1. HABERLER

  2. KIBRIS

  3. TEK AMAÇLARI İNSANCA YAŞAYABİLMEK
TEK AMAÇLARI İNSANCA YAŞAYABİLMEK

TEK AMAÇLARI İNSANCA YAŞAYABİLMEK

“Aylık kazandığımız 1800 TL ile ailemize yardım etmekte zorlanıyoruz”

A+A-

Yeni Bakış'tan Süreyya Özdemir'in haberine göre; Tek amaçları insanca yaşayabilmek

Deniz aşırı ülkelerden terör korkusu ya da ekonomik nedenlerden dolayı KKTC’ye çalışmak amacıyla gelen Filipin, Bangladeş, Pakistan, Sri Lanka ve Nijerya uyruklu işçilerin ülkedeki en büyük sıkıntısı, her kriminal olaydan sonra potansiyel suçlu görülmeleri ve emeklerinin karşılığını alamamaları. İşçiler, 6-7 Bin Euro ödeyerek geldikleri ülkede bulunma amaçlarının ailelerinin geçimini sağlamak olduğunu kaydetti ve kendilerine farklı gözle bakılmamasını istedi

Ülkelerindeki maddi manevi sıkıntılar nedeniyle  KKTC’ye çalışmaya gelen 3. Dünya ülkeleri vatandaşları, buradaki hayat şartlarının ciddi anlamda zor olduğunu belirttiler. KKTC’de  çeşitli işlerde çalıştıklarını ifade eden yabancı uyruklu işçiler, ülkelerindeki terör olayları nedeniyle hem canlarını kurtarmak hem de ailelerinin hayatını idame ettirebilmek amacıyla  ülkeye gelmek zorunda kaldıklarını belirttiler. İşçiler, ülkelerinden uzak bilmedikleri bir coğrafya ve kültürde yaşamak zorunda kalmalarının en büyük nedeninin ekonomik olduğunu vurguladılar. Yabancı uyruklu işçiler, Kıbrıs’a gelmelerinde işçi bulma şirketleri ve arkadaşlarının vesile olduğunu söylediler.  Türk lirasının kendi para birimleri karşısında daha değerli olduğunu belirten işçiler, “Geçinebilmek için KKTC’de çalışmaya mecburuz” dediler. İşçiler, KKTC’de artan suç oranlarının faturasının sürekli kendilerine kesilmesinden son derece rahatsız olduklarını dile getirerek, “3. dünya ülkeleri vatandaşlarının KKTC’de istenmediğini biliyoruz. Bunu insanların bize karşı tutumlarından rahatça anlayabiliyoruz. Özellikle birçok suç olayı karşısında parmaklar her zaman bizi gösteriyor. Bu tutumları gördükçe kendi ülkemize dönmek istiyoruz ama ülkemizin şartları burada kalıp çalışmak için bizi zorluyor. Orada bakmamız gereken ailelerimiz var.” şeklinde konuştular.

Yabancı uyruklu işçiler ne dedi?

“Yabancı uyruklular adaya şirketler ya da arkadaşları vesilesiyle geliyor”

“KKTC’yi tercih etmemizin en önemli sebeplerinden biri diğer ülkelere göre daha sakin ve bizim için iş imkânının olmasıdır. Kıbrıs’a gelmemizde genellikle 6 bin ya da 7  bin Euro karşılığında aracı olan şirketler ya da adada bulunan tanıdıklarımız vesile olmaktadır. Burada çalışan birçok 3. Dünya ülkesi vatandaşı daha öncelerde Dubai ve Arabistan’ı tercih etmekteydi ancak artık oralarda para kazanamadığımız için birçok yabancı uyruklu artık KKTC’yi tercih ediyor.”

“KKTC’de kazandığımız Türk lirası ülkemizin parasından daha değerli” 

“Bazı işverenler, bizleri ciddi anlamda hor görüyor. Burada çalışıp hakkımızı alamadığımız çok zaman oldu. Biz de kendi memleketimizde kalmak isterdik fakat şartlarından dolayı kalamadık. Kıbrıs’ta çalışmamızın en büyük nedeni, buranın parasının ülkemizde daha değerli olmasıdır. KKTC’de de bozulan ekonomi bizi de olumsuz etkiledi. Sürekli yakınlarımıza para gönderdiğimiz için bizim de elimizde avucumuzda bir şeyimiz kalmıyor.”

