1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. TAŞKENT AĞLIYOR
TAŞKENT AĞLIYOR

TAŞKENT AĞLIYOR

TAŞKENT AĞLIYOR

A+A-

Bugünkü saltanatı şehitlerimize borçlu olduğumuzu ne çabuk unuttuk...

Melin DOBRAN
 
Kıbrıs’ta en büyük katliamın yaşadığı köydür Taşkent...  Eski adıyla Dohni... Bu köyün 9 yaşın üzerindeki  erkekleri 1974 yılında Rumlar tarafından toplanmış ve katledilmişti... Geride kalan gözü yaşlı kadınlar ve bebekler kuzeye getirilmişti... Katledilen insanlarımızın kemikleri yıllar sonra bulunmuş ve şimdiki Taşkent’e bir yıl önce şehitlik yapılmıştı...
Şehitliğin açılışında olduğu gibi dün de katliamın 41’inci yılı münasebetiyle düzenlenen anma törenine ne iktidar, ne de muhalefetten herhangi bir siyasinin, devlet ve hükümet yetkililerinin katılmaması, köy halkını bir kez daha acılara boğdu... Diyalog muhabirine konuşan köy muhtarı Durmuş Aşan, yaşanan bu durumu şehitlere karşı büyük bir saygısızlık olarak nitelediklerini söyledi.
1974’teki katliam sırasında eşini, 4 evladını ve kardeşini kaybeden ve halen Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde tedavi gören 90 yaşındaki Sultan Karakaderli ise, devletin vefasızlığı karşısında yüreğinin yandığını söylüyor... Taşkent Muhtarı Durmuş Aşandır, “Bu şehitlerimize karşı yapılan en büyük saygısızlıktır. Şehitlerimize önem göstermemek hiçbir mantığa sığmıyor” diyerek öfkesini dile getirdi. 

 

84 kişi katledildi…
Taşkent’teki törende konuşan Aşandır, 14 Ağustos 1974'te Rumların Taşkent ve Terazi köyünde 84 kardeşlerini katlettiğini ifade ederek, şehitlerin 42 tanesinin köye defnedildiğini belirtti ve geri kalan şehitlerin de DNA testlerinin bir an önce tamamlanarak bu şehitliğe defnedilmesini istedi.
Anavatan Türkiye’nin desteğiyle yapılan şehitliğin personel ihtiyacı bulunduğunu ifade eden Aşandır, bu görevin gönüllüler tarafından yapıldığını söyledi ve şehitliğin bakımı için bir personel istedi.
Aşandır, Taşkent şehitlerinini anılmasının devlet töreni olmaktan çıkarıldığını da ifade ederek, bunun değiştirilmesini ve Taşkent Şehitlerinin devlet töreniyle anılmasını talep etti.
Diyalog’a konuşan bölge sakinleri, şehitleri anma törenine katılmayan devlet büyüklerini şiddetle kınadığını belirtti.


 

Taşkentliler ne dedi…
 
Durmuş Aşandır: Yerel tören yapılacak denildi.
Bölgedeki şehitlik 1 yıl önce yapıldı ve ilk tören yapıldığı zaman hiçbir devlet büyüğü katılmadı. Ben o gün konuşmamda dedim ki ‘mademki devlet büyüklerinin şehitlere saygısı bu kadardır ve bir saat anmak için ayıracak zamanları yoktur, bundan sonra gelmesinler. Hiçbir siyasi parti de gelmesin, bir tek oy için geleceklerse de gelmesinler.’ Ertesi sene büyükelçimiz de dâhil olmak üzere cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekilleri ve bakanların hemen hemen tümü gelmişti. O yıl yerel tören yapılmıştı. Yaklaşık 10 yıl önce bakanlar kurulu kararıyla devlet töreninden bazı şehitlikler çıkarıldı. Geçen sene cenazeleri defnederken, dışişleri bakanlığı protokol müdürlüğünden bize sözlü olarak bilgi verildi. Bundan böyle Taşkent şehitleri devlet töreni ile anılacak diye. Biz öyle biliyorduk. 4 gün önce kaymakamlığa gittiğimde ‘yerel törenle anılacak’ dediler. Kaymakamlığın kimlere davetiye gönderdiğini bilmiyorum. 

 

“Büyükelçilik unutulduk mu diye sordu”
Büyükelçilikten dün aradılar, ‘unutulduk mu yoksa davetiye mi ulaşmadı?’ diye. Onlardan devlet adına özür diledik. Şehitliği yapmakta en büyük etken TC yardım heyeti ve TC elçiliğinin büyük katkısını gördük. Anma törenine devlet büyüklerinden kimse katılmadı. 

