1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. ''TAZMİNATI SAVAŞI ÇIKARANLAR ÖDER''
''TAZMİNATI SAVAŞI ÇIKARANLAR ÖDER''

''TAZMİNATI SAVAŞI ÇIKARANLAR ÖDER''

Ertuğ: "Cumhurbaşkanının açıklamalarının altı doldurulmalı"

A+A-

Ertuğ, Türk tarafında yaratılan olumlu bir hava olduğuna dikkat çekerek Cumhurbaşkanının açıklamalarının, altının doldurulması gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanlığı Eski Sözcüsü Osman Ertuğ, Türk tarafında yaratılan olumlu bir hava olduğuna dikkat çekerek Cumhurbaşkanının açıklamalarının, altının doldurulması gerektiğini belirtti. 

Mülkiyet konusunun bireysele indirgenmesinin iki kesimliliği sulandıracağına işaret eden Ertuğ, önemli uyarılarda bulundu. Ertuğ, olası bir tazminat konusunda bunun Türkiye’nin ödemesi gerektiği yönünde görüş beyan edenlerin yanlış bir tavır içerisinde olduğuna atıfta bulunarak, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın geçtiğimiz hafta düzenlediği basın toplantısında yaptığı birçok açıklamanın da son derece önemli olduğunu ifade etti. 

Tüm dünyada tazminatların, savaşı çıkaranlar tarafından ödendiğinin altını çizen Ertuğ, savaşı Türklerin çıkarmamasına rağmen, tazminat ödemeyi kabul ettiklerine işaret etti. Mülkiyet konusunda Türk tarafının kısıtlı iade, takas ve tazminat talebinin o dönem, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nce de takdir alan bir açılım olduğunu hatırlatan Ertuğ, şimdilerde bunun bireysele indirilmeye çalışmasının ise tehlikeli olduğunu belirtti. ADA TV’de Günaydın Ada programına konuk olan Cumhurbaşkanlığı Eski Sözcüsü Osman Ertuğ, garantörlerin olmadığı ortamda garantörlüğün tartışılamayacağını ve güvenliğin garantilerin baki kalması demek olduğunu da sözlerine ekledi. 

“İKİ KESİMLİLİK ÇÖZÜLÜR” 

Mülkiyet konusunun geçmiş dönemde de yönetim ve güç paylaşımı başlığıyla beraber ele alınmasının konuşulduğunu belirten Ertuğ, şimdilerde yaşanılan tartışmaların bu anlamda bir sıkıntı yaratmadığını söyledi. Yine Cumhurbaşkanı Akıncı’nın geçtiğimiz hafta düzenlediği basın toplantısında yaptığı birçok açıklamanın da son derece önemli olduğunu belirten Ertuğ, bu açıklamaların altının doldurulmasının şart olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: 

“İki kesimli, iki toplumlu federasyon sayın Cumhurbaşkanı eşitlik güvenlikten taviz verilmeyeceği mesajını verdi. Bunlar çok yerinde mesajlar fakat bunların altının doldurulması gerekiyor. Bu özgürlüğü ve eşitliği pratik hayata nasıl geçireceksiniz. İşte bu noktada bir takım söylemler ışığında insanlar belirli tepkiler vermeye başladı. Örneğin garantiler konusundaki bizce çünkü daha neyin garanti edileceği belli olmadı tartışma konusu şu an değil. Garantörlerin olmadığı ortamda garantörlük tartışılamaz. Güvenlik demek garantilerin baki kalması demektir” 

“ANNAN PLANI’NDAN FARKLI” 

Mülkiyet konusunda Türk tarafının kısıtlı iade, takas ve tazminat talebinin o dönem Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nce de takdir alan bir açılım olduğunu hatırlatan Ertuğ, şimdilerde bunun bireysele indirilmeye çalışmasının ise tehlikeli olduğunu belirtti. Bunun geri dönüşü beraberinde getireceğine vurgu yapan Ertuğ, iki kesimliliğin de bu sayede sulanacağını öne sürerek şunları kaydetti: 

“Bu tür toplu yer değiştirme olduktan sonra iki toplumlu ve iki kesimli federasyonun çözülmesi demektir. Kıbrıslı Türk birey ile Kıbrıslı Rum arasında çatışma değildir. Bu soruna saf hukuki mesele olarak bakılmamalı. İnsani boyutlar var fakat birincil önem taşıyan konu iki kesimlilik bunun sağlayacağı kalıcı barış, siyasi eşitlik ve bunun yaratacağı düzen içerisinde bireylerin haklarının düzenlenmesidir.” 

Tartışılmaya başlanılan özel bölgelerinde iki kesimliliğe darbe vuracağını söyleyen Ertuğ, kantonal sistemle ilgili şunları açıkladı:

“Bunun tartışması geçmişte de yapıldı. Özel belgeler iki kesimliliği sulandırır ve hatta ortadan kaldırır. Burada özel bölge şu özel bölge. O özel insanlara verilen özel haklar. Bu kantonal sistemdir” 

“KOŞULLAR YERİNE GETİRİLMELİ” 

İçerisinde bulunduğumuz süreci Annan Planı’ndan farklı bir süreç olarak yorumlayan Ertuğ, “günün sonunda nasılsa halk karar verecek” yaklaşımı sergileyenleri de eleştirdi: 

Liderlerin ve ekiplerinin çok önemli sorumluluğu vardır. Bu süreç Annan Planı’ndan farklı olarak direk referanduma götürürdü ama liderlerin üzerinde anlaşmaya varmasıdır. Bir hakimlik ara buluculuk yapsın durumu yoktur. Rum tarafı onları kabul etmiyor. Liderlerin üzerinden mutabakata varacağı anlaşma halka referanduma götürülecek. Liderlere önemli sorun düşüyor ve cumhurbaşkanı bilincindedir. Bu sorumluluğun gerektirdiği bütün koşulların yerine getirilmeli diye düşünüyorum.” 

“BU BİR BM SÜRECİDİR” 

Ertuğ, “Avrupa Birliği’nin sürece dahil edilmesi olumlu bir adım olur mu” sorusunu şöyle yanıtladı: 

“Bu bir ana süreçtir. Tabi bunu söylemek kafi mi? BM sürecidir ama AB bunun şurasındadır gibi tartışmalar olmamalı. Kıbrıs Rum tarafı biraz bizim tarafı provoke etmek istiyor.” 

“TÜM DÜNYADA BUNU SAVAŞI ÇIKARANLAR ÖDER” 

Yine olası bir tazminat konusunda bunu, Türkiye’nin ödemesi gerektiği yönünde görüş beyan edenlerin yanlış bir tavır içerisinde olduğuna atıfta bulunan Ertuğ, sözlerini şöyle tamamladı: 

“Tazminat çok alttan almakla, fazla yol kat edemeyiz. Tazminatı savaşı çıkaranlar öder, genel kural budur. Savaşı çıkarmamamıza rağmen, tazminat ödemeyi kabul ediyoruz. Türkiye neden bu tazminatı ödesin ki? Bunu ödemenin başka yollarının bulunması lazımdır. Mülk üzerine ödenmesi gereken tazminat olarak bakılırsa, son derece yanıltıcıdır. Yıllarca bütçeden dışlanmış ve uluslararası faaliyetlerce engellenmiş Kıbrıs Türk halkı vardır.”

Etiketler :
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.