1. HABERLER

  2. TÜRKİYE

  3. SON ÖLÜ SAYISINI AÇIKLADI!
SON ÖLÜ SAYISINI AÇIKLADI!

SON ÖLÜ SAYISINI AÇIKLADI!

Erdoğan grup toplantısında Reyhanlı'da hayatını kaybeden vatandaşlarla ilgili son rakamı açıkladı. 51 kişinin öldüğünü belirten Erdoğan, patlamanın bilançosunu verdi.

A+A-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Reyhanlı’daki bombalı saldırıların ardından medyada çıkan bazı haberler ile siyasetçilerin açıklamalarını eleştirirken, “Reyhanlı sokaklarından kara dumanlar yükselirken, tam da saldırganların istediği gibi hemen suçlamalar yapmak, hemen tahrik oluşturmak, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır ve gerçekten son derece çirkindir” diye konuştu.

Erdoğan partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Osmaniye’nin Amanoslar Bölgesi’nde düşen F-16 uçağının pilotu şehit üstteğmen Hamza Gümüşsoy’a Allah’tan rahmet, acılı aileye, yakınlarına, Hava Kuvvetleri ile Türk Silahlı Kuvvetlerine başsağlığı diledi.

Erdoğan, Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’ndeki patlamalarda ise, 51 kişinin hayatını kaybettiğini, hayatını kaybedenlerden 41’inin kimlik tespiti tamamlandığını ve 39 kişinin cenazelerinin ailelerine teslim edildiğini kaydetti. Bu 39 kişiden 36’sının Türkiye vatandaşı, 3‘ünün de Suriye vatandaşı olduğunu belirten Erdoğan, şu anda hastanelerde ise 7’si Suriyeli olmak üzere 48 yaralı olduğunu, 17 yaralının durumunun ağır olduğunu ifade etti.

Çok büyük miktarda patlayıcı kullanılması nedeniyle, Reyhanlı’da çok sayıda evin, iş yeri ve kamu binasının tahrip olduğunu ve önemli ölçüde maddi hasar meydana geldiğini belirten Erdoğan, “Yapılan tespitlere göre, 452 iş yeri, 293 konut, 62 araç ve 11 kamu binası patlamada hasar gördü. Biz bu vesileyle süratle valiliğimiz tasarrufuna 7,5 trilyon ilk etapta gönderdik, bunun yanında esnaflarımızla ilgili olarak da gerek vergi, gerekse sigortalar noktasında bir yıl erteleme talimatını verdik” diye konuştu.

-“İHMALLER VAR MI ARAŞTIRILIYOR”-

Erdoğan, saldırı anından itibaren devletin tüm imkanlarının seferber edildiğini ifade ederek, bir yandan acil müdahaleler yapılırken diğer yandan güvenlik ve istihbarat birimlerinin sorumluların yakalanması için çalışmalarını başlattıklarını kaydetti. Erdoğan, “Saldırının arkasındaki güçler ve kullanılan taşeronlar itibariyle şu anda çok büyük oranda aydınlatılmış durumda. Bu menfur hadiseyi gerçekleştirenlerin Suriye rejimi ile irtibatlı Türkiye içinde bir örgüt olduğu, saldırıda yer alanların da Türkiye vatandaşı olduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda şu an itibariyle 13 kişi gözaltına alındı ve sorgulamalar devam ediyor” dedi.

Güvenlik güçlerinin ve istihbarat birimlerinin olayı bütün boyutlarıyla aydınlatmak, tüm failleri ortaya çıkarmak için büyük bir hassasiyetle çalışmaya devam ettiklerini vurgulayan Erdoğan, “Bu arada Başbakanlık Teftiş Kurulu olarak da burada ihmaller var mı, varsa nedir, kimler tarafındandır, bütün bunları da yine araştırmak için ayrıca çalışmalarını sürdürecektir” diye konuştu.

-SOĞUKKANLI OLMA ÇAĞRISI-

“Acımız gerçekten büyük” diyen Erdoğan, konunun üzerine soğukkanlılık yitirilmeden, akli selimin dışına çıkılmadan, infiale kapılmadan gidilmesi gerektiğinin altını çizdi. Saldırının çok dikkatli okunmasının, arkasındaki niyetlerin de çok hassas şekilde analiz edilmesinin zorunlu olduğunu ifade eden Erdoğan, “Büyük devletler, böyle büyük provokatif hadiseler karşısında, soğukkanlılığını muhafaza edebilen, aklıselimle hareket edebilen devletlerdir. Şunu altını çizerek ifade etmek durumundayım, biz bu saldırının altında kalmayız. Er ya da geç bu alçakça saldırının faillerine bedelini misliyle ödetiriz. Allah’a hamdolsun bunu yapacak gücümüz de irademiz de tecrübemiz de var. Ancak tekrar ediyorum, büyük devlet refleksiyle hareket edecek, bizi çekmek istedikleri tuzaklara da asla düşmeyeceğiz” dedi.

