1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. SUSMAK İNTİHARDIR!
SUSMAK İNTİHARDIR!

SUSMAK İNTİHARDIR!

“Her şeyimle kadınım”

A+A-
Kimliğinizi bastırmayın

Dünyaya erkek olarak gelen ama kendini bildi bileli kadın olarak hisseden, ameliyatla dönüşümünü sağlayan aramızdan biri; Betül Uğuroğlu… Ona göre ruhun vücutla birleşememesi intihar demek…

SUSMAK İNTİHARDIR...

Kendini doğduğu cinsiyette hissetmeyen birinin önce terapiste gitmesini öneren Uğuroğlu, “Terapiste, anne, kardeş gibi en yakın aile bireylerini de götürsünler. Kendilerini erkek ya da kadın olarak yaşamaya mahkum etmesinler. Susmasınlar... Aksi halde ileride çok büyük psikolojik sorunlar yaşarlar. Sonu intihara kadar gider. Bu bir ruh meselesidir. Ruhun vücutla birleşmesidir… Birleşemediği sürece bu; hayat boyu mutsuzluk ve intihar anlamına gelir” diye konuştu

Küçük yaşlarda bedeniyle ruhu arasındaki kopukluğu yaşayan, bedeni ‘erkek’ olduğunu söyleyen ama ruhu ‘kadınım’ diye bağıran biri…

Trans kadın tanımlamasını kabul etmeyen,  “kadınım” diyen Betül Uğuroğlu... İçindeki kadını tam anlamıyla dışarıya 25 yıl önce çıkardı. Ameliyat onun için küçük bir detay... Çünkü bu durumun dış görünüşten çok ruhla ilgili olduğuna inanıyor.

Kendini tanımaya başladığı ilk günden beri hep kadın gibi hissettiğini ve ailesinin onu anlayışla karşıladığını anlatan Uğuroğlu, erkek olarak eğitim için gittiği Amerika’da hayalini gerçekleştirdi ve ameliyat oldu. Orada ameliyatına giren narkozcusuyla aşk yaşayan ve evlenen Uğuroğlu, 40 yıl aradan sonra Kuzey Muhabir’a geri döndü. O dönemler kanun olmadığı için kimlik değişiminde çok sancılı zamanlar yaşadı… Ona göre şimdi ameliyat olmak isteyenler çok şanslı... Uğuroğlu’na göre, bazı ameliyatla kadın olanlar, abartılı davranışları nedeniyle toplumda önyargılara neden oluyor.

Betül Uğuroğlu’yla “Pazartesi Sohbetleri” için çok samimi ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

 49 yaşında… Annesini yeni kaybetti

MUHABİR: Betül Uğuroğlu kimdir?

UĞUROĞLU: 1966 doğumlu, Kıbırs’ta doğan biridir… Annemi yeni kaybettim, babamla birlikte yaşıyorum. Yıllarca Amerika’da yaşadım.

Menteş ismi verildi… Şimdi adı Betül

MUHABİR: Doğduğunuzda size ne isim vermişlerdi?
UĞUROĞLU: Menteş…

“Kendimi bildim bileli kadın hissettim”

MUHABİR: Erkek olarak dünyaya geldiniz… Sonra?
UĞUROĞLU: Ben kendimi bildim bileli hep kadın olarak hissettim. Bunun kimseyle alakası yok. Alışkanlık ya da cinsel ilişkilerle de bağlantısı yok. Tek bildiğim yedi yaşlarında bile bir kız olarak hissettiğim… Annemin kıyafetlerini giyiyor, kızlarla oynamak istiyordum. Erkeklerden hep çekinir, uzak dururdum.

“Başka seçeneğim yoktu... Eğitime gittim dönüşümümü yaşadım”

MUHABİR: Ne zaman, nasıl, net olarak karar verdiniz tamamen cinsiyetinizi değiştirmeye?

UĞUROĞLU: 24 yaşında ameliyat oldum. Yıllarca yurt dışına gidip bu ameliyatı olmak istedim. Çok çalıştım ve burs alıp eğitim için Amerika’ya gittim. Tek isteğim buydu. Cinsiyet değişimi bende büyük bir motivasyon yarattı. 80 yıllarında bu gibi istekler pek anlaşılmazdı. Ben üniversite yıllarında hem dönüşümümü yaşadım hem de tahsilimi yaptım. Hem çalıştım hem okula gittim hem de kendime biz çizgi çizdim. Hepsini birden yapmayı başardım. Bu çok önemliydi. Benim tercihim değildi. Benim içim böyle… Doktorlar sadece onay vermek zorunda kaldı. Başka seçeneğim yoktu.

