Deprem kuşağında bulunan adamız farklı boyutlarda sarsıntılar ile sallanmaya devam ediyor. Akdeniz’de gerçekleşen bu sarsıntıların birçoğu ise Lefkoşa’dan bile hissedildi. Bu sarsıntılar ciddi bir tehlikenin habercisi mi?

KKTC Meteoroloji Dairesi Müdürlüğü ile Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden alınan bilgiye, son 3 gün içerisinde 5,5 ve 6,1 büyüklüğünde olmak üzere 2 ayrı deprem ve bunların ardından toplam 66 artçı deprem meydana geldi. Kıbrıs yakınlarında son 20 yılda 13 büyük deprem yaşanırken, son günlerde yaşanan iki ayrı şiddetli deprem ve artçı gelen depremler endişeye neden oldu.

Meteoroloji Dairesi Müdürü Raif İlker Buran, “Yer altında yani depremde tahmin yok. Kıbrıs deprem kuşağı üzerinde olduğu için her zaman risk var. Depreme hazırlıklı olunması gerekir” derken, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Kıvanç Kekovalı da, “bu tür depremler zaman zaman meydana gelebilir. Şaşırtıcı değildir. Depremlerin zamanı konusunda tahmin yapılması ise mümkün değildir” dedi.

KANDİLİ: “DEPREM TAHMİNİ YAPILAMIYOR”

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden alınan bilgiye göre, son günlerde Kıbrıs’ta hissedilen iki ayrı deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi Müdürü Kıvanç Kekovalı 15 Nisan’da 11.25 saatlerinde Güney Kıbrıs’ta 5,5 büyüklüğünde bir deprem olduğunu, bu ana depremin ardından bazı artçı depremler meydana geldiğini belirtti.

Bunun ardından 16 Nisan’da Girit açıklarında denizde 6,1 büyüklüğünde bir deprem olduğunu ve ardından, en büyüğü 5,0 olmak üzere toplam 60 civarında artçı deprem meydana geldiği bilgisini veren Kıvanç Kekovalı, dün akşam üzere artçıların azalmış durumda olduğunu belirtti ve “bu tür depremler zaman zaman meydana gelebilir. Şaşırtıcı değildir” dedi.

Kandilli Rasathanesi Müdürü Kıvanç Kekovalı, depremlerin zamanı konusunda tahmin yapılmasının mümkün olmadığını kaydetti.

KKTC METEOROLOJİ: “5.3 VE 4 ARTÇI DEPREMLER”

Meteoroloji Dairesi Müdürü Raif İlker Buran’dan alınan bilgiye göre, 15 Nisan’da saat 11.25’te merkez üssü Baf açıkları olan, 5.3 şiddetinde bir deprem, ardından da 11.33, 11.38, 11.41 ve 11.59’da olmak üzere 4 tane artçı deprem meydana geldi.

“6.3 VE ARTÇI DEPREMLER”

16 Nisan’da 21.07’de Girit’te 6,3 büyüklüğünde meydana gelen depremin ardından ise, ayni bölgede toplam 37 tane artçı deprem meydana geldi. Bunun artçılarının, şiddeti küçük ama bayağı fazla olduğu belirtildi.

Ana depremlerin arkasından artçı depremlerin yaşandığını ve giderek şiddetini azaltmasının beklendiğini kaydeden Raif İlker Buran, “Yer altında yani depremde tahmin yok. Kıbrıs deprem kuşağı üzerinde olduğu için her zaman risk var. Depreme hazırlıklı olunması gerekir”

“19 YILDA 11 BÜYÜK DEPREM”

1996 yılından itibaren, Kıbrıs’ta hissedilen; Kıbrıs’ın güney doğusu, Ağrotur ve Güney Doğu açıklarında, Güney Kıbrıs’ta, Mağusa Körfezi, Antalya Körfezi’nde meydana gelen büyük depremler:

9 Ekim 1996 yılında 6,8; 10 Ekim’de 5,3 ve 5,0; 13 Ocak 1997 yılında 5,3; 11 Temmuz 1998’de 5,1; 25 Eylül 2001’de 5,1; 3 Ağustos 2004’te 5,0; 11 Mayıs 2012’de 5,4; 8 Aralık 2013’te 4,8; 28 Aralık 2013’te 5,9; 4 Eylül 2014’te 5,3 şiddetinde depremler meydana geldi.

FACİA YAŞANDI

1222 Kıbrıs depremi, 11 Mayıs 1222 tarihinde saat 06:15 sularında Kıbrıs’ta meydana gelen bir deprem olarak tanımlanıyor. Büyüklüğü tahmini olarak 7.0–7.5 idi ve Libya ile İskenderiye’de gözlemlenmiş bir tsunamiye yol açtı. En şiddetli biçimde Lefkoşa, Limasol ve Baf’ta hissedildi. Depremin tahmini konumu Kıbrıs’ın güneybatısı olup Kıbrıs arkı üzerinde gerçekleştiği düşünülmektedir.

KIBRIS ARKI

Kıbrıs arkı, Afrika levhasının Anadolu levhasıyla olan levha sınırının bir parçasıdır. Kıbrıs’ın batısında kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda bir gerginlik tespit edilmiştir ve bölgedeki büyük depremlerin sebebinin de bu olduğu düşünülmektedir. Limasol ve Lefkoşa gibi adanın başka yerlerinde de büyük zarar meydana gelmesine karşın depremde en büyük hasarı çok büyük can kaybının yaşandığı Baf almıştır. Bizanslıların yapmış olduğu bir kale olan Baf Kalesi yıkılmış ve Lüzinyanlar tarafından yeniden yapılmak zorunda kalmıştır. Kaçmak için kalenin hendeğine atlamış; fakat daha sonra düşen taşlar tarafından öldürülmüş bir adamın cesedi kazılar sırasında bulunmuştur.

BÜYÜK KORKU

Sular önce limandan çekildi; fakat daha sonra geri dönüp şehri bastı. Bir kilisenin piskopos ve cemaati içindeyken yıkıldığı söylenmektedir. Fransiskan papazlar, Baf’taki kiliselerini depremin ardından terk etti. Depremden sadece 30 yıl önce inşa edilmiş olan ve limanı gözetleyen Saranda Kolones kalesi deprem sırasında yıkıldı. Kuruyan limanı gözetlemek artık bir ihtiyaç olmadığından da tekrardan inşa edilmedi. Deprem, Baf kasabasını kalıcı biçimde değiştirdi. Limanı kullanılmaz hale getiren deprem, kıyıyı denize doğru genişletti ve bu nedenle limanın korunaklı yeri ortadan kayboldu.

Detay