1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. TALAT: “IRKÇILIK ÇAĞDAŞ DÜNYADA CİDDİ BİR SUÇ”
TALAT: “IRKÇILIK ÇAĞDAŞ DÜNYADA CİDDİ BİR SUÇ”

TALAT: “IRKÇILIK ÇAĞDAŞ DÜNYADA CİDDİ BİR SUÇ”

Talat: ‘Irkçılık çağdaş dünyada ciddi bir suç”

A+A-

“GÜVEN YARATICI ADIMLARIN ZAMANI”

Lefkoşa, 2 Nisan (T.A.K): İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Limasol’da ELAM tarafından kendisine yapılan saldırıya işaret ederek, ırkçılığın çağdaş dünyada ciddi bir suç olduğunu vurguladı ve bunun Rum tarafında da suç sayılması gerektiğini belirtti.

Talat, Kıbrıs’ta güven yaratıcı adımların hayata geçirilmesinin zamanı olduğunu da kaydetti.

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Talat, katıldığı bir TV programında çeşitli konuları değerlendirdi.

Türkiye’de yer alan yerel seçimlerin bir genel seçim havasında ve çok gergin geçtiğini, AK Parti’nin seçim başarısının tartışılmaz düzeyde olduğunu söyleyen Talat, bundan sonra gerginlikten uzak bir barış ortamının Kıbrıs’a da yarayacağını ifade etti. Bunun dışında bir yorumda bulunmasının doğru olmayacağına işaret eden Talat, “Her ülke kendi siyasi yaşamı ile var olur ve demokrasi çerçevesinde olduğu sürece de o ülke halkını ilgilendirir” dedi.

IRKÇILIK

Talat, ırkçılığın Rum tarafında suç olup olmadığını bilmediğini, ancak bütün Avrupa’da ve çağdaş dünyada ciddi bir suç olduğunu söyledi. Almanya’yı örnek gösteren Talat, ırkçılığın zaman zaman hortladığını, ama derhal cezalandırıldığını, Nazi kalıntılarıyla savaşıldığını söyledi.

Irkçı olmanın, ırkçı propaganda yapmanın, demokratik hak kapsamında değerlendirilemeyeceğini söyleyen Talat, Rum Başsavcı’nın silah eğitimi yapan ELAM hakkında, “evet suç olabilir ama bu defalık kovuşturma yapmıyorum” yaklaşımı gösterdiğini belirtti.

“BELLO TURKKO”, “KÖPEK GAVUR”...

İkinci Cumhurbaşkanı Talat, “Bello Turkko”, “Köpek gavur” gibi isnatların, ırkçı örgüt ve eylemlerin, Kıbrıs sorunu çözülürken yasaklanması ve ciddi suç kapsamına alınmasının çözümün yaşayabilirliği açısından şart olduğunu kaydetti.

Bunların görüşmelerde ele alınmaması halinde ciddi zafiyet doğabileceğini söyleyen Talat, geçmişte Larnaka’da meydana gelen olayları hatırlattı ve örneğin Apoel futbol kulübünün yakınındaki trafik ışıklarının Kıbrıslı Türkler için kabusa döndüğünü ve bu durumun hala devam ettiğini, önlem alınmadığını ifade etti.

HRİSOSTOMOS’UN ARAMASI

Limasol’daki olayın ardından Türkiye’den, KKTC’den ve Rum tarafından çok sayıda insanın kendisini aradığını belirten Talat, bunlar arasında Başpiskopos Hrisostomos’un da olduğunu anlattı. Hrisostomos’un sempati ve sevgilerini ifade ettiğini ve bunu yazılı olarak da ilettiğini belirten Talat, bu yaklaşımı barış kültürü oluşturmak için anlamlı bulduğunu söyledi.

Talat, “Türkiye’den Cemil Çiçek, Ahmet Davutoğlu, Beşir Atalay; birçok siyaset, sendika, sivil toplum ve basın mensubunun yanı sıra tanıdıklarım da telefon etti. Kıbrıs’tan da Cumhurbaşkanı Eroğlu, Anastasiades, Hristofyas ve yine siyaset ve sivil toplum dünyasından insanların telefon ve ziyaret trafiği halen devam ediyor” dedi.