 

“Yemeli içmeli törende en öndeler…”
Yemeli içmeli törenlere hepsi de en önde gidiyor, katlı kravatlı kendilerini göstere göstere. Şehitlerimize 1 saat kadar ayıracak vakitleri olmadığı için hepsini protesto ediyorum. Bugün oturdukları koltuklar bu şehitler sayesindedir. Aldıkları maaşlar bile bu şehitlerin sayesindedir. Şehitlerimize bu kadar önem göstermemek hiçbir mantığa sığmıyor.”

 

Kazım Makinistoğulları: Babam ve 3 kardeşim şehit…
“Benim 1974’teki olaylarda babam ve 3 kardeşim şehit düştü. Daha önce doğru dürüst bir şehitliğimiz yoktu. Daha iyi ilgi vardı. Bize teslim edilen şehitlerimizin kemiklerini geçen yıl bu tarihte 34 tanesini defin yapmıştık. Büyük bir katılım olmuştu. Bize o dönemde verilen vaatlerde, ‘artık Taşkent şehitleri devlet töreni ile anılacaktır, bundan böyle organizeleri artık siz yapmayacaksınız, devlet ve enformasyon dairesi şehitleri anma günü organizasyonlarını yapacak’ denmişti. Biz dün bir duyum aldık ki devlet büyüklerinin hiçbirine ne bir davet ne de bir duyuru yapılmadı diye. 

 

“Şehitlere yapılan saygısızlığı kabul edemeyiz”
Artık Taşkent şehitlerini anma devlet töreni ile değil yerel bir organizasyonla yapılacak diye muhtara bir iki gün önce bildirilmiş. Dolayısıyla orada devlet büyüklerinden hiçbirinin olmayışı, bir tek bölge kaymakamımızın bir de eski bakanlardan bir kişinin orada bulunmasının haricinden kimse yoktu. Köylüde gerçekten büyük bir moralsizlik ve çöküntü oldu. Tören 10 dakikada bitti zaten. Herkes yüzü asık, morali bozuk bir şekilde oradan ayrıldı. Tüm köy ve halkımız bu olayı protestolara vardırmıştır. Arkası da gelecektir. Şehitlerimize yapılan bu saygısızlığı kabul edemeyiz.”

 

Sultan Nene çok üzülüyor…
Tam 41 yıl önce kardeşini, eşini ve 4 oğlunu şehit veren 90 yaşındaki Taşkentli Sultan Karakaderli, şu an Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Kardiyoloji Servisi’nde tedavi görüyor. Sultan ninenin yaşadığı evin durumu içler acısı. Duvarlarda derin çatlaklar var ve sıvalar dökülmüş durumda. 1974’ten beridir kaybettiği yakınlarını sayıklayan Karakaderli’nin acısı her yıl tazeleniyor. Diyalog’a konuşan Karakaderli’nin kızı Meryem 
Kaşifoğulları, şunları kaydetti, “Bu konuda içim çok doludur. Annem çok üzülüyor. 41 seneden beridir şehit verdiği kardeşini, eşini ve 4 oğlunu sayıklıyor. 

 

“Babamı ve kardeşlerimi sayıklıyor…”
Şu an neredeyse ölüm döşeğindedir. Bütün gece onları sayıklıyor. Babama çağırıyor, kardeşlerimi gördüğünü söylüyor. Onlara hasretiz. Annemle 41 sene boyunca kimse ilgilenmedi. Gelip halini hatırını sormadı. Annem ölüp gidiyor. 90 yaşındadır. Babamı, dayımı, 4 kardeşimi, teyze ve halaoğullarını kaybettim. Biz çok şehit veren ailelerden biriyiz. Hepsinin acısını her gün yaşıyoruz. Devletin anneme biraz daha ilgi göstermesi gerekiyor. Annem eski bir evin içinde yaşıyor. Hayvanı bağlasanız durmaz. Yıkık döküktür. Oy istemeye gelince tamam diyorlar işleri bitince, hatırlamıyorlar bile.”

 

“Annemizi yaşatmaya çalışıyoruz”
Sultan Karakaderli’nin oğlu Mustafa Kaşifoğulları, bütün köylünün, yabancıların ve kaymakamın törene katıldığını fakat hiçbir bakan ve milletvekilinin katılmadığını söyledi. 1974 yılındaki hadiselerin gerçekleştiği sırada Kıbrıs’ta bulunmadığını belirten Kaşifoğulları, hadiselerden 5 yıl önce Londra’ya gittiğini dile getirdi. Kaşifoğulları, “Annem benim evimin karşısındaki evde oturuyor. Kardeşlerimle birlikte annemizi yaşatmaya çalışıyoruz. Ev deseniz başına yıkılacak durumda. Elimizden geldiğince evin dışı için tamirat yaptık. Devletten aldığı maaşı vardır. Bizim yardımımızla geçinmesini sağlıyoruz” dedi.
Diyalog
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.