1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. SÜRECE 'ENOSİS' DARBESİ!
SÜRECE 'ENOSİS' DARBESİ!

SÜRECE 'ENOSİS' DARBESİ!

En öfkeli Akıncı!

A+A-

Cenevre’de Kıbrıs Konferansı’na verilen arada Mont Pelerin’de Güvenlik ve Garantilerle ilgili tüm tarafların katılımı ile teknik bir çalışma bir hafta sonra yapıldı.

Garantiler noktasında, tüm tarafların katılımı ile yapılan bu toplantı, BM kayıtlarına “altın harflerle” kaydedildi. Nitekim, sürecin son bulacağı Crans Montana öncesi, “teknik toplantı” adeta yol haritası oldu.

Ancak, konferansın sonuç bildirgesinde öngörüldüğü şekilde Lefkoşa’da liderler ilk dört konu başlığında ilerleme sağlanması yönünde yapmaları öngörülen çalışmayı yapamadı.

Çalışmanın önündeki en büyük engel Rum Meclisi’nden geçirilen Enosis Plebisiti ile ilgili yasa oldu. Bu yasa sürecin yine krize ve belirsizliğe sürüklenmesine neden olacaktı. Ta ki BM Genel Sekreteri tarafları yeniden bir araya getireceği  buluşmaya kadar.

“Abesle iştigal” yasası

Rum Meclisi’nde özellikle cep telefonları konusunda izin vermediği öne sürülen mevzuatta değişiklik yapılması için hiçbir adım atmadı. Yasal değişiklik yaparak iki taraf arasında işbirliğinin önünü açmak yerine Rum Meclisi Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması yönünde 1950 yılında kiliselerde yapılan Enosis plebisitinin okullarda anılarak onurlandırılması için yasa düzenlemesi yaptı. Bu da müzakere sürecini kesintiye uğrattı.

Nasıl ayni gelecek?

Bir yandan ortak bir gelecek kurmak yolunda barış kültürünü esas alan eğitim politikalarını hayata geçirmek için oluşturulan Eğitim Teknik Komitesi, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum okullar arasında işbirliği ve iki toplumdan öğrencilerin katılacağı ortak etkinliklerle ortak bir kültür inşa edilmesi için çalışırken, diğer yandan adadaki acıların ve federal bir çözümle geçmişte kalması için çalışılan bölünmüşlüğün temel nedeni Enosis’in kutsanması aynı masada bulunulmasına karşın, aynı gelecek hedefinin paylaşılmadığı konusunda ciddi kuşkuları görünür hale getirdi.

DISI sessiz kaldı

Rum liderin partisi DİSİ’nin, federal çözüme karşı olduğunu resmen açıklayan ırkçı ELAM’ın Enosis plebisitinin okullarda kutsanması yönündeki önerisine komite aşamasında destek verip genel kurulda da çekimser kalarak meclisten geçmesine olanak vermesi, çözüm samimiyeti konusundaki iyimserliği ciddi olarak gölgeleyen diğer bir gelişme oldu.

Enosis’cilere Anastasiadis boncuğu

DİSİ ve AKEL liderlerinin Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüşmeleri ve yürütülen diplomatik girişimlerin ardından Kıbrıs Rum Meclisi’nde yeni bir oylama yapılarak Enosis plebisitinin okullarda onurlandırılması kararı dolaylı da olsa bertaraf edildi.

Ancak Rum Meclisi’nde yaşanan sert tartışmaların ardından alınan karar, Anastasiadis tarafından onaylanarak yürürlüğe konulmadı. ELAM’ın önerisi ile yasalaşan ilk kararın yürürlüğe girmesini izleyen Anastasiadis, söz konusu kararı bertaraf eden yeni oylamanın sonucunda yapılan yasayı onaylamayarak Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Böylece siyasi bir konuda hukuki kılıf yaratarak olayı sürüncemede bırakmayı yeğledi ve Enosis’ci çevrelere mavi boncuk dağıtma yolunu seçti.

Yine ön şart

Enosis krizinin aşıldığının düşünüldüğü zaman bu kez Rum Liderin yeni ön koşulları süreci zora sokmaya başlayacaltı. 17 Mayıs’ta Rum Lider Kıbrıs Konferansı için yeni bir ön koşul açıkladı:

Önce toprak konusu konuşularak harita üzerinde her şey halledilecek, ardından güvenlik ve garanti başlığı konuşularak uzlaşılıp bitirilecek ve ancak ondan sonra sıra siyasi eşitlik, yönetim ve güç paylaşımı, mülkiyet, ekonomi ve Avrupa Birliği başlıklarında askıda bekleyen konulara gelebilecekti.

Başta 11 Şubat 2014 belgesindeki tüm konuların birbiriyle ilişkili olarak ele alınacağı maddesi olmak üzere müzakere sürecinin temel mantığına da aykırı bu kabulü olanaksız ön koşul, BM Genel Sekreteri’nin davetiyle 4 Haziran’da New York’ta gerçekleşen buluşmada ortadan kalktı. Böyle bir müzakere mantığı olamazdı.

Nitekim Anastasiadis ön koşul ısrarında kimseyi yanında bulamadı. 4 Haziran’da BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı’na güvenlik ve garantiler konusunda ortak bir belge hazırlayarak Konferans çalışmalarının sistematik bir şekilde ilerlemesine rehberlik etmesi talimatı verdi. Artık gözler Crans Montana’da 28 Haziran’da devam etmesi öngörülen Kıbrıs Konferansı’na çevrilecekti.

Belge bir varmış, bir yokmuş tutarsızlığı

BM Genel Sekreteri ile yaplan görüşmeşmenin ardından Kıbrıs’a dönüldüğünde Kıbrıs Rum tarafı, Eide’nin hazırlayacağı belge tamamlanmadan Crans Montana’ya gitmeyeceğini ilan etti.

Söz konusu belgenin müzakerelerin sistematik bir şekilde yapılabilmesi için hazırlanan bir kılavuz çalışma olduğu gerçeği bir yana itilerek, bu çalışmanın neredeyse güvenlik ve garantilerle ilgili konferans öncesi bir ön anlaşma olacağı algısı yaratılmak istendi.

Bu nedenle Anasitasiadis, Eide’nin hazırlayacağı ortak belge olmaksızın Crans Montana’ya gitmeyeceğini duyurdu. Kılavuz belge ile ilgili abartılı senaryolar ve sansasyonlara imza atan Anastasiadis, bu belge hazırlandığı zaman ise bu kez belgenin yok hükmünde olduğu resmen duyurulmazsa, konferansa katılmayacağını söyledi. Böylelikle bir gün öncesine kadar Kıbrıs Rum tarafının 5’li konferansa katılımı için mutlak şartı olan şey, bir gün sonra katılım için imha edilmesi gereken şeye dönüştü.

Gözler Crans Montana’da

Yaşanan bütün gerilim ve tartışmalarının ardından gözler Konferansının devamının olacağı Crans Montana’ya çevrilecek ve 28 Haziran’da başlayacak ve on gün sürecekti. Konferansın başında Türkiye’nin garantiler konusunda yapacağı önemli açılım bir anda Rum-Yunan tarafının bütün hesaplarını alt üst edecekti.

Havadis

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.