“Keşke annemle daha önce paylaşsaydım…
21 Mart ikinci doğum günüm”


MUHABİR: Kendinizdeki farklılıkları hissettiğiniz zaman ailenizle paylaşabildiniz mi? Onlar bu kararınızı nasıl karşıladılar?
UĞUROĞLU: Aileme telefon açtım ve ameliyat olmaya karar verdiğimi söyledim. İlk etapta annemle paylaştım. Annem ve babam yanıma geldiler. Bu kararımı açıklayana kadar bundan haberleri yoktu. Annemle hiç paylaşamadım o zamana kadar. Keşke paylaşsaydım, çünkü çok anlayışlı oldular. Doktorlar ailemle de konuştu. Tarih belirlendi. 12 Mart’ta doğdum ama 21 Mart benim ikinci doğum günüm. Kıbrıs’ta olsaydım o dönem intiharlara kadar giderdim. Ailem gibi bütün arkadaşlarım da bana destek oldu.

Otuz yıl Amerika’da yaşadı

MUHABİR: Ne kadar yaşadınız Amerika’da? Ülkeye dönmeye ne zaman karar verdiniz?
UĞUROĞLU: 29 yıl Amerika’da yaşadım. Annem babam bana o kadar bulundular ki… Çok fazla yanımda oldular. Yaşlılık zamanlarında onlara bakmak da benim borcumdu. Bu yüzden otuz yıl aradan sonra geri dönmeye karar verdim.

“Ameliyat’a elimde Kuran’la girdim… Çok ağrılarım oldu”

MUHABİR: Pek de kolay bir ameliyat değil cinsiyet değiştirme… Zor muydu, çok acı çektiniz mi? Ve çok pahalı bir ameliyat mı bu?

UĞUROĞLU: Evet ameliyat sonrası çok kötü ağrılarım oldu. Ben operasyona Kuran elimde girdim… Doktorların yaptığı tüm işlemleri gördüm. Sanki bayılırken ruhum yukarı çıkıp vücudum ters döndü. Tüm ameliyatı izledim. Hayatım boyunca ben bunu unutmayacağım. Ben o yıllarda 20 bin dolara ameliyat oldum.

On beş doktorun mührü ile…

MUHABİR: Süreç nasıl işliyor ameliyat öncesi ve sonrası?
UĞUROĞLU: Doktorlar, tetkikler, hormon tedavileri… Her doktor aynı başarıyı yapamaz bu tip ameliyatlarda. Hem psikolojik hem de fiziksel testlerden geçiyorsunuz. Amerika’da ameliyat sonrası iki yıl kontrole devam etmek zorundasınız. 15 doktorun ameliyat için mührü olması lazım. Çok doktorların elinden geçtim.

“Adaptasyonda zorlanmadım”

MUHABİR: Yeni bedeninize kolay adapte olabildiniz mi?
UĞUROĞLU: Adaptasyon olarak hiç kötü bir durum yaşamadım. Çok istediğim bir şeydi. Sadece ameliyatta aldığım narkozdan sonra büyük bir kriz geçirdim. Ondan sonra hayata devam ettim. Okulumu bitirdim. Çalışma yaşamımı sürdürdüm… Kendimi severek hayata devam ettim.

Amerika’da ameliyata giren narkozcuyla evlendi

MUHABİR: Hiç evlendiniz mi? Bir aile kurmayı istemişsinizdir…

UĞUROĞLU: Evet… Amerika’da evlendim. On yıl da evli kaldım. Çok güzeldi. Kendisi benim bayıltıcı doktorumdu… Çok enteresan oldu. Ameliyat için bir gün önce hastaneye yattım. Önce ameliyatı yapacak olan doktorum geldi, konuştuk. Sonra bayıltıcı geldi. Betül Uğuroğlu’nu aramaya başladı elinde dosyalarla. Bakıp bakıp sonunda benim gelmediğimi sandı. Meğer o kadar doğal ve güzel bulmuş ki benim olduğumu anlamadı. Genelde cinsiyet değişenler, değişmek isteyenler çok abartılı olurlar. Ameliyata gireceği hastanın ben olacağıma inanmamıştı. Ondan sonra beni bayıltmak üzereyken, ‘sen benim karım olacaksın’ dedi. Ben de ona, ‘başka bir şey yok mu benimle dalga geçecek?’ diye sordum. Velhasıl öyle oldu. Evlendik… Ancak çok kıskançtı ve aşırı davranışları vardı. Doktora yakışmayan tavırlar. Ben de dayanamadım ayrıldım ama hâlâ daha kontağımız var.