-“BAZI KESİMLER TERÖRÜN TUZAĞINA TEKRAR TEKRAR DÜŞMEKTEN KENDİLERİNİ ALAMIYORLAR”-

Saldırının ardından ortaya çıkan bazı tartışmalar değinmek istediğini söyleyen Erdoğan şöyle devam etti:

“Türkiye’de bazı kesimler uzun yıllardır terörle yaşayan, teröre maruz bir ülke olduğumuz halde maalesef beli noktalarda terörün tuzağına tekrar tekrar düşmekten kendilerini alamıyorlar. Terörün maksadı sadece saldırmak, bomba patlatmak, masum insanları, güvenlik güçlerini hedef almak değildir. Terör yaptığı eylemle, propagandasını yapmak ister. Ses getirmek ister. Terör gerçekleştirdiği eylemle toplumda korku, kaos oluşturmak ister. Terör, hedef aldığı canların ötesinde, onların üzerinden toplumu, politikaları şekillendirmek, onlara yön tayin etmek ister. Bomba yüklü araçlara patlatmak, sadece bir araçtır. Terörün sadece bir yönüdür. Terör ve terör örgütleri asıl o saldırının arkasından çıkacak ortaya manzaraya bakar. O manzarayı şekillendirme durumlarına göre kendilerini başarılı ya da başarısız görürler. Saldırı sonrası toplum korkarsa, infiale kapılırsa, kaosun içine sürüklenirse işte o zaman terör amacına ulaşır. Toplum ikiye ayrılırsa, toplumun fertleri arasında bir huzursuzluk, bir gerilim ortamı baş gösterirse terör işte o zaman hedefine vasıl olur.

On yıllardır terörle yaşayan bir ülke olarak bazıları terörün bu boyuttu üzerinde hiç durmadılar, durmak istemediler. Arşivlere bakın, bizim hükümetin döneminde ya da öncesinde bu tür acı hadiselerin ardından sorumluluk mevkiindeki kişi ya da kurumların nasıl tavır takındıklarını inceleyin. Başta siyaset ve medya, bunların yapmış olduğunu açıklamalar, yayınlar, tavırlar son derece hassas olması gereken kesimlerin, terörün bu tuzağına nasıl tekrar tekrar düştüklerini görürsünüz.”

-“ASIL O ZAMAN KÜSTAHÇA GÜLDÜLER…”-

Saldırıların ardından medyada çıkan bazı haberler ile siyasetçilerin açıklamalarını eleştiren Erdoğan, “Hadisenin hemen ardından maalesef bir kısım medya kuruluşları ve siyasetçiler, işte bu açık tuzağa ve alçakça bu tuzağın içersinde rol aldılar. Daha Reyhanlı’nın caddelerinde dumanlar tütüyor, Reyhanlı’nın sokaklarında feryatlar göğe yükseliyor, insanlar sokaklarda can mücadelesi veriyor daha o anda henüz hiçbir şey belli değilken birileri çıkıyor sanki o saldırıyı beklermiş gibi sanki böyle bir fırsatı kolluyormuş gibi sorumsuzca açıklamalar yapıyor. Yahu bu ne aceleciliktir, bu ne fırsatçılıktır? Hele durun bir hadiseyi anlayalım, hele durun bir gözyaşlarını dinlendirelim, cenazelerimizi defnedilim. Ondan sonra herkes eteğindeki taşları döksün. Herkes söyleyeceğini yine söylesin. Ama daha Reyhanlı sokaklarından kara dumanlar yükselirken, tam da saldırganların istediği gibi hemen suçlamalar yapmak, hemen tahrik oluşturmak, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır ve gerçekten son derece çirkindir. Saldırganlar o iki aracı patlattıklarında, 50 cana kıydıklarında değil, bu açıklamaları yaptırdıklarında, Suriyeli mültecilere, Özgür Suriye Ordusu’na, Türkiye’nin Suriye politikasına yönelik infiali oluşturduklarında küstahça tebessüm ettiler. İşte asıl o zaman sevindiler, ‘maksat hasıl oldu’ dediler” diye konuştu.

