CUMHURBAŞKANI EROĞLU, RUM YÖNETİMİ BAŞKANI ANASTASİADİS, MÜZAKERECİLER VE MÜZAKERE GRUPLARIYLA AYRI AYRI GÖRÜŞECEK

EROĞLU VE ANASTASİADİS GÖRÜŞMESİ 8 EYLÜL’DE, EIDE’NİN DE KATILIMIYLA GERÇEKLEŞEBİLİR

MÜZAKERELER KONUSUNDA ANASTASİADİS’E ELEŞTİRİ BOMBARDIMANI

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin 5-8 Eylül’de Ada’ya geleceği ve aynı gün Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le görüşeceği haber verildi.

Politis “Ayrı Değerlendirmeler... Eide Bilgi Almak ve Durumu Değerlendirmek Üzere Geliyor” başlıklı haberinde, güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere dayanarak Eide’yi taşıyan uçağın 5 Eylül Cuma günü akşamüzeri Larnaka Havaalanı’na ineceğini yazdı.

Habere göre aynı gün saat 18.00’de Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le görüşecek olan Eide, daha sonra KKTC’ye gelecek ve saat 19.30’da Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile bir araya gelecek.

Norveçli diplomat Eide ile Cuma günü görüşeceğini dün Konferans Merkezi’ni ziyareti sırasında doğrulayan Anastasiadis, “Usulün -sunulan öneriler aracılığıyla- bir çıkmaza sürüklenmemiz için bahane olmadığı söylemlerinde samimiyse öteki tarafın da duyarlılık göstereceğini umuyorum” dedi.

Gazete Eide’nin Ada’daki temaslarına hafta sonu da devam edeceğini belirterek Cumartesi günü Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay ve Rum müzakereci Andreas Mavroyannis’le ayrı ayrı görüşeceğini; ara bölgeyi ziyaret ederek BM Barış Gücü’nün operasyonel konuları ve faaliyetleri ile ilgili bilgi alacağını yazdı.

Habere göre Genel Sekreter’in yeni Özel Danışmanı Eide, Pazartesi günü iki tarafın müzakerecileriyle yeniden ayrı ayrı görüşecek ancak bu kez görüşmelere iki tarafın müzakere heyetleri de katılacak. Eide BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi 5 ülkenin Güney Kıbrıs’taki büyükelçileriyle de temas edecek.

Gazete Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 2 Eylül Pazartesi günü gerçekleşmesi gereken görüşmelerinin ertelenmesinin arkasında yatan sebebin Kıbrıs müzakerelerinde gözlemlenmekte olan durgunluk, özellikle de Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC ziyaretinin “liderler görüşmesinde belirsizlik havası yaratacak olması olduğunu” savundu, şunları ekledi:

“Şu anda Kıbrıs Rum tarafının, Anastasiadis’in önerdiği ‘üç yönlü görüş birlikleri/yakınlaşmalarla’ ilgili kendi versiyonunu sunmadan önce her iki tarafın belirlemesini bekliyor. Çünkü Kıbrıs Türk tarafı, görüş birliklerinde anlaşma olmadan ‘al-ver’in başlaması için yol haritasında anlaşmaya varılması önerisini sunmayı tercih ediyor.

Eide’nin, böyle bir şey yapması olanağının olup olmadığı bilinmemesine karşın çıkmazı,  sağlamlaşmadan önce kırmaya çalışması bekleniyor. Diplomatik kaynakların işaret ettiğine göre Norveçli diplomat ziyareti sırasında Kıbrıs sorununa ilişkin çabalara daha çok müdahil olan ABD ve İngiltere’nin büyükelçiliklerinden yetkililerle ayrı ayrı görüşecek.”

EROĞLU VE ANASTASİADİS GÖRÜŞMESİ 8 EYLÜL’DE, EIDE’NİN DE KATILIMIYLA GERÇEKLEŞEBİLİR

Haravgi “Şu An Dikkatler Eide’nin Gelişinde... Eroğlu-Anastasiadis Görüşmesi Muhtemelen Pazartesi, Erdoğan’ın Açıklamalarının Ağır Gölgesinde” başlıklı haberinde diplomatik kaynaklara işaret ederek Cumhurbaşkanı Eroğlu ve Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in 2 Eylül olarak planlanan görüşmesinin 8 Eylül Pazartesi günü, Eide’nin de katılımıyla gerçekleşmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu yazdı.

