1. HABERLER

  2. EKONOMİ

  3. TL faizler kasıp kavuracak!
TL faizler kasıp kavuracak!

TL faizler kasıp kavuracak!

TL’den kaynaklı en küçük dalgalanma ekonomiyi ciddi etkiliyor

A+A-

Ekonomist Erdal Güryay, ülke ekonomisinin kırılganlığı ve hassaslığına neden olan en önemli konuların başında döviz kuru ve TL faiz oranları olduğunun altını çizerek, TL faiz oranlarının tavan yapması nedeni ile ciddi sıkıntıların kapıda olduğunu kaydetti.

Yeni Bakış Gazetesi’nden Özlem Çimendal’ın haberine göre; Ekonomik krizin derinden sarstığı KKTC’de Ticaret Odası’nın ardından Sanayi Odası’nın yaptığı indirimlere rağmen, alım gücü sıfırın da altına düşen halkın yüzü yine gülmedi. 

Konuyla ilgili Yeni Bakış’a değrelendirmelerde bulunan Ekonomist Erdal Güryay, ekonominin iyileştirilmesi için atılan indirim adımlarının olumlu bir girişim olmasına rağmen, geçici önlemler kapsamında olduğu için köklü çözüm getirmediği görüşünü dile getirdi.

 “Kampanyalar sonsuza kadar devam etmez”

Halkın alım gücünün dengelenmesi adına yapılan kampanyaların getirdiği yararların geçici değil, kalıcı olması için hükümetin belli bir program çerçevesinde çalışması gerektiğini anlatanGüryay, “Bu kampanyaların sonsuza kadar devam etmesi mümkün değildir” dedi.

TL faizlerinin tavan yapması, ciddi sıkıntıları getiriyor

Ülke ekonomisinin kırılganlığı ve hassaslığına neden olan en önemli konuların başında döviz kuru ve TL faiz oranları olduğunun altını çizen Güryay, TL faiz oranlarının tavan yapması nedeni ile ciddi sıkıntıların yaşandığını ifade etti.  Güryay, “Daha önceleri kur sorunu varken, şimdi faizler sorun olmaya başlayacak. Bu nedenle de hükümetin 2019 için çok net ön görüleri olması gerekmektedir. Gerek döviz kuru gerekse TL faizleri konusunda bir planlı program oluşturması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

TL’den kaynaklı en küçük dalgalanma ekonomiyi ciddi etkiliyor

KKTC ekonomisinin bir diğer önemli sorununun da siyasi tanınmamışlık ve kendi para birimi olmaması olduğuna dikkat çeken Güryay, TL kullanımından kaynaklı herhangi bir dalgalanmanın kat be kat ülke ekonomisine yansıması olduğunu dile getirdi. Güryay, ikinci önemli noktanın da küçük ve izole bir ada ülkesi olunması olduğuna dikkat çekerek, kaynak fakiri bir ülke olmanın da çok büyük bir dezavantaj olduğunu kaydetti.

İhtiyaç üretilemiyor, ithalata bağımlılık artıyor

Ülke ihtiyaçlarının birçoğunun üretiminin mümkün olmadığı bir tablonun da varlığının söz konusu olduğundan bahseden Güryay, bu nedenle de ithalata bağımlı bir yapıdan kurtulunamadığına dikkat çekti. Güryay, ithalata bağımlı bir yapının dövize bağımlı bir yapı olmak olduğu anlamına geldiğinin altını çizdi. Güryay, “Döviz ile ithalat yaptığımız sürece, TL’deki tüm dalgalanmalar da döviz üzerinden bize çok yüksek oranlarda yansımaya devam edecek” diye konuştu.

KKTC’nin ne para politikası ne de maliye politikası var

Ekonomik anlamda döviz ve para birimi noktasında KKTC hükümetlerinin ellerinde yeterli enstrüman olmadığı ve yapabileceklerinin sınırlı olduğunu da hatırlatan Güryay, ne para politikası ne de maliye politikası araçlarının olmadığını söyledi. Güryay, bu noktada da Türkiye’nin KKTC’ye olan katkısının artması gerekliliğinin oldukça önem taşıdığını söyledi. Güryay, krizden çıkabilmek adına yapılan katkıların iyi kullanılması ve içte de yapısal reformların hayat bulması gerektiğine işaret ederek, KKTC’nin yapısal bir dönüşüme ihtiyacı olduğuna dikkat çekti.