Suriye’de olaylar başladığı anda bile Şam’la irtibatı kesmediklerini ifade eden Erdoğan, “Bizim Şam yönetimiyle irtibatı kesmemiz Suriye’de halk hareketlerinin yayılması, Suriye ordusunun da halka acımasızca saldırması aşamasında olmuştur. Tankla, topla insanların üzerine saldırdıkları andan itibaren bizim de tavrımız değişmiştir. Geçmişte ne yaşanmış olursa olsun, kendi halkına silah doğrultan, zulmeden, kendi ülkesiyle birlikte tüm bölgeyi yangına sürüklemek isteyen bir rejimle bizim işimiz olmaz. Biz zalimlerin yanında değil, her zaman mazlumların yanında yer alan bir ülkenin hükümetiyiz” dedi.

Suriye’de kanlı olaylar devam ederken, iki yılı aşkın bir süredir de olayların sona ermesi, halkın taleplerinin karşılanması, halkına zulmeden rejimin çekilmesi için girişimlerini sürdükleri belirten Erdoğan, “Biz ana muhalefet partisi gibi çok farklı saiklerle, zalimin, diktatörün, eli kanlı canilerin yanında duranlardan değil gibi sadece ve sadece hakkın, mazlumun, mağdurun yanında durduk” diye konuştu.

-POLİTİKADA İKİ ANA EKSEN-

“Bize ne Suriye’den, bizim Suriye’yle ne işimiz var” diyenlere, “Mültecilere neden kucak açıyoruz, yabancıları neden topraklarımıza alıyoruz diyenlere” seslendiğini ifade eden Erdoğan, “Bizim Suriye politikamızın iki ana ekseni vardır. Birincisi; bölgede barış, huzur ve istikrarın Türkiye’yi çok ama çok yakından ilgilendirdiğine inanıyor, kendi huzurumuz, kendi iç barışımız için, kendi güvenliğimiz içim bölgede barış istiyoruz” dedi.

Türkiye’nin Filistin meselesine de en başından itibaren kayıtsız kalabileceğini söyleyen Erdoğan, “Türkiye, Suriye meselesine de kayıtsız kalabilirdi, hiç bir şey yokmuş gibi davranabilirdi. Ama şunu herkes çok iyi bilsin ki bölgedeki en küçük ateş dahi gelir Türkiye’yi bulur, Türkiye’ye dokunur. Türkiye bunun bedelini de geçmişte çok ağır ödemiştir. Filistin’e kayıtsız kalmış bedelini ödemiştir, Arap ülkelerine sırtını dönmüş bedelini çok ağır ödemiştir” diye konuştu.

-EN ÖNEMLİ EKSEN “İNSANİ” BOYUT-

Erdoğan, Türkiye’nin Suriye politikasının ikinci ve en önemli eksenin “insani” boyut olduğunu vurguladı. “Biz Türkiye’nin, dünyanın çocukları için sorumluluk yüklenmiş bir iktidarız” diyen Erdoğan, Türkiye’de ve dünyada “çocukların ve kadınların alçakça katledilmesine isyan ederek” iktidara geldiklerinin altını çizdi. Çocuklar katledilirken susmanın AK Parti’ye bir faydası olmayacağını belirten Erdoğan, “Bunu CHP, MHP, BDP yapabilir ama AK Parti asla yapamaz. Kapımızı çalan misafirlere kapımızı kapatacaksak o zaman bu harekete ne ihtiyaç var. Bizim siyasetimizde vicdan var, bizim dış politikamızda kalp var, vicdan var, akıl var” diye konuştu.

