahmet Bilgili’ye şu an okuduğu kitabı sordum.

Bülent Dizdarlı’nın “Lale-Uzak Çocuklar” romanını okuyor… Okurken de hüzünlenip, ağlıyor…

Ahmet Bilgili, kitabını yazdığı odasını ve bilgisayarını bizlere gösterirken Erol Evgin’den “Ateşle Oynama” şarkısını da dinletti.

Yeniden kitap yazıp yazmayacağını sorduğum zaman Ahmet, harf tablosundan “İstiyorum ama çok zor” cevabını verdi.

Devletin katkısını beklediğini ve kitabının herkes tarafından okunmasını isteyen Ahmet Bilgili, engelli arkadaşlarına “okuyun, hiçbir şeyden yılmayın” mesajı verdi.

Kıbrıs