2019’da Türkiye katkısı azaldı

2019 KKTC bütçesinde Türkiye’den gelen katkıların azaldığının görüldüğünün altını çizen Güryay, 2019 yılının çok çetin bir yıl olacağını ifade etti. Güryay, Türkiye yatırımlarının gittikçe azaldığını ifade etti.

Türkiye ve KKTC ekonomik anlamda birbirine benzer kimyada

Güryay, Türkiye’nin de kritik bir dönemeçten geçtiğine işaret ederek, paralel ekonomik önlem paketlerinin hayata konulmasının da olumlu olduğunu ifade etti. Güryay, KKTC’nin de Türkiye’den çok bir farkı olmadığını birbirinden tamamen ayrı değerlendirilmesinin de mümkün olmadığını kaydetti. Güryay, “Türkiye’de uygulanan paketlerin krizin insanlar üzerindeki etkisini azaltmak adına uygulandığını çok iyi biliyoruz. TL kullanmamız ve bizi tek tanıyan ülke olması nedeni ve ekonomimize katkı yapması nedeni ile tamamen ayrı bir değerlendirme yapmamız mümkün değildir” dedi.

Geçici önemler alınırken, gerçek problemler yerinde duruyor

Türkiye ekonomisinde de KKTC ekonomisinde de alınan önlemlerin geçici olduğunu asıl önemli olanın köklü ve sürdürülebilir çözümler üretmek olduğuna vurgu yapanGüryay, “Tüm bu kampanyalar ve paketler bize geçici bir süre için rahatlama getirmektedir. Gerçek problemler hala yerinde duruyor. Bu bizim için de Türkiye için de aynıdır. Kısa vadede değil, ancak orta ve uzun vadede alınması gereken birçok önem var” ifadelerini kullandı.

2019’da ekonomik daralma var, köklü çözümler yok

KKTC’nin paralel anlamda Türkiye ile benzer olduğunun unutulmaması gerektiğini anlatanGüryay, 2019’da beklenen ekonomik daralmaya rağmen hem TC’de hem de KKTC’de ön görülü köklü çözümler odaklı çalışmaların görülmediğini söyledi.

Ekonomi daralıyor, üretim azalıyor, gelirler düşüyor

Güryay, ekonominin daralmasının, üretimin azalması anlamına geldiğini söyledi. Güryay, “Üretimin azalmasının da işletmelerin gelirlerinin azalmasını beraberinde getirdiğini unutmamalıyız” dedi.

Yüklü miktardaki dış borçlar sıkıntı yaratıyor

2019 yılında çok yüklü miktarlarda borç ödemeleri olduğuna da dikkat çeken Güryay, “2019’da işletme ve bankaların yurt dışında ciddi oranda yüklü ödemeleri söz konusudur. Gelirlerin azaldığı bir ortamda bu ödemelerin yapılması daha da sorunlu hale gelecektir. Aynı şey KKTC için de geçerlidir. Günü birlik kampanyalar ile halkı rahatlatmaya çalışıyoruz, ancak bu çözüm değil. Krizin etkisini kampanyalarla azaltmaya çalışıyoruz ancak bilmeliyiz ki bu kampanyalar sonsuza kadar gitmez. Bunun temeline inerek, sorunları temelden çözmemiz gerekmektedir. Ancak bu yönde herhangi bir şekilde bir adım atmış değiliz” şeklinde konuştu.

 

 

Merkez Bankası rezervleri azalıyor, işsizlik artıyor, üretim düşüyor

Yapısal ve köklü çözümler alınmadığı sürece atılan geçici günlük adımların fayda sağlamayacağına dikkat çeken Güryay, palyatif çözümlerin sadece geçici yarar sağladığının, en ufak bir ekonomik dalgalanmanın bir krizin daha yerle bir edebileceği bir sakat yapının önüne geçemeyeceğini ifade etti. Güryay, ne Türkiye’nin dışarıya olan borçlarında bir değişim var ne de Merkez Bankası’nın azalan rezervlerinde bir değişiklik var. İşsizlik keza hızlı artışta, üretim düşüşte. Bu sorunlar dağ gibi karşımızda dururken, 2 aylık 3 aylık kampanyalarla bu işi çok da ileriye götürmemiz mümkün değildir” diye konuştu.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.