Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora, Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin gerek ABD’de, gerek diğer dış temaslarında “Kıbrıs gerçeklerini anlatıp anlatmadığını” merak ettiklerini belirtti.

Bora, Kıbrıs sorunuyla ilgili bugün yaptığı yazılı açıklamada, “KKTC Dışişleri Bakanı Özdil Nami’ye düşen görev, ABD’deki temaslarında yüksek düzeyde itibar gördüğünü anlatması değil, bugünkü varlığını borçlu olduğu ve uluslararası hukukun da kabul ettiği KKTC’nin tanınması ve yücelmesi için zekâ ve enerjisini bu yönde harcamasıdır” ifadelerini kullandı.

Bora yaptığı yazılı açıklamada, “Rumları masaya getirebilmek ve mutabakat belgesine evet demeleri için her zaman olduğu gibi Türk tarafına yoğun baskılar uygulandı” dedi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun açıklamalarının, Rumların, tek egemenlik, tek temsiliyet ve tek vatandaşlık isteklerinin karşılandığı iddialarının doğru olmadığını ortaya koyduğunu dile getiren Bora, “Sayın Cumhurbaşkanımız bulunacak yaşayabilir bir çözümün, Kıbrıs’ın gerçeklerinin dikkate alınmasıyla mümkün olacağını ısrarla söylerken, egemen devletimizden de vazgeçilmeyeceğine vurgu yapmaktadır” ifadelerini kullandı.

Bora şöyle devam etti:

“Halkımız, direncini ulusal davamızın haklılığı ve meşruluğundan almaktadır. Şimdi Kıbrıs’ın denizlerinde var olduğu iddia edilen hidrokarbon yataklarının bazı ülkelerin iştahlarını kabartması üzerine 50 yıllık bir sorunu bir oldubittiye getirerek çözeceklerini yayarak bu konuda olumlu bir hava yaratmaya çalışmaktadırlar.”

Sorunun 50 yıldır çözülmemesinin nedenlerine tarafsız bir gözle bakmak gerektiğini kaydeden Bora, bu süreci anlattı.
 
Kendilerinden, yaşanan acı gerçekleri bir yana bırakıp, birleşik bir Kıbrıs kurulmasına katkı koymalarının istendiğini söyleyen Bora şöyle devam etti:

“Kıbrıs Cumhuriyeti birleşik bir Kıbrıs değil miydi? Bu nasıl yıkıldı? Bu isteği ortaya koyanlara, bu kadar yıldan sonra hem de barış, huzur ve güven ortamının kökleştiği bir sırada böyle bir istekte bulunanlara, Kıbrıs Türk halkına yaşatılan bunca acı ve gözyaşlarından sonra inanmak ve güvenmek olası mıdır? 50 yıldır bu hukuksuzluğa ve haksızlığa sessiz kalanların, kendi çıkarları söz konusu olunca sahneye çıkmalarını,  Kıbrıs Türk halkının olumlu karşılayarak bağımsız devletinden ve Anavatan’ından vazgeçmesi asla mümkün değildir, zira bu intihardan başka bir şey değildir.”

“NAMİ’NİN TEMASLARINDA KIBRIS GERÇEKLERİNİ ANLATIP ANLATMADIĞI MERAK KONUSU”

Açıklamasına İtalya Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’nun, Rum Yönetimi eski Dışişleri Bakanı Nikolas Rolandis’in ve Rum yazar Loucas Haralambous’un çözümün önündeki engelin Rum tarafı olduğuna yönelik beyanatlarına işaret ederek devam eden Bora, “İşte bu nedenlerden ötürü KKTC Dışişleri Bakanı Özdil Nami’ye düşen görev, ABD’deki temaslarında yüksek düzeyde itibar gördüğünü anlatması değil bugünkü varlığını borçlu olduğu ve uluslararası hukukun da kabul ettiği KKTC’nin tanınması ve yücelmesi için zekâ ve enerjisini bu yönde harcamasıdır. Özdil Nami gerek ABD’de ve gerekse diğer dış temaslarında yukarıda sıralamaya çalıştığımız Kıbrıs’ın gerçeklerini anlatıp anlatmadığı merak konusudur” dedi.

Bora açıklamasını “Bu gerçekler ışığında Birleşik Bir Kıbrıs’tan söz etmek olası mıdır?” sorusuyla bitirdi.

TAK