-“SİYASETİ BIRAKIR ÇEKER GİDERİZ”-

Suriye’de her gün onlarca bebeğin, masum kadının katledildiğini dile getiren Erdoğan, “Suriye’den biz ne’ diyenler acaba çocuklarının yüzüne nasıl bakabiliyorlar? ‘Suriyeli mülteciler gitsin’ diyenler acaba komşularının yüzüne nasıl bakabiliyor? ‘Türkiye Suriye’yle ilgilenmesin’ diyenler acaba vicdanlarına bunu nasıl izah edebiliyor?” diye sordu. Erdoğan, kim ne derse desin hakkı savunmaya, mazlumun yanından olmaya devam edeceklerine vurgu yaparak, “Annesinin karnındaki gibi büzüşmüş yatan, iki bacağı kopmuş, minicik bedeninin yarısı yanmış yatan o bebekleri görmezden geleceğimize siyaseti bırakır çeker gideriz. Biz Türkiye’nin, dünyanın bebekleri için siyaset yapıyoruz. Onları görmeyeceksek, onları duymayacaksak, onlardan yüz çevireceksek siyaset yapmanın hiç ama hiç anlamı yok. Biz hesap gününe inanan bir kadroyuz. Hesabımızı alnımızın akıyla verebilmek için de Türkiye’nin dünyanın, mazlumları, bebekleri için sesimizi yükseltmeye, onlar için çırpınmaya devam edeceğiz” dedi.

-“CHP ONLARIN DEĞİRMENİNE SU TAŞIYOR”-

Türkiye’nin 1950 yılında demokrasiye adımını attığı andan itibaren CHP’nin egemenliğin kaynağını halkta aramak yerine her zaman başka yerlerde aradığını iddia eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Halktan teveccüh göremeyen CHP olağanüstü durumları kendisi için bir fırsata çevirme gayreti içinde olmuştur. İktidarımız süresince de CHP’nin bu arayışlarına defalarca şahit olduk. Seçim sandığında başarı gösteremeyen CHP, demokrasi dışı yöntem ve odaklardan medet umarak, buradan fırsat devşirmenin gayreti ve cüreti içinde oldu. Yeni genel başkan yönetiminde CHP’nin bu arayışının çok farklı ama çok tehlikeli mecralara sürüklendiğini görüyoruz. Sokak sokak direniş çağrısı yapan, çözüm sürecini dahi bir ayrışma fırsatı olarak gören ve sürekli olarak, bakın açık söylüyorum; Alevi vatandaşlarımızı sürekli tahrik eden CHP genel başkanı şu anda da Suriye’nin kanlı rejimine koşulsuz destek vererek çok tehlikeli bir oyun oynuyor. CHP’ye gönül veren kardeşlerime ‘bu oyunun lütfen farkında olun’ diyorum. CHP Genel Başkanı Türkiye’nin düşmanlarıyla, Reyhanlı’yı kana boyayan canilerle aynı fotoğraf karesinde bulunmak, onların değirmenine su taşımak gibi vahim bir hata yapıyor. CHP Genel Başkanı en kanlı terör örgütlerine karşı sessiz ve tepkisiz kalmak gibi, adeta onları yüreklendirmek gibi bir tavrın içine giriyor. Daha Reyhanlı’da kara bulutlar dağılmadan, çıktılar hükümeti suçlayan, Suriye politikasını eleştiren sorumsuzca açıklamalar yaptılar. Adeta suçun üzerini örten, saldırganları kollayan, saldırıyı çok başka yerlere çekmeye çalışan bir tavrın içine girdiler. Buradan CHP yönetimine, CHP’ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; CHP Genel Başkanına ateşle oynadığını, topluma, siyasete ve demokrasiye çok ağır zarar verecek bir tavır içinde olduğunu lütfen hatırlatsınlar ve onu uyarsınlar.”