İki tarafın usul üzerinde anlaşabilmesi halinde bu liderler görüşmenin, müzakerelerin üçüncü aşamaya; al-ver aşamasına geçmesine damgasını vurmasına çalışıldığını belirten gazete, özetle şöyle devam etti:

“Öğrendiğimize göre Ulusal Konsey’de bu yönde bir anlaşma olmamasına karşın Kıbrıs Rum tarafı usul konusunda anlaşmaya hazırdır. Kıbrıs sorununun kritik aşaması arifesinde Ulusal Konsey’in birkaç gün sürecek toplantısında, Eylül 2009 açıklamasında belirlenen çözüm çerçevesini en azından teyit etmesi bekleniyor. Özellikle Erdoğan’ın ziyareti sırasında yaptığı açıklamalardan sonra olgular bu yönde baskı yapıyor.

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu Erdoğan’ın iki bölgeli, iki toplumlu federasyondan hiç söz etmediği, bilinen, kabul edilemez Türk tezlerini tekrarladığı gözlemini ortaya koydu.  ‘Türk Cumhurbaşkanı işgal bölgelerinin Türkiye’ye artan bağımlılığına vurgu yaptı. Bu Kıbrıs Türk toplumunun çözüm teşviklerini kısıtlayan ve ayrı yaşama hedefine hizmet eden bir şeydir’ dedi, şöyle konuştu:

MÜZAKERELER KONUSUNDA ANASTASİADİS’E ELEŞTİRİ BOMBARDIMANI

‘Kritik gelişmeler arifesinde Başkan Anastasiadis’in şu ana kadarki, Ortak Açıklama’yı Talat-Hristofyas ortak açıklamalarının da gerisine çeken, tezler arasındaki uçurumu genişleten ve Eroğlu’na görüş birliklerini reddedenin Rum tarafı olduğunu söyleme fırsatı veren gidişatından ders alınması şarttır. Bir noktada özlü müzakereler başlayacak ve Başkan Anastasiadis’in, sıfırdan müzakerenin matematiksel olarak çıkmaza ve bizim tarafa da sorumluluk yüklenmesine yol açacağının farkına varmalıdır.’

Fileleftheros “Erdoğan’a Saldırı Anastasiadis’e Eleştiri” başlıklı haberinde Rum siyasi partilerinin KKTC ziyareti sırasında söylediklerinden dolayı TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırı açıklamalarını sürdürdüklerini, Erdoğan’ın Kıbrıs sorunuyla ilgili söylemleri nedeniyle de Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’i müzakereler konusunda eleştiri bombardımanına tuttuklarını yazdı.

Gazeteye göre DİKO, Anastasiadis’in Kıbrıs sorununda izlediği stratejinin başarısız olduğuna vurgu yaparken, EDEK, Rum yönetiminin ve Anastasiadis’in ılımlı tavrından kaygı belirtti ve Rum yönetimi acizlik, kararsızlık ve işlevsizlikle suçladı.

Ekologlar ve Çevreciler Hareketi “Kıbrıs’ta ve Yunanistan’daki bazı çevrelerin işlediği ‘iyi Erdoğan’ efsanesi yıkıldı. Güçlü dostlar (ABD gibi) efsanesi de çöktü. Maraş konusundaki Biden soğuk duşundan sonra Anastasiadis -şimdi sürekli açıklamaları ve mektup fiyaskosuyla- neden Erdoğan’ın seçilmesiyle Türkiye’nin tavrında değişiklik olacağı konusunda ümitlendirdiğini izah etmelidir” vurgusunu yaptı.

Vatandaşlar İttifakı da “Anastasiadis hükümetinin ABD’nin Türkiye’ye baskı yapacağı ümidinin tehlikeli bir saflık olduğu ortaya çıktı. Anastasiadis hükümetinin Türk kışkırtmalarına karşı gösterdiği müsamaha Kıbrıs Cumhuriyeti’ni küçük düşürüyor, Türk küstahlığını besliyor” görüşünü ortaya koydu.