“Aylık kazandığımız 1800 TL ile ailemize yardım etmekte zorlanıyoruz”

“Genel olarak benimle birlikte arkadaşlarıma verilen ücret bin 800 TL, bu parayla artık ailemize yardım dahi edemiyoruz. Arkadaşlarımın çalıştığı birçok şirketin işçilerine ait kalacak yerleri yok dolayısıyla ev kiralamak zorunda kalıyoruz. Kiraladığımız evlerin fiyatları da ciddi anlamda çok yüksek. Kiranın üstüne bir de faturalar eklenince daha da mağdur oluyoruz.”

“Ülkede yaşanan birçok  suçta parmaklar her zaman bizi gösteriyor”

“3. dünya ülkeleri vatandaşlarının KKTC’de istenmediğini biliyoruz. Bunu insanların bize karşı takındığı tutumlardan rahatça anlayabiliyoruz. Özellikle birçok suçta parmaklar her zaman bizi gösteriyor. Bu tutumları gördükçe kendi ülkeme dönmek istiyorum ama ülkemizin şartları burada çalışmak için zorluyor. Orada bakmam gereken ailemi düşününce katlanmam gerektiğini anlıyorum.”

Ülkemizde yaşanan terör nedeniyle memleketimizden uzağız”

“Memleketlerimizden genellik iş imkânı olmamasından dolayı uzaklaşmanın yanında, bir de terör nedeniyle evimizden kaçmak zorunda kalıyoruz. Ülkemizde terörün bir türlü bitmemesi bizi ciddi anlamda rahatsız ediyor. Ülkemizdeki özellikle genç erkekleri içlerine çekmeleri ya da onlara katılmamız için bizleri tehdit ve huzursuz etmeleri nedeniyle  memleketimizden uzaklaşmaktan başka çare kalmıyor. Ailelerimizi, memleketimizi özlüyoruz fakat yaşayabilmek için para kazanmamız gerekmektedir. Buradaki iş yerlerinin birçoğu yabancı uyruklu vatandaşları eziyor. Hak ettiğimiz paraları vermiyorlar ya da hak ettiğimiz ücretten daha azını veriyorlar. Birçok arkadaşımız, bu ülkede çalışıp para kazanabilmek için biriktirdiği paranın hepsini yabancı uyrukluları getiren şirketlere veriyor. Buraya geldikten sonra da ağır şartlarda çalıştırılıyoruz, bazı şirketler de çalışma izinlerimizi bile yapmıyor. Bunun yanı sıra çoğu arkadaşımız dil sıkıntısı çekiyor ve bu ülkede anlaşılmamak bizleri ciddi anlamda üzüyor.”

“Çeşitli işler yapıyoruz”

“Bu ülkede, çeşitli işler yapıyoruz. Arkadaşlarımın kimisi boyacılık yapıyor, kimisi tamircilik veya marangozluk, inşaat işçiliği gibi işler yapıyor. Yaptığımız bütün işlerin de şartları oldukça ağır. Fakat ailemize yardım edebilmek için bu koşullara dayanmak zorundayız. Benim kaldığım şirket bize günde bir öğün yemek veriyor ve kalacak yer temin ediyor. Ancak bazı arkadaşlarımızın durumu hiç iyi değil. 

Özellikle bir şirkete bağlı olmadan dışarda çalışan arkadaşlarımızın hakları verilmiyor. İşverenler 6-7 milyarlık iş için kapora olarak 500 TL veriyor diğer parayı ise işi bittikten sonra vereceğini ifade ediyor. İşi bitiyoruz ve hakkımız olan parayı alamıyoruz. Burada çeşitli sıkıntılar yaşıyoruz ve bizlere sahip çıkan kimsenin olmaması da bizi ciddi anlamda üzüyor.”

“Sosyal hayatımız yok!”

“Pek bir sosyal yaşantımızın olduğunu söyleyemem, burada olmamızın asıl nedeni zaten para kazanıp ailemize yardım sağlayabilmektir. Zaten sürekli olarak çalışıyoruz. Yalnızca pazar günleri dinleniyoruz. Dinlendiğimiz bu günde de ya Girne kapısı’nda oturuyoruz ya da pazara gidip birkaç parça eşya alıyoruz.”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.