-“SOKAĞA TAŞINAN HER MESELE TÜRKİYE’NİN ALEYHİNEDİR”-

Erdoğan, Türkiye’nin en basit meselelerde dahi ağır gerilimler, ayrışmalar yaşayan bir ülke haline getirilmek istendiğine işaret ederek, “Arkasına halkı alıp muhalefet yapamayan CHP gibi MHP gibi partiler bu gerilimi, bu ayrışmayı körükleyerek, kaos ortamına zemin hazırlayarak buradan medet umuyor, buradan fırsat kolluyorlar. Biz CHP ve MHP yönetimiyle, onların seçmenlerini hep ayrı tuttuk. Çünkü ben CHP’ye gönül veren kardeşlerimin de bu yanlışı anlayacaklarını görüyorum. MHP’ye gönül veren kardeşlerimin de genel başkanlarının hakaret dolu ve bu süreci adeta küfürle sürdürmesinin yanlışlarını gördüklerine inanıyorum. 76 milyonun tamamına sesleniyorum; muhalefet tarafından tırmandırılan gerileme lütfen prim vermeyin. Bölücü, ayrıştırıcı dil, üslup ve tavırlara asla aldanmayın. Terörün, Türkiye düşmanlarının ekmeğine yağ sürecek açıklama ve yayınlara karşı lütfen dikkatli olun. Çözüm sürecinde 63 Akil İnsan Türkiye’yi dolaşıyor ve onları provoke etmek isteyen 10-20 kişilik gruplar hep aynı tipler. Ne yazık ki bunların yanında da yazılı ve görsel medya yer alıyor. Sanki halk bunlar gibi düşünüyor? Böyle bir şey sözkonusu değil. Ama bütün o medyadaki tekniği kullanmak suretiyle, bu olayları böyle göstermenin gayreti içine giriyorlar. Sıkıntı burada. Fakat şu anda halkımızın kahir ekseriyeti büyük bir teveccüh göstererek, hamdolsun bu çözüm sürecine her şeye rağmen desteğini veriyor. Yalanlar, iftiralar, düzmece senaryolar üzerinden üretilen tahriklere benim milletim gelmiyor ve gelmeyecek. Bu tuzaklara benim milletim düşmeyecek. Demokrasilerde her meselenin müzakere ve çözüm yeri Meclis’tir. Dikkat edin sokak değil. Meclis’in dışını çıkarılan, sokağa taşınan her mesele Türkiye’nin de demokrasinin de aleyhinedir. 76 milyon vatandaşımın her birinden tekrar tekrar rica ediyorum; bu gerilim tuzağına düşmeyin, tahriklere aldanmayın, soğukkanlılıktan asla taviz vermeyin, tartışmak, ayrışmak, gerilim hatları oluşturmak dikkat edin teröristleri, saldırganları, Türkiye düşmanlarını sevindirir. Onları sevindirmeyeceği. Biz bir olacağız, diri olacağız bu acıları aşacağız” diye konuştu.

-ABD DÖNÜŞÜ İSTİKAMET REYHANLI-

Reyhanlı’daki yaraları saracaklarını vurgulayan Erdoğan, ABD dönüşü de ilk işinin Hatay ve başta Reyhanlı olmak üzere bazı ilçeleri dolaşmak olacağını belirtti. Reyhanlı'yı çok daha güçlü şekilde manen ve madden inşa edeceklerini söyleyen Erdoğan, “Düşmana inat kenetlenecek, kucaklaşacak, düşmanı değil, dostlarımızı, kardeşlerimizi sevindireceğiz” ifadelerini kullandı.

-“BÜYÜYEN TÜRKİYE YOLUNDA ÇOK ÖNEMLİ BİR AŞAMAYA GEÇİYORUZ”-

 

Erdoğan, Reyhanlı’daki saldırıların ardından milletçe buruk bir sevinci de yaşadıklarını sözlerine eklerken, “Büyüyen Türkiye yolunda çok önemli bir aşamaya geçiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi, Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu’na olan 412 milyon dolar borcunun ödenmesi amacıyla Merkez Bankamıza talimat verdi. Merkez Bankamız IMF’in değişik hesaplarına bu borcu aktarmaya başladı ve aktarma işlemi bugün tamamlanıyor. Böylece Türkiye uzun bir aranın ardından Uluslararası Para Fonu’na olan borcunu ödedi, sıfırladı ve bu borcu kapattı. Bu güzel gelişmenin milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Şu anda artık IMF’ye borcu olan bir ülke değiliz. Tam tersine IMF’ye borç vermek için müzakereler yürüten bir ülkeyiz. Rabbim inşallah bizlere o günleri tekrar yaşatmasın. Bizleri IMF önünde borç beklentisi içinde bir ülke konumunu düşürmesin. İhtiyacımız olan borcu Türkiye ve dünya piyasalarından tarihi seviyede düşük faiz oranlarıyla almak suretiyle mali disiplini ve para politikalarını muhafaza etmek suretiyle Türkiye’nin o günlere geri dönmesine asla mahal vermeyeceğiz. Bu gün Türkiye ekonomisi için gerçekten önemli bir gün. Türkiye bugün yeni bir kulvara geçiyor. Bu yeni dönemin de hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.

-ABD ZİYARETİ-

Grup toplantısının ardından geniş bir heyetle ABD’ye hareket edeceklerini ve orada resmi temaslarda bulunacaklarını da dile getiren Erdoğan, temaslarında Türkiye-ABD ilişkileri ve Suriye başta olmak üzere Filistin-İsrail ilişkileri ile Mısır, Libya gibi bölgedeki ülkelere ilişkin sorunları görüşme fırsatlarının olacağının bilgisini verdi.

 

Kaynak: Milliyet

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.