“Kabullenmek yatağa kadar olmamalı”

MUHABİR: Peki bunun ardından başka ilişkileriniz oldu mu? Kuzey Kıbrıs’a dönünce ilişki yaşayabilmek kolay oldu mu?

UĞUROĞLU: Daha sonra bir Türkle evlendim burada, ancak çok sürmedi. Bir yılda ayrıldım. Tamamen kültür farklılığımız vardı. Bunu kendim için söylemiyorum ama… Kıbrıs’ta veya Türkiye’de insanlar kabul ediyor gibi görünüyor ama belirli bir noktaya kadar. Cinsel ilişkiye gelince, sizden iyisi yok ama dışlamaya gelince de farklı bir reaksiyon gösteriyorlar. Görünmek istemiyorlar sonrasında insanlarla… Kabullenmek yatak odasına gidene kadar olmamalı.

“Yaptıklarım, hayırseverliğim,
yaşantım, cinsel tercihimin önüne geçti”


MUHABİR: Buraya döndüğünüzde sizi, bakış açılarıyla veya yaklaşımlarıyla üzenler oldu mu? Psikolojik olarak sancılı zamanlarınız oldu, oluyor mu?
UĞUROĞLU: Beni çökerten çok büyük bir olay olmadı. Kıbrıs insanı aslında anlayışlı. Cana yakın… Bir de şu var ki, benim yaşadıklarım ve yaptıklarım cinsiyetimi değiştirmemi ortadan kaldırdı. İnsanlara yaptığım yardımlar, hayvanlara sahip çıkmam, yaşantım ön plana geçti. Özellikle son zamanlarında, hastalık döneminde annemin bakımını sağlamam… Bunlarla takdir kazandım. Cinsiyetsiz bir insan olarak görüldüm. Bu güzel bir şey. Hatta özellikle benim yakın çevremde olanlar, hiçbir şekilde kaza yapmadan eski ismimle bile bana hitap etmediler.

“Ülkeme geçici kadın pasaportuyla
dönebildim, çok zorluk yaşadım”


MUHABİR: Ameliyat olduğunuz yıllarda kimlik almak da zordu sanırım… Siz nasıl bir süreçten geçtiniz KKTC’de?

UĞUROĞLU: Annemin beni doğurduğu ülkeye dönmek için çok savaş verdim. Şimdilerde ameliyat olmak isteyenler çok şanslı… Kolayca ameliyat olup, kimlik alabiliyorlar. İsimlerini değişebiliyorlar. Ben bu kanun çıksın diye çok uğraştım. Bir buçuk iki sene kimlik kartında cinsiyetimin değişmesi için savaş verdim. Kapı kapı bakanları dolaştım. Kendi memleketime geçici kadın pasaportuyla döndüm. Çok zor günler yaşadım. Rum tarafı bana daha önceden o kimliği verdi. Türk tarafı çok zorluk çıkardı. Bu yasanın çıkmasında büyük bir katkım olduğunu düşünüyorum.

“Toplumun sıcak bakmadığı; abartılı davranışlar”

MUHABİR: Türk toplumunda artık daha fazla gay, lezbiyen veya benzeri tercihler görüyoruz... Artık gizlemeyenler var… Ancak yine de tam anlamıyla oturan bir anlayış yok… Sizin gözlemleriniz nedir?

UĞUROĞLU: Ben şöyle düşünüyorum. Abartı davranışlardan uzak durulursa toplum da sorun çıkarmaz. Ancak değişik hallere girerseniz, kimse sizi kabul etmez. Hiçbir toplum da buna sıcak bakmaz. Bazı ameliyat olmuş kişileri görüyorum. Aşırı abartılı giyinip, aşırı davranışlar içine giriyorlar. Acaba diyorum bazen bunları uygulamak için okula mı gidiyorlar? Hal böyle olunca toplumun da önyargılı olması doğal… Normal insan gibi davransınlar. Gerekirse yardım alsınlar. Kıbrıs’a gelene kadar bunalımda değildim. Buraya geldikten sonra bunalımlarım başladı. Kadın olarak değil. İnsanların hayata bakış açısı beni hasta etti. Amerika’da benim tanıdığım trans kadınlar hepsi iş sahibi… Abartısız kılık kıyafet ve davranışlarıyla topluma kendilerini kabul ettirmiş kişiler. Buraya gelince şoka girdim. Bir insan kadın hissettiği zaman ispatlamak zorunda değil.

“Her şeyimle kadınım”

MUHABİR: Kendinizi cinsiyet kimliği olarak nasıl tanımlıyorsunuz? Kadın, transseksüel veya bir başka biçimde… ?

UĞUROĞLU: Bizim toplumun insanları, lezbiyen, gay, biseksüel, her yön, transseksüel hepsini aynı kutuya koyuyor: Oysa hepsi ayrıdır. Apayrı şeylerdir… Trans geçiş demektir. Kendini kadın hissedip giyinene de öyle diyorlar. Adam var sadece kadınlardan hoşlanır ama kadın kıyafetleri giymeyi sever, ona da aynı tanımı yapıyorlar. Ameliyat olmuş birine, transseksüel diyemezsiniz. Çünkü kanun ve tıbben değişiyor, kadın oluyor. Gaylikle de hiç alakası yoktur. Toplum önce bunu anlamalı. Bir gerçek transseksüel var bir de kendini bilmeyenler… Gerçek bir transseksüel ameliyat olana kadar bir erkekle asla yatmaz. Toplumun bilmeme sebeplerinden biri de budur. Bunu yapanlar var… Bana gelince… Ben bir kadınım… Eğer beni kanun kadın görüyorsa kadınım… Benim kimliğim de kadın. Her şeyimle bir kadınım.

“Bazılarımız şanslı bazılarımız değil”

MUHABİR: Transseksüel deyince, hemen gece hayatı ve fuhuş geliyor akla. Ve işyerlerinde bir trans kadına da pek rastlamıyoruz. Neden böyle?
UĞUROĞLU: Bazılarımız şanslıyız bazılarımız değiliz. Aileleri destek olanlar var olmayanlar var. Özellikle Türkiye’de… O da toplumun kabullenmemesinden, onlara iş vermemesinden kaynaklanıyor. Madem bu kanunu çıkarıp bu insanlara kadın kimliği veren kanun da var. Bunu yapıyorsan iş de vereceksin. Hiçbir kadın veya insan fuhuş yapmak istemez. İnsan gün gelir eşiyle bile yatmak istemez. Başka çareleri yok. Açlık kadar çaresiz bir durum yok. Kıbrıs’ta bence bu ayrıntı daha fazla kabul ediliyor, çok da böyle bir algı yok. O da kültür farklılığından.

“Susmayın… Ruhunuzla vücudunuzu bileştirin”

MUHABİR: Son olarak şunu sormak istiyorum. Erkek ya da kadın… Yaratıldığı kimlikte yaşayamayanlar, ne yapsınlar? Bugün bu durumda olan birçok birey, ülkemizde toplumsal baskılar nedeniyle susuyor, ailesine anlatamıyor… Aslında yaşayamıyor…
UĞUROĞLU: Her şeyden önce bütün insanların terapiye ihtiyaç duyduğu bir dünyada bu durumda olan insanlar önce terapiste gitsinler. Terapistin yardımıyla baba, anne, kardeş gibi en yakın aile bireylerini de götürsünler. Benim yaptığım gibi… Başka türlü anne bana bu durumu anlayamaz. Kendilerini erkek ya da kadın olarak yaşamaya mahkum etmesinler. Susmasınlar… Aksi halde ileride çok büyük psikolojik sorunlar olur ve intihara kadar gider. Bu bir ruh meselesidir. Ruhun vücutla birleşmesidir… Birleşemediği sürece bu; hayat boyu mutsuzluk ve intihar anlamına gelir.

MUHABİR: Ben, size samimi cevaplarınız ve bizi kırmadığınız çok teşekkür ediyorum...
UĞUROĞLU:
Ben size teşekkür ederim. Birilerinin bunları anlatması lazım…

 

Kıbrıs

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.