Kıbrıs’ın kuzeyinde dün yine bir kadın cinayetine tanık olduk. Bugüne dek erkek şiddeti neticesinde hayatını kaybeden, yaralanan ya da psikolojik olarak yıkıma maruz kalan birçok kadın hikâyesinin bilincindeyiz. Geçmişte olduğu gibi bugün de devletin, kadına yönelik erkek şiddetinin ortadan kaldırılması için attığı adımların yetersiz olduğunu düşünüyoruz. Yasal anlamda hayata geçirilen kimi kazanımların, somut karşılığını görebilmiş değiliz. 2014 yılında geçirilen Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi Yasası’nda öngörülen sığınma evi, cinsiyet odak noktaları, hastane ve poliste özel şiddet birimleri, alo yardım hattı kurulması gibi düzenlemeler, yasa metni içerisinde sıkışıp kaldı. Gözle görülür bir gelişme yaşanmadı. Erkek şiddeti ile mücadele ederken önleyici adımların atılması için, bahsi geçen mekanizmaların en kısa zamanda işlevsel hâle getirilmesi gerekir. Aksi takdirde devlet yetkililerinin her kadın cinayeti arkasından, “bu memleketimizin büyük bir sorunu, en kısa zamanda gereken yapılacaktır” şeklindeki açıklamaları, bizim için hiçbir anlam ifade etmeyecektir.

Bir kadının öldürülmesi sadece iki kişi arasında yaşanan alelade bir sorun değildir. Her kadın cinayetinin, politik temelleri vardır. Yasal düzenlemelere ek olarak erkek egemen sistem, içerisinde barındırdığı eşitsizlik ve adaletsizlikler neticesinde erkek şiddetini normalleştirmektedir. Bu noktada gerek eğitim alanında gerekse toplumsal algının dönüştürülmesi noktasında çalışmalar yapmak çok önemlidir. Erkek şiddetini yeniden üreten okullar ve askeri birliklere dönük atılması gereken adımlar vardır. Birçok cinayette sanık konumunda olan bireylerin, asker ya da polis olması bir tesadüf değildir.

Bu noktada:
• Kadının insan haklarına duyarlı bireyler yetiştirmek için eğitim kurumlarında toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten dersler verilmesi,
• Silahsızlanmaya dönük barış çalışmaları yapılması,
• Egemen erkek öğeleri üreten zorunlu askerlik gibi hususların tartışmaya açılması ve vicdani ret hakkının tanınması,
• Devletin erkek şiddeti ile mücadele ederken bu alanda çalışan sivil toplum örgütleri ile istişare içerisinde olması,
•  Bir kadının ölümüne daha fırsat vermeden sığınma evinin hayata geçirilmesi,
• Bütçe görüşmeleri içerisinde şiddete maruz kalan kadınların adli yardımdan yararlanması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Kadına yönelik erkek şiddeti, cinsiyetler arası eşitsiz güç ilişkisine dayalı bir düzenden kaynaklanır. Eşitlik ve adalet sağlandığı noktada kadın cinayetleri son bulacaktır. Bunun dışında dile getirilen tüm sebepler, yaşanan şiddeti normalleştirir. Buna izin vermeyecek ve erkek şiddetinin ortadan kalkması için mücadele edeceğiz.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu
KTÖS, FEMA, Feminist Öğretmen İnsiyatifi, Kıbrıs Dem Genç Kadın, Kuir Kıbrıs, Envision Diversity, YKP Fem, CTP Kadın Örgütü, TDP Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, MHD, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, BKP Kadın Meclisi, DAÜ SEN, Daü Bir Sen, Tabipler Odası, MAGEM, MAKAMER, Mesarya Kadın İnsiyatifi.