İKİNCİL DÜZEY

“Görüşmelerin ikincil düzeye indirilmesini” eleştiren Talat, bu duruma ilk günden karşı çıktığını söyledi.

Müzakerelerin sonuç getirmesi için öncelikle liderlerin görüşmeleri gerektiğini söyleyen Talat, “müzakereci adı altında temsilcilerin müzakere etmesinin süreci çok fazla uzatacağını, üstelik görevi müzakere etmek olan temsilcinin dünyayı gezdiğini” kaydederek, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun ise örgütleri kabul etmekle meşgul olduğunu iddia etti. Talat, “Türk tarafının pozisyonunu dünyaya anlatacak müzakereci dışında kimse yok mu?” diye sordu. Bu sayede Anastasiades’in rahatladığını öne süren Talat, sürecin uzadıkça uzayacağını savundu.

NAMİ

Talat, Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin bu konuda yapması gerekeni yapmaya çalıştığını, çünkü sorunun çözümünü istediğini ifade etti.

“Kendisi talep ettiğine göre Dışişleri Bakanı’nın görüşmelerin mutfağında olması gerektiğini” söyleyen Talat, “Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun bunu reddetme hakkı olmadığını, çünkü hükümetin de halkın iradesiyle görev başında olduğunu, üstelik de halkın en yeni iradesini temsil ettiğini” anlattı.

Görüşmeci ile Dışişleri Bakanlığı arasında iyi bir koordinasyon kurulması gerektiğini kaydeden Talat, dış temasların Dışişleri Bakanlığı çerçevesinde olması gerektiğini, her şeyi bir kişinin üstüne yüklemenin yanlış olduğunu söyledi.

Kendisinin bu konudaki eleştirisinin yönteme ilişkin olduğunu belirten Talat, “Nami’nin, çözüm isteyen birisi olarak görüşme heyetinde yer almayı istemesinin son derece meşru olmasına rağmen sadece mutfakta yer almak istediğini” hatırlattı.

“Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun buradaki önemli görüşmeleri yanı sıra Türkiye’ye gittiğinde bile Dışişleri Bakanı’nı heyetine dahil etmediğini” söyleyen Talat, bunun normal bir davranış olmadığını ve nedeninin fikir ayrılığı olduğunu savundu.

ÇÖZÜM KONUSUNDA KUŞKULAR

“Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun çözüm karşısında kuşkulu olduğunu” savunan 2. Cumhurbaşkanı Talat, “sıkıntının Eroğlu’nun sürece canı gönülden sarılmaması olduğunu” öne sürdü. Talat, “Eroğlu’nu kuşkulu kılanın, egemenlik konusunda daha önce ifade ettiği hususlar, KKTC’nin yaşatılması ve adanın birleşmesi gibi konular olduğunu düşündüğünü” söyledi.

ESAS OLAN

Bir başka soru üzerine Talat, dış güçlerin samimiyeti yerine Kıbrıs Türk tarafının yapacaklarının önemli olduğunu belirtti ve “Esas olan burasıdır” dedi.

GÜVEN YARATICI ÖNLEMLER

Bazı terimler üzerinde bile her iki tarafta farklı algılamalar olduğunu söyleyen Talat, güven yaratıcı önlemlere bunlardan başlanması gerektiği üzerinde durdu.

“Birbirimizin dilini anlamalıyız” diyen Talat, karşılıklı olarak yapılması gereken dil eğitimi üzerindeki görüşlerini yineledi.

Eğitimde müfredat uyumuna şimdiden başlanabileceğini belirten 2. Cumhurbaşkanı, bunun geçmişte Rum tarafına önerildiğini ancak kabul görmediğini, fakat şimdi kabul edilebileceğini kaydetti.

Talat, “okullara karşılıklı olarak öğrenci gönderilebileceğini” söyleyerek, “böylelikle fanatizmin de giderek ortadan kalkacağını” savundu.

Lokmacı ve Yeşilırmak kapılarının; temas ederek, görüşerek açılmasının güven yaratıcı önlem kapsamında olduğunu belirten Talat, kayıpların bulunması konusunu da bu çerçevede değerlendirdi.

Şimdiki durumda Rum toplumunun bir değişim yaşadığını belirten Talat, bu değişimin çözüme yönelik olduğunu ve güven yaratıcı adımlar konusunda zeminin oluşmakta olduğunu öne sürdü.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.