Geçtiğimiz Pazartesi günü TAŞEL'in yüzde 33 kamu iştirakli kurum olduğunu reddetmesi ve işçilerin bu kapsamda hakkı olan hayat pahalılığı ödeneğinin devlette uygulandığı şekliyle uygulamaması nedeniyle başlatılan grevle ilgili olarak DEV-İŞ profesyoneli Hasan Yıkıcı, dün akşam kişisel Sosyal Medya hesabından yaptığı açıklamayla %33'lük iştirak payının kamudan sökülüp alınmasının tamamen özelleştirme olduğunu kaydetti.

Yıkıcı'nın açıklaması şöyle:

TAŞEL'deki süresiz grev yarın üçüncü gününe girecek. Ne %33 iştirak payı olan devletten ne de şirket tarafından bir adım yok! Buradaki mesele salt bir hayat pahalılığının uygulanmaması meselesi değil. Şirket tarafından hayat pahalılığı üzerinden halka ait olan %33'ün kamudan sökülüp alınması, yani tamamen özelleştirmedir! Şirketin bu süreci başlatma noktası da zaten %33'lük devlet iştirak payının reddi üzerindendi. DEV-İŞ'in mücadelesi ve TAŞEL grevinin anlamı da burada önem kazanıyor. Mesele sadece hayat pahalılığı meselesi değil, son yıllarda ülkemizi kasıp kavuran özelleştirme dalgasının bir uğrağına karşı direniş meselesidir. Bu anlamda bu mücadele DEV-İŞ'in olduğu kadar özelleştirmeye karşı mücadele edenlerin, özelleştirmeden mağdur olanların ve ileride de özelleştirme dalgasıyla yüz yüze gelecek olanların mücadelesidir!

Devlet, ülkede en fazla kar eden kurumlardan biri olan, ihracat şampiyonu dahi olmayı başarmış TAŞEL'de, %33'lük kamunun ve kendi haklarını savunmuyor! Şirket maksimum özelleştirmeden başka bir şey demiyor! TAŞEL emekçileri ise sadece kendi hakları için değil, %33'lük kamu iştirak payına da sahip çıkıyor!

KTHY, ETİ, DAİ-DAK gibi kurumlarımız özelleştirme dalgası ile elimizden sökülüp alındığı zamanlarda, TAŞEL'deki grev ve direnişi de bu dalganın bir uğrağı olarak algılamak ve direnişimizi de bu zeminden kurmalıyız.

TAŞEL işçisi direniyor! Sadece kendisi için değil, Kıbrıslı Türklere ait olan %33 için de direniyor. Bu direniş sadece TAŞEL işçisinin değil, tüm halkın katılması gereken